İçeride hırsızlarla dışarıda emperyalistlerle savaştık
- GİRİŞ24.09.2025 09:00
- GÜNCELLEME25.09.2025 09:23
Emperyalistlerin
Denizler üzerindeki hâkimiyeti neticesinde
Dünyayı sömürdüklerini gören Sultan A. Aziz büyük bir donanma kurmak için uğraştı ve başardı da…
Ama
İçerideki hain hırsızları hesaba katmamıştı.
Tahttan indirildikten sonra
Türlü hakaret ve eziyetten sonra yere yatırılıp bileklerini keserek şehit ettiler.
Arkasından
Sarayını yağmalayarak en çok bildikleri şey olan soygun ve hırsızlıklarını yaptılar.
YILDIZ SARAYI YAĞMALANIYOR
Arkasından gelen Sultan A. Hamid
Eğitim
Sanayi
Sağlık
Ve ulaşımdaki aksaklıkları görerek tüm ülkeyi okullarla donatırken, ulaşımda da Hicaz ve Bağdat demiryolunu açmak suretiyle uzak vatan topraklarını Payitahta bağladı.
Ama Sultan
Ülkeyi âbad etmek için uğraşırken
İttihatçılar ekalliyetlerle (azınlıklarla) kol kola girmiş meydanlarda “Uhuvvet.. adalet.. hürriyet” naralarını atıyorlardı.
Uhuvvetin düşmanlık
Adaletin zulüm
Ve hürriyetten maksat azınlıkların Osmanlı hâkimiyetinden kurtulmaları manasına geldiğini anlamayacak kadar da hem cahil hem de basiretsizdiler.
Çünkü İttihatçılar
Hüseyin Avni Paşaların
Koca Reşit Paşa
Mithat Paşa ve şürekâlarının
Sultan A. Aziz’i tahttan indirdikten sonra İstanbul’u kendi aralarında parselleyip nasıl yağmaladıklarını biliyor.. akılları orada kalmıştı.
Onlara göre Âli Osman olur da, Âli Mithat neden olmasındı.
Bunun için
Önce Enver Paşa dağa çıktı
Arkasından Resneli Niyazi, Sandanski vs. dağa çıkıp Balkanlarda askeri ve sivil otorite bozulunca Sultan 2. Abdülhamid mecburen isteklerine boyun eğip dağdan inmelerini sağlamıştı.
Ama dağdan inenlerin
İlk istekleri olan Kanuni Esasi’nin ilan edilip meclis açıldığında milletvekillerin çoğunun gayri milli olduğu gerçeği bile ittihatçıların gözlerini açmamış
Ve
İlk fırsatta Sultan’ı indirmek için uyduruk bir fetva bulmakta zorlanmamışlardı.
ACI AMA GERÇEK
Sultan 2. Abdülhamid’in hal’ fetvasını tebliğ eden heyetten biri Yahudi bir diğeri de Ermeni idi.
Müslümanların halifesinin hal’ fetvasını gayrimüslimler tebliğ etti.
Neden bunu yaptılar?
SULTAN
SİYONİSTLERE GEÇİT VERMEDİ
Çünkü
Cennet mekân Sultan A. Hamid Han Siyonistlere taviz vermeyerek onların Filistin’e yerleşmelerine mani olmuştu.
İntikam için hal’ heyeti içine bir Yahudi aldıkları gibi
Osmanlı döneminde bile çoğunluğu Yahudilerle meskûn olan Selânik’e sürmüş ve yine başka yer kalmamış gibi Yahudi bir fabrikatöre ait olan Alâtini köşküne hapsetmişlerdi.
YAĞMA
İş tamam olup Sultan’dan kurtulunca
Selânik’ten gelmiş olan Hareket Ordusu ile devleti yağmalamaya başladılar.
SAVAŞ
Sultan 2. A. Hamid
Kurmuş olduğu istihbarat teşkilatı ile
Avrupa devletlerinin savaş hazırlıkları yaptığını öğrenmiş,
Ülkeyi
Bu savaştan uzak tutarak Avrupalıların güçsüz hale gelmesini beklemişti.
Avrupalılar ise;
Osmanlıyı parçalayıp kendi aralarında bölüşme hesaplarını yapıyorlardı.
