Olayla ilgili en son örneklerden birisi, Gıda Mühendisleri Odası ile ilgili. Gıda Mühendisi Alime Büşra Nur Sarıoğlu Canbulut'un, TMMOB Gıda Mühendisleri Odası'na yaptığı üyelik başvurusu kabul edilmemiş.
Gıda mühendislerinin normalde çalışırlarken bone takmaları gerektiğini düşünürsek, bonenin -nerdeyse- mecburi olduğu bir meslek dalında oda üyesi adaylarından ‘başörtüsüz fotoğraf' istenmesi, ironik!
Olayın en ilgi çekici taraflarından birisi de, TMMOB Gıda Mühendisleri Odası'ndan yapılan açıklama.

Yönetim Kurulu Başkanı Petek Ataman, konuyla ilgili olarak şu açıklamayı yapmış:

‘'(Oda) bu uygulamayı tek başına, keyfi ve dayanaksız olarak değil, yasaların belirlediği zorunluluklar nedeniyle yapmaktadır. TMMOB ve odalarında var olan bu uygulamanın hukuki dayanağını Danıştay 8. Dairesi'nin kararı, Danıştay İdari Dava Daireleri kararı ve Anayasa Mahkemesi kararı oluşturmaktadır.”
 ‘Yasaların belirlediği zorunluluklar'…

İyi de, hangi yasa ya da yasalar?
Uygulamanın hukuki dayanağı(!) olarak ‘Danıştay 8. Dairesi, Danıştay İdari Dava Daireleri ve Anayasa Mahkemesi kararları' gösteriliyor oysa!..

Gıda mühendisleri mahkeme kararlarının yasa olmadığını bilmiyor olamazlar herhalde. Malum, yasalar TBMM tarafından yapılır…

Neyse ki, -belki unuttuklarından- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına atıf yapılmamış, hiç değilse!
Demek ki odalar, özellikle de hanım üye alacakları zaman, Anayasa ve kanunlara değil, ilgili olduğunu düşündükleri bazı yüksek mahkemelerin kararlarına bakıyorlar.

İyi de, odaların çalışmalarını düzenleyen mevzuat yapılırken Anayasa ve kanunlar yeterli gelmiyor mu ki, yorucu bir araştırmaya girişip, mahkeme kararlarını dayanak yapma ihtiyacı hissediyorlar?

Ya da; bir müracaat olduğunda, eğer aday üye başörtülü ise, nasıl kabul etmeyebilecekleri üzerine araştırmaya girişip, işlerine gelen kararların bulunduğu yerlerden referans almayı tercih ediyorlar, belki...
Tam manasıyla bir ‘kara kaplı kitaba bakma durumu' yani.

Başörtüsü temel bir hak ise, ki öyledir, bu durumda öncelikle Anayasa'nın 13. Maddesine bakmaları gerekirdi oysa.

Anayasa'nın ‘Temel Hak ve hürriyetlerin sınırlanması' başlıklı 13. Maddesi, bakın ne diyor:
“Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir.”

Anayasa çok açık. Temel hak ve hürriyetlerin, ‘özlerine dokunulmaksızın' ve de ‘ancak kanunla sınırlandırılabileceğini', söylüyor.

Bu konuyla alakalı ‘yasalardan' bahsedip, sonra da bazı mahkemelerin verdiği kararları zikretme alışkanlığı, eskilerde kaldı zannediyorduk. Ancak, eski huylarını devam ettirmeye kararlı olan birileri hep çıkıyor, anlaşılan.
Hatırlatmakta fayda var, Anayasa'nın 6. Maddesi'nde de şöyle bir hüküm var:
“Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz.”

Yasakçılığa meraklı zihinlerin eseri olduğu anlaşılan türdeki yönetmelikleri; ya Anayasa ve kanunlara uygun bir hale getirmek, ya da kaldırıp çöpe atmak gerek!..


Ekrem Kızıltaş - Haber7
ekremkiziltas@gmail.com