Çarmıha gerili idoller ve Michael Jackson örneği
- GİRİŞ31.07.2009 16:58
- GÜNCELLEME31.07.2009 16:58
Modernlik önce geleneksel otorite ve idolleri, kahramanları reddetti (evliyalar, azizler vb.) onun yerine kapitalizmin tüketim ve zevk kültürüne, dünyasına hitap eden yeni kahramanlar ortaya çıkarttı.
Üç aşama ile gerçekleşti bu süreç. Önce Hazreti İsa’nın yerine çarmıha gerili idoller vazife yaptı ve kitleler tarafından bu yok edildi. Daha sonra ulus devlet ve beraberindeki filozoflar kahramanlar, Kant, Napolyon ve benzeri idoller dinin kahramanlarının yerini aldı, ulus devletin otoriteleri idollerimiz oldu.Şimdi de onların yerine popüler kültürün idolleri geldi.Müzisyen, modacı, sinemacı vs... Yani her gün tüketilen unsurlar, hızlı üretilip çok çabuk tüketilen idoller dönemi. Sahte tanrılar, kutsalsız kutsallar.
Hegel ‘Sanatçılar Tanrının yer yüzündeki elleridir’diyor. Evet Allah sanatçılara yeni bir şeyler üretme, oluşturma, yapma konusunda esmasından biraz daha fazla vermiş; yani özel bir kabiliyet ve ilham hali, özel bir duyuşa ve duyarlılığa sahip olma hali. Hep gıpta etmişimdir sanatçılara çünkü okumak ile olunamayacak tek meslek türü, bir hal bence
.
İnsanlar gerçek yaratılışlarına uygun model alabilecekleri insanlardan uzaklaştıkça onların yerlerine yapay ikonlar yerleştirdiler, onlara tanrısal anlam atfettiler.
Hz. Musa’nın kavmi gibi görünen altın buzağı üretme eğilimi gerçek ilahi çizgiden sapmayla başlar. İnsan aciz bir varlık olduğu için hep gözünün önünde tapınılası değerler ister. Varlık sanki görünür, işitilir olmaya bağlıdır.
İdol hep bir varlık gösterme eğilimi içine girer, toplumsal katmanlara hep yeni mesaj içerikleri, sanki ilahi birer ileti sunma ihtiyacı duyar. Aslında sanatçıların bunda bir suçu yok belki, çünkü onları narsistik yapan bizleriz, onlara aşırı anlam yükleyerek kendilerini Tanrı mesabesinde hissetmelerine neden olan bizleriz, kendilerini aşırı beğenmelerine neden oluyoruz, öz saygıları çok gelişmediğinden, onları hep poh pohlayarak onlara kendilerini özel hissettiriyoruz.
Biricik ve hep var olma, yok oluş duygusundan uzaklaşma eğiliminde, hep sahnede, hep alkışlarla, şöhret tutkunları olan narsistik bireyler, ben merkezci yaratıklar oluşturuyoruz. Önce yere göğe sığdıramadığımız bu yaratıkları daha sonra medya celladının etkisiyle bir günde alaşağı edebiliyoruz. Önce tap sonra çarmıha ger.
Hayal kırıklığına uğrat sonra kişinin kendine olan özsaygısını yok et.
Michael Jackson kendisiyle bir belgesel çeken ve Michael'ın yaşantısını tamamen alt üst eden Amerikalı gazeteci ve belgesel yapımcısı Martin Bashir’e ‘Hayatında hiç bu kadar aşağılanmadığını, kendisini hiç bu kadar aldatılmış hissetmediğini’ belirten sert bir açıklama yaptı ama bizler tüm bunlara inanma noktasına geldik.
Halbuki altı yıl evvel kardeşi Jermain’in müslüman olması ve Michael’inde bu cemaate girmesi modern popüler kültür idolünün artık çarmıha gerilmesinin vaktinin geldiğini bildiriyordu.
Michael din değiştirdi mi bilemeyiz ama onu harcamak isteyenler Michael hayranlarının 4-5 milyonu bulan potansiyellerinin ürkütücü gücünün farkındaydılar.
Michael’da histeironik kişilik bozukluğu var mıydı bilemiyorum, abartılmış duygular, tepkiler, yüz beden ve mimiklerde aşırılaştırılmış davranış öğeleri, hep dikkatini üzerine çekme isteği, kameralar, ışık ve spotlar. Bunda Michael suçlu muydu.
O sadece şarkı besteleyip olağanüstü söyleyen ve kinestetik zekasını en başarılı bir şekilde kozmik bir uyumla sergileyen bir birey olarak kalsaydı ve onun egosunu bu kadar kabartmasaydık, içindeki hiç büyümeyen çocuğun masumiyetini öldürmeseydik keşke, tüm estetiklerinde çocuk masumiyetini öne çıkaran mimik ve yüz kalıpları kullandırmıştı oysa.
Kirli dünyaya hep çocuk siması ile bakmak istemişti, belki de. 1979 bir İran Devrimi etkiler beni bir de Jackson’un ‘Of the wall‘ albümü, ikisi de bir başkaldırı. O f the wall albümü bir adolesan dönemi sonrası devrimidir. Billie jean, Dont stop til you get enough. Hepsi bu albümde.
Michael jackson ‘Beat it’ ile Beethovenin 3 cü senfonisiyle yarışır adeta.(Mansur Forutan) Thriller ile 13 dakikalık bir görsel şölen sunar sevdiklerine.
Bizim zamanımızda bir liste hazırlayıp plakçıya gitmek, elimizdeki şarkıları evdeki atıl kasetlere çektirmek olağan bir şeydi..
MTV yoktu o zaman, ama ses ile de yetinebilirdik, görselliği kendi muhayyilemizde oluşturmak bile bir keyifti. Şimdi her şeyi görünür kılmak istiyoruz.
‘Küçüğüm daha çok küçüğüm bu yüzden saçmalamam’.O hiç büyümedi ki. Belki bu yüzden kendi çocuğunu pencereden basın mensuplarına gösterirken bir lahana bebek gibi onu sallıyordu.
Popüler kültürün ürettiği bir idol daha kaydı bilinç dünyamızdan, keşke sadece şarkı söyleyip dans etseydin Michael Jackson, şarkı söylemek avaz avaz
.
Seni bu hale getirip senin sanatını ve sanatçı kimliğini gölgede bırakanlar senden özür dilemeliler. Ama şimdi onlar senin kutsalının yerine yeni tanrılar koymak için kolları sıvamışlardır bile.Şimdi kim hasta, Michael’ler mı, onları putlaştıranlar mı?
Psikolog Emel YILDIRIM / Haber 7
e_psikolog@hotmail.com
Yorumlar3