28 Şubat'ın son kalıntıları da çöpe!
- GİRİŞ22.02.2013 10:04
- GÜNCELLEME22.02.2013 10:04
Mesajların çoğunda, karma eğitimim ciddi bir yanlış olduğu ve mümkün olduğu kadar kısa bir zamanda bu yanlıştan dönülmesi gerektiği vurgulanırken; bazılarında da, karma eğitime karşı çıkmanın Orta Çağ kafası olduğu gibisinden görüşler aktarılmış.
Öncelikle, karma eğitimle alakalı itirazların kuru bir inatla alakasının olmadığı, toplumun büyük çoğunluğunun inanç ve kültür değerleri ile çatışan bu uygulamanın mecburiyetten ziyade gönüllü bir katılım gerektiren eğitim-öğretim faaliyetine ciddi zararlar verdiğinin anlaşılması önemli bir husus.
Kız ve erkek çocuklarının -hiç değilse orta öğrenim seviyesinde- karma sınıflarda değil, ayrı sınıflarda okuması gerektiğini düşünen çok sayıda insan var.
Karma eğitim sebebiyle yaşanabilecek olumsuzluklar başlığı altında sayılabilecek o kadar çok şey var ki... Cinsellikle ilgili hususlar işin sadece bir yönü.
Kaldı ki, hangi sebeple olursa olsun, bu insanları ‘kız ve erkek çocuklar beraber okumak zorundadırlar' şeklinde bir dayatma ile karşı karşıya bırakmanın makul bir izahı yoktur.
Geçmiş yıllarda olduğu gibi, kızların ve erkeklerin ayrı okudukları sınıflar ve okullar oluşturmak, üstesinden gelinemeyecek bir şey değildir.
1973 tarihli Milli Eğitim Temel Kanunu, genel olarak karma eğitimi öngörüyor olsa da, ‘Ancak eğitimin türüne, imkân ve zorunluluklara göre bazı okullar yalnızca kız veya yalnızca erkek öğrencilere ayrılabilir' şeklindeki istisna hali sebebiyle, önceden var olan kız ve erkek liseleri varlıklarını 28 Şubat sürecine kadar sürdürebilmişlerdi.
28 Şubat süreciyle birlikte dayatılan 8 yıl kesintisiz eğitimin ardından mevcut kız ve erkek liselerinin dönüşümü yönünde de adımlar atıldı. Ve böylelikle tam da batının ayrı eğitimin önemini kavrayıp bu yöndeki çalışmalara ağırlık verdiği bir zaman diliminde, Türkiye'de tümüyle karma eğitime geçişe zemin hazırlanmış oldu.
Görünürde eğitim sistemindeki başarıyı artırmak için atıldığı söylenen bu adımın gerçekte neyi hedeflediğini, Doç. Dr. Halim Ulaş'ın Şubat başında Türkiye Aydınlar Platformu'nun düzenlediği Eğitimde Paradigma Dönüşümü panelinde söyledikleri açıkça ortaya koyuyor: “Türk eğitim sistemine olağanüstü bir dönemde dâhil edilen karma eğitim uygulaması, bilimsel ve pedagojik bir ilke veya gereklilik olmaktan ziyade, ideolojik bir dayatma ve politik bir tercih gibi görünmektedir.” (Aktaran: Ali Erkan Kavaklı.)
Doç. Ulaş, sözlerini ‘gibi gözükmektedir' şeklinde bağlamış olsa da, karma eğitim ideolojik bir dayatma ve politik bir tercih sonucu uygulanmaya başlanmıştır. İpleri ellerinde tutanlar, ‘biz yaptık oldu' mantığı ile hareket etmişler, bilimsel ve objektif verilere istinat etmeye gerek görmeden, karma eğitimi ülke genelinde yaygınlaştırmışlardır.
28 Şubat döneminin eğitimle alakalı birçok dayatması kaldırıldı ve böylelikle daha sağlıklı bir eğitim yapısına kavuştuk. Karma eğitimin en kısa sürede kaldırılması ve isteyenlerin kız ve erkek çocuklarını ayrı sınıflarda okutabilecekleri bir sisteme geçilmesi ile, sürecin son kalıntılarından birisi daha tarihe karışmış olacaktır.
Ekrem Kızıltaş - Haber7
ekremkiziltas@gmail.com
Yorumlar4