Siyaseten acemi
Hırs olarak da soyguncu olan İttihatçıları Almanlar çözmüş.. onların nefsini okşayacak yollar bulmuştu.
Mesela Almanlar;
Enver Paşa’nın yolculuk edeceği trene ‘Enverland’ yazarak Osmanlı ülkesini bir nevi Enver’in ülkesi olarak tanıdıklarını zımnen ifade etmiş oluyorlardı.
30 yaşlarında bir genç olan Enver Paşa’nın nasıl gurura kapıldığını söylemeye gerek yok.
Netice olarak İttihatçılar
Osmanlıyı Almanların yanında 1. Dünya Savaşına sokmak suretiyle hem vatan evlatlarını büyük bir kırıma uğrattılar hem de ülkeyi paramparça ettiler.
BÜYÜK İNSAN ZAYİATI
Sadece Çanakkale’de 250 bin küsur şehit verdik. Cephe gerisine taşınan yaralıların daha sonra vefat etmesi ile bu sayı 400 binin üzerine çıktı.
Suriye-Filistin cephesinde 65 bin şehit 75 bin esir.
Yıldırım Ordularının geri çekilmesi ile sadece cephedekiler değil.. irili ufaklı kale ve garnizonlarda kalan tüm askerlerimiz esir düştü.
Sarıkamış
Allah-u Ekber dağlarında 90 bin askerimiz Ruslara tek kurşun atmadan donarak şehit oldu. Donmayanlar açlıktan öldü...
1923-50 DÖNEMİ
Bu dönemde savaş yok
Ama insan zayiatımız durmadan devam etti.
Şapka giymemekten
‘İsyan etti’ veya ‘suikast tertip edeceklerdi’ vb. gibi bahanelerle
Yine
Sayısını bilmediğimiz kadar insanımız öldürüldü.
Çünkü o kadar çok kişi idam ediliyordu ki; dosyaların onayı için artık meclise gönderilmiyordu.
1968 yılında bu mevzu İ. İnönü ile C. Bayar arasında polemik konusu olmuş
Ve İnönü
İdam edilenlerin dosyalarını 1950’de Demokrat Partiye verdiklerini
C. Bayar ise almadıklarını söylemişti.
Falih Rıfkı Atay ise bu sayının büyüklüğünü şöyle ifade ediyor:
“Devrimleri oturtmak için Kurtuluş Savaşı’nda verilen şehitlerin 50 katı insanı sallandırdık”
“ORTALIK TERTEMİZ
YAĞMA BAŞLAYABİLİR”
Bize bu toprakları armağan eden
Osmanlı hanedanı 1924’te ülkeden kovuldu.
Ortada kalan sahipsiz mallarına
Aç kurtlar gibi saldırdılar.
Öyle ya;
“Yağma Hasan’ın böreği” ni ortada mı bırakacaklardı.
SADECE OSMANLI HEDANININ
MALLARI MI YAĞMALANDI
Hayır!
O yıllarda
Can güvenliğinin kalmadığını gören işadamı tüccar sanayici Boğaz’da yalı ve köşkleri olan hemen hemen herkes kaçmak zorunda kaldı.
Mallarına
Mübadele ile Müslümanların arasına karışarak gelen kriptolar yerleşti.
Öncüleri
Daha önce Selanik’ten Hareket Ordusu olarak gelmişti ya..şimdi siviller de geldi.
NETİCE
Uzun bir aradan sonra
Merkezde değil ama belediyelerde iktidar oldular.
Aman Allah’ım! Hemen yağmaya başladılar…
Savcıların kaldırdığı her taşın altından büyük bir yolsuzluk dosyası çıkıyor.
TV ekranlarında görülen ortaya saçılan tomar tomar paralar meğerse buzdağının görünen küçük bir kısmıymış.
Çünkü
Burada yakayı ele vereceklerini bildikleri için paranın çoğunu yurt dışına kaçırmışlar.
Bu arada savcılar harıl harıl çalışırken
Diğer yandan bu hırsız ve yağmacıların serbest bırakılmasını isteyen bir kitle var.
Sizce
Kim bunlar?
23.09.2025
Emin Batur
NOT: “Devletimizi ellerinden geri alıyoruz”
Bu da gelecek yazıda inşallah…
EB
Yorumlar5