O gece neler oldu?

  • GİRİŞ12.08.2016 09:58
  • GÜNCELLEME12.08.2016 09:58

Kahramanlara her gün yeni kahramanlar ekleniyor. Buna rağmen, halen konuşulmayan, dillendirilmeyen o kadar çok önemli gelişme yaşandı ki o gece…

Mesela Adalet Bakanlığı’nda yaşananlar, pek dillendirilmedi; ama son derece önemli ve hayatiydi. Onlar da darbecilerle bir başka kulvarda vuruştular.

Kalkışma başlar başlamaz Ankara Hakimevi’nde bir Kriz Merkezi oluşturuldu. Bu merkez, TBMM’ye atılan bombalar ve hemen yakınındaki Genelkurmay Başkanlığı’ndan gelen çatışma sesleri arasında çalışmalarını sürdürdