Pensilvanya’nın Hee- See-Yee-Kaa-Sıı

  • GİRİŞ06.08.2014 10:03
  • GÜNCELLEME06.08.2014 10:03

Bayram arifesinde sahneye HSYK’nın 1. Daire Başkanı İbrahim Okur çıktı ve Deniz Zeyrek’e röportaj verdi: ‘Kendi ilkelerimizi çiğnedik. Bu arkadaşlar, başsavcı vekiliydi. Biz onları savcı olarak atadık. Kışın ortasında. Kendi talepleri olmadan!”

Okur akıllı adam. “Bu açıklamada neyin nesidir?” sorularının önünü almak için de diyor ki ‘Ortalığın yatışmasını bekledik.”

Ortalığın yatışmasını bekleyen Okur’un ‘Bu arkadaşlar!” dediği kişileri biliyorsunuz. 17-25 Aralık darbe girişiminin savcıları. Sicil amirleri İbrahim Okur artık neye güvenerek ve nasıl bir güvence verdiyse kendilerine ‘atandıkları yerlere alışamayan ve makamlarına geri döneceklerinden adları gibi olan’ ‘bu arkadaşlar’ şimdilerde twitter hesaplarından bu ülkenin Başbakanı’nı tehdit etmekle meşguller. Hay maşallah!

Okur’un bir diğer rahatsızlığı da ‘Sulh Ceza Hakimliği’ne, iktidara yakın kişileri getirmeleri’ymiş!

Bu açıklamayı ne zaman yapıyor İbrahim Okur? Paralel çetenin emniyet ayağına yapılan 22 Temmuz operasyonun hemen akabinde. Dikkatinizi çekerim, yürüyen bir dava varken böylesi bir açıklama yapıyor! (Yargıtay’daki bir kaynağımın iddiasına göre Okur’a Pensilvanya’dan “Aman konumunu kaybetme, lüzum gelirse bana dahi küfredebilirsin” özel fetvasının olduğu.)

Biliyorsunuz sonrasında röportaj vermedim o dostane bir ortamda yapılan konuşmaydı gibi zırvalamalara girdi, girdikçe daha da battı. “Pardon” derler adama Sayın Okur, dostane ortamdaki konuşmalar sizin asıl zihniyetinizi ve tam olarak nerede durduğunuzun bir göstergesidir.

Bakın çok açık söylüyorum, Sayın Okur’un Deniz Zeyrek’e verdiği sonrasında çeşitli katakulliyle inkara kalkıştığı o açıklamaları bu ülkenin Cumhurbaşkanı yapsa ne bu davayı yürüten savcılar ne de hakimler tedirgin olur. Olmaz.

Pazartesi akşamı da HSYK 3. Daire Başkanı Ahmet Hamsici sahnede yerini aldı ve ‘Yargıyı silah gibi kullanmayın!” efelenmesi yaptı. Kime diyor, hükümete?

Bak sen!

Günlerdir HSYK seçimleri ve HSYK üzerine ısrarla yazıyorum. Yazmaya da devam edeceğim.

Evet, önemli bir yere sahip; HSYK.

8 Şubat MİT krizinden sonra, 17-25 Aralık’ta ortaya çıkan, Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı açıkça, alçakça savaş aşan ve adeta çete faaliyeti yürüten savcılar ve hakimler HSYK’nın koruması ve kollaması altında. 

Anayasal suç işlemeyi dahi göze alarak, hatta tüm kariyerlerinin intiharı sayılabilecek, bu açıklamalarıyla ‘ben paralelim’ kafasını çıkartarak, siyasi iradeyi tehdit eden, dahası ‘paralel örgüt’le ilgili soruşturma yapacak savcılara, Sulh Ceza Hakimleri’ne gözdağı veren, aba altından gösterdiği  ‘sakın düşünmeyin, sonunuz kötü’ sopalı açıklamalarının bir hukuki bir izahı olmalı.

Ama yok. Buradan ortaya çıkan tek sonuç şu; paralel çetenin savcıları, ellerine silah alıp Başbakan’a tetik çekerken yakalansalar HSYK denilen idari kurum bunları ölümüne savunacak, koruyacak.

Yazının tamamı için tıklayın...

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat