İşte piyonlar ve efendileri

  • GİRİŞ31.03.2016 09:35
  • GÜNCELLEME31.03.2016 09:35

-Bize ne, bizim Suriye’de ne işimiz var?
Oysa bizim Suriye’de o kadar çok işimiz, Suriye ile ilişkili öyle çok problemimiz var ki... Bugün yaşadığımız pek çok sıkıntının altında onlar yatıyor!
Üzerine kitaplar yazılır ama biz kısaca anlatalım. Dikkat ettiniz mi, birkaç gündür medyada bir haber dönüp duruyor:
“Mihraç Ural öldürüldü.”
Bu adam, 1956 Antakya doğumlu. Türkiye’de, THKP-C Acilciler isimli yasa dışı silahlı Marksist-Leninist örgüt adına pek çok eyleme girişti. Kan döktü, can aldı. Ardından yakalandı ve Isparta Cezaevi’nde yattı. 1982’de de Suriye’ye kaçtı. Baba Esad’a teslim oldu.
1980 öncesi “devrimci-yurtsever” diye topluma yutturulmaya çalışılan THKP-C Acilciler Grubu, Suriye Gizli Servisi El Muharebat’ın kontrolündeydi. Oradan emir alan bir taşerondu.
Zaten bu tür örgütlerin büyük bölümü yerli de değildi, milli de… Bugün olduğu gibi, hepsinin arkasında bir dış merkez vardı. Genellikle Suriye kontrolündeki Bekaa Vadisi’nde silahlı eğitim görüp, Türkiye’ye sızarlardı. Hepsine yönelik silah sevkıyatı da Bulgaristan’daki Vitoşa Otel’de yapılan görüşmelerle sağlanırdı.
Unutmadan ekleyelim; Abdullah Öcalan da Mihraç Ural’ın arkadaşıdır. İkisi de uzun yıllar Baba Hafız Esad’a hizmet etmiştir. Araştırırsanız, internette birlikte çekilmiş fotoğraflarını bulabilirsiniz.
* * *
Şimdi konuyu biraz daha açalım…
THKP-C Acilciler örgütü, 1974-1975 yılları arasında Ankara’da kuruldu. Liderlerinden biri de Engin Erkiner’di. Bu örgüt, Ankara ve Hatay’da pek çok kanlı eyleme imza attı.
Bir yandan ODTÜ’de sol içinde mücadele ediyor, diğer taraftan Ankara - Beşevler bölgesinde karşıt görüşlü öğrencileri kurşunluyordu. Suriye’den gelen talimatlarla bombalama eylemleri yapıyordu.
Engin Erkiner de polis tarafından aranıyor, gazetelerde fotoğrafları yayınlanıyordu. Hiç unutmuyorum, onlardan biri bana çok benzediği için, arkadaşlar “bombacı- acilci” diye takılmaya başlamıştı
Erkiner, yıllar sonra yakalandı. Son derece önemli açıklamalar yaptı. “Yenildik, hem de rezil bir biçimde” dedi.
Niçin “rezil” duruma düştüklerini de sıraladı:
-12 Eylül sonrası işlenen sol cinayetlerde bizim imzamız var.
(12 Eylül öncesindekilerden bahsetmedi.)
-THKP-C Acilciler, El Muharebat’ın Türkiye’deki uzantısı haline geldi.
-Muharebat ile anlaştık. ANAP binalarını bombaladık.
(Burada da 12 Eylül öncesi bombalamalar ve cinayetleri es geçti.)
“Türkiye’nin Suriye ile ne işi var” diyenlere ve Suriye yönetimiyle dostluk nutukları atanlara duyurulur. Suriye’nin nasıl bir ülke ve bataklık olduğunu anladınız mı şimdi? Ayrıca, bunları söyleyen herhangi bir kişi değil. Acilcilerin en tepesindeki isim!
İsterseniz, üzerine bir de Rus subaylarıyla birlikte konvoyu bombalanarak öldürülen Mihraç Ural’ın yaptıklarını koyun. Bu adamın Bayır Bucak Türkmenlerine yönelik katliamlarını ve 2013’teki Hatay Reyhanlı bombalı saldırısının arkasındaki isim olduğunu ekleyin.
Ayrıca, sakın ola “Türkiye bu işlere karışmasaydı, saldırılara uğramazdı” demeyin. Yazdım işte, kendileri itiraf ediyorlar. Türkiye, 1970’lerden beri Suriye’deki BASS Rejimi’nin saldırısı altında. Bu rejim, gün oluyor Acilciler’i kullanıyor, gün geliyor PKK’yı üzerimize sürüyor.
* * *
Suriye de tek başına değil…
O, Türkiye’ye karşı yıllardır çeşitli terör örgütlerini, daha büyük güçler de Suriye’yi kullanıyor.
Bu ülke, geçmişte Sovyetler Birliği’nin kontrolündeydi. Bekaa Kampı’da terörist yetiştirip, dünyaya ihraç ederdi. Abdullah Öcalan gibi kendince önemli gördüğü isimleri, Şam’da besleyip elinin altında tutardı. Bugün de kendisini Rusya’nın kucağına attı.
Demem o ki…
Bir piyonlar var, bir de onları kullananlar. Patronlar piyonları kullanıyor, ancak asıl emri her zaman büyük patron veriyor.
Bu arada algı operasyonlarının esiri olanlar da bütün bu olan bitene alet oluyor. Dünden bu güne hiçbir değişiklik yok. Dün öyleydi, bugün de öyle! 

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat