Bir millet el ele verdi. Hepsi etten birer uçaksavar ya da tanksavara dönüştü. Özgürlüğümüze, demokrasimize ve hatta bağımsızlığımıza yönelen taarruz, çok kısa sürede püskürtüldü. 

Sadece Ak Partililer yoktu meydanlarda. CHP’lisi ve MHP’lisi de sokaklara döküldü. Onlar da bu büyük direnişe katıldı. 
Darbe girişimi sırasında Konya’daydım. Olay duyulur duyulmaz bir telefon geldi. Arayan, yılların CHP’lisi Ahmet Kurtuluş’tu. “Abi tehlike altındasın” dedi: 
-Hemen gelip otelden seni alalım. Bizim eve geçelim. 
Teşekkür ettim, “iyiyim, yok bir problem” cevabını verdim. 
Bu defa “çocuklar” dedi: 
-Abi çocuklar sıkıntıya düşebilir belki. Ne olur, ne olmaz! Geliyoruz, onları alalım, bize götürülelim. 
Yine teşekkür ettim ve düşündüm!.. 
O anda henüz ne olduğu, gelişmelerin nereye doğru evrileceği belli değildi. Cumhurbaşkanı’ndan tek bir açıklama gelmemişti. Üstelik, darbeciler TRT’yi ele geçirmiş, sokağa çıkma yasağı koyduklarına dair bir bildiri yayınlıyorlardı. 
CHP’li Ahmet ise, Fethullahçı kalkışma karşısında beni tehlikede görüyor, kendisini ve ailesini tehlikeye atma pahasına korumaya çalışıyordu. “Gel, bize gidelim” diye ısrarla bastırıyordu. 
MHP’li dostlar da vardı Konya’da. Daha sonra, onlardan da benzer telefonlar geldi. 
* * *
Şeniz Kurtuluş, Ahmet Kurtuluş’un eşi. Doğma büyüme Konyalı. Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’nın 8. kuşaktan torunu. En büyük özelliği de Konya’da siyasetle ilgilenen herkesin tanıdığı bir CHP’li. Üç defa milletvekili adayı oldu. İki dönem il başkan yardımcılığı görevinde bulundu. Halen CHP’li ve partisini terk etmeyi düşünmüyor. 
Darbe girişiminin bastırılmasının ardından bilgisayarın başına geçti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın e-mail adresini buldu. Bir teşekkür mesajı gönderdi… 
“Ben 3 çocuk annesi CHP’li bir vatandaşım” diye yazdı: 
“Cumhurbaşkanı olarak size teşekkür etmek istiyorum. Söz verdiniz, ‘inlerine kadar gireceğiz’ dediniz ve girdiniz. Bu Fethullahçı Çete ile mücadelede gösterdiğiniz kararlılık sonucu darbeye muhatap oldunuz. Yapılan darbe girişimi, sizin gösterdiğiniz liderlik ve mücadele sonucu savuşturuldu. Çocuklarımın geleceğini düşünen bir anne olarak, şahsım, onlar ve ülkem adına size sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum.” 
Kurtuluş Ailesi, sadece benim bizzat şahit olduğum bir örnek. Onlardan o kadar çok var ki!.. Darbe teşebbüsü, başta Ak Partililer olmak üzere CHP’lisi ve MHP’lisiyle topyekun bu milletin göğsüne çarpıp ezildi. 
Milleti birbirine kırdırmak istiyorlardı… 
Ama tam tersi oldu! Bu darbe teşebbüsü, birlik ve beraberlik çimentosuna dönüştü! Bunların dış ayaklarının çılgına dönmelerinin altında da yaptıkları bu hesap hatası yatıyor. 
* * *
Dün, bu satırları yazarken, Ankara’nın ünlü eğitimcisi Fatoş Abla, “geçmiş olsun” demek için aradı: 
-Ölüyorduk, hepimizi Allah kurtardı. 
Sonra, milli iradeyi arkadan hançerlemeye çalışanların arasında yer alan Cumhurbaşkanı’nın Başyaveri Ali Yazıcı’dan bahsetti. “Biliyor musun?” dedi: 
-O’nun çocuğu da benim okulumdaydı. Eline verdim, gönderdim. 
“Neden?” diye sordum, son derece düşündürücü bir cevap verdi: 
-Bunlarda sevgi yok, sevgi. As, as; kes, kes; otur, otur; öyle yetişmişler. Davranışları bozuktu bunların. 
Doğru, ben de çoğu zaman hissettim aynı duyguları. Taktıkları maskenin altında, aslında büyük bir sevgisizlik vardı. O maske düşünce, gerçek yüzleri görüldü. İnfaz listeleri ve milletten çaldıkları ağır silahlarla ortaya dökülüverdiler. 
* * *
Büyük bir felaketin eşiğinden döndük. “Top direkten döndü” derler ya, annen öyle. Allah bu milleti korudu, kurtardık. 
Evet, başrolde millet vardı. Millet el ele verdi, büyük bir belayı savuşturdu. Ancak, ferasetinden hiç şüphe duymadığım aynı millet, geçmişte bu başarıyı gösteremedi. Neden mi? Çünkü bir eksiği vardı. O da liderlik! Şeniz Kurtuluş da bunu görmüş olacak ki, Cumhurbaşkanı’na “Darbe girişimi sizin gösterdiğiniz liderlik sonucu savuşturuldu” diyor. 
Gerçekten de liderlik öylesine önemli ki… 15 Temmuz’da görüldüğü gibi milli iradeyi harekete geçirip, bir millete destan yazdırabiliyor!

Emin Pazarcı - Akşam