Kafanıza 'mevzuat' kadar taş düşsün, e mi!

  • GİRİŞ12.10.2012 09:20
  • GÜNCELLEME12.10.2012 09:20

Neymiş, ‘1. Ordu eski Komutanı Çetin Doğan, kız öğrencilerin başörtüsüyle okullara gitmesine tepki göstermiş ve Milli Güvenlik derslerine giren subayları İstanbul'daki tüm liselerden çekmiş'.

Sonra, il güvenlik toplantısına katılan komutan, okullarda çekilmiş çeşitli fotoğraflar göstermiş. ''Askerler idareden, mevzuatın gereğini yapmalarını istiyorlar''mış…

Dönemin İstanbul Valisi Erol Çakır, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve AİHM kararları doğrultusunda, bu konuda askerlerin haklı olduğuna inanıyormuş... Böylelikle, ‘başörtüsü konusuna müdahale etmişler, mevzuat uygulanmış ve süreç tamamlanmış'.

Başörtülü öğrencilerin yüzde 92'si başlarını açmış Çakır'a göre; yüzde 8 inat etmiş. Başını açanların büyük çoğunluğu da, memnuniyetlerini dile getirmişler(!). Yani raporlarda öyle yazıyormuş…

İstanbul'daki İmam-Hatip Liselerinin tamamında polislerin başörtülü öğrenci avına çıktığı dönemin valisi, 'Ben türban konusunda yasaları uyguladım. Anayasa Mahkemesi, Danıştay, AİHM'in kararlarını uyguladım' şeklindeki sözleri ile mevzuatın uygulandığını söylüyor.

Dönemin mesullerinin hemen hepsinin başvurduğu klasik bahane… Okulların kapısına kılık kıyafet kontrolü yapıp, başörtülü olanları içeri sokmayacak; küçücük kız çocuklarını otobüslere doldurup uzak yerlere bırakacak polisler koyacaksın, sonra da çıkıp AYM, Danıştay, Yargıtay hatta AİHM kararlarını uyguladığından bahsedeceksin…

Başlarını zorla açtırdığı öğrencilerin memnuniyetinden bahsetmeye kalkışması da, düpedüz ‘tüy dikmek'!..

Söylediği şeylerin hiç birisinin konuyla alakasının olmadığı, malum da; Türkiye'nin en büyük şehrinin valiliğini yapmış birisinin, uyguladığını söylediği mevzuat konusunda bu kadar bilgisiz olması nedendir acaba.

Hani açıktan, ‘askerler emretti, başka şansım yoktu, ben de uyguladım' dese anlaşılabilir bir tarafı var. Ama hayır, o mevzuattan bahsediyor. Mevzuat derken de, öyle kılık kıyafet genelgesine filan değil; Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ve dahi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına atıfta bulunuyor.

İyi de, o dönemde konuyla ilgili mevzuat denilebilecek tek bir şey var: Orta Öğretim Kurumları Kılık Kıyafet Yönetmeliği…

Çakır bunu bilmiyor mu, yoksa o yönetmeliğe atıfta bulunursa şayet; başörtüsü ile uğraştığı halde, mini eteklere neden göz yumduğu sorulur diye mi düşündü?..

Öyle ya, yönetmelikte baş açık olması şartının yanında, etek boyları ve dahi kısa ya da kesik kol kıyafetlere kadar bir sürü ayrıntı var.

Yönetmelik, ‘okulların kapısına polis diker, girmek isteyenleri engeller ve dahası otobüslere doldurup, onlarca kilometre öteye bıraktırırsın' demiyor, dikkatinizi çekerim.

İstanbul Valisi olduğu dönemde, mevzuatta yeri olmayan bir çok şeyi yaptığını aktaran Erol Çakır'la alakalı olarak Komisyon'un ne yapacağını bilemem. Ama bu itirafların harekete geçireceği bazı merciler, olmalı.

On binlerce talebenin eğitim-öğrenim haklarına yönelik ciddi engellemeler ve bunların neticesinde ortaya çıkmış sayısız mağduriyetler söz konusu…

Çakır ne derse desin, bunların hiç birisinin de mevzuatta yeri yok!..

Ekrem Kızıltaş  -  Haber7

ekremkiziltas@gmail.com

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat