Kamuda kılık kıyafet özgürlüğü; vakti geldi de geçiyor bile!
- GİRİŞ18.01.2013 09:01
- GÜNCELLEME18.01.2013 09:01
‘Neden takmazlar' değil, ‘neden takamazlar'?..
Hakimlik yapan ya da polis, zabıta, aklınıza gelebilecek her türlü işlerle uğraşan memur hanımların başörtüsü kullanmalarının kime ne zararı vardır?
Yıllardan beridir tartışılır bu konu. Karşı çıkanların kullandıkları en önemli argüman da, başörtülü bir hakimin karar verirken başörtüsü kullanmayan hanımlara karşı tarafgir davranabilmesi ihtimalidir.
Bu mantık üzerinden yürünür ve mesela başörtülü bir polisin de, başörtüsüz hanımlar söz konusu olduğunda yanlı davranabileceği ve onlara kanunsuz bir şekilde muamele edebileceği varsayılır.
Yine, başörtülü bir doktorun da başörtüsü kullanmayan hanım hastalara değişik davranacağına kesin gözüyle bakılır, bu zihniyetin sahiplerince…
Bu iddialar, genellikle karşı soruların sorulmadığı, sorulamayacağı ya da sorulsa bile cevap verilmeyecek ortamlarda dillendirilir.
Dolayısıyla mesela başörtülülerin bu türden davranış riski var ise şayet, başörtülü olmayanların başörtülülere karşı davranışlarında da aynı riskin mevcut olup olmadığı hususunda sorulan ve sorulabilecek sorular, hep cevapsız kalmıştır…
Sahi, başörtüsü kullanmayan bir hakime hanım, başörtülü bir hanımla ilgili karar vermek durumunda kaldığı zaman, tarafgir davranabilir mi?
Hanım bir polis memuru, görevi sırasında karşılaştığı başörtülü bir hanıma değişik yaklaşabilir mi? Ya da başka görevlerde çalışan başı açık hanımlar, başı kapalı olanlara farklı davranabilirler mi?..
Böyle bir şey kesinlikte yoktur ve olamaz demek belki biraz zordur ama istisnaları bir kenara bırakacak olursak; herhangi bir görevlinin, sırf başörtüsü takıyor diye bir hanıma değişik davrandığını söyleyemeyiz.
Başörtülü kamu görevlilerinin, başörtüsü kullanmayanlara farklı davranabilecekleri şeklindeki tezin sahibi olan çevrelerin; başörtüsüz olanların başörtülülere karşı farklı bir davranışta bulunup bulunmayacakları konusundaki görüşlerini öğrenemedik hiçbir zaman. Ve galiba öğrenemeyeceğiz de…
Meselenin bam teli ise, Türkiye'deki hanımların yüzde 70'ten fazlasının başörtüsü kullanmakta olduğu; dolayısıyla başörtüsü sebebiyle farklı davranışlar olabileceği değerlendirmeleri yapılacaksa eğer, toplumun büyük çoğunluğunun bu açıdan sıkıntı içerisinde bulunması gerektiği hususudur…
Yine hatırlatalım ki, istisnalar hariç böyle bir şey varit değildir.
Varsayımlar bir tarafa; nasıl ki başörtüsü kullanmayan hanım kamu görevlileri, başörtüsü kullananlara farklı davranmıyorlarsa; başörtüsü kullanan kamu görevlileri olsaydı eğer, onlar da başı açık olanlara farklı davranmazlardı…
Ve şunu gönül rahatlığı içerisinde söyleyebilirim ki; başörtülü hanımlar, kamu görevi yapar hale gelirlerse başörtüsü takmıyor diye kimseye farklı davranmazlar…
Özellikle de, farklı davranışlarla karşılaşmanın ne demek olduğu konusunda epeyce tecrübe sahibi oldukları için yapmazlar bunu…
Kamuda başörtüsü meselesi, Türkiye'nin kanayan yaralarından birisi…
Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) tarafından başlatılan ‘Özgürlük İçin 10 Milyon İmza' Kampanyası, yıllardır kanamakta olan bu yaranın tedavisi için atılabilecek en güzel adımlardan birisi. (Detaylı bilgi: www.ozgurlukicin10milyonimza.com)
Kamuda kılık kıyafet özgürlüğünü talep eden ve ülkemizdeki sivil toplum kuruluşlarının büyük bir bölümünün desteğine sahip olan bu kampanyanın, 10 milyon veya daha fazla imzaya ulaşması, uygulamanın düzeltilmesi için atılacak adımların müjdecisi olacaktır…
Ekrem Kızıltaş - Haber7
ekremkiziltas@gmail.com
Yorumlar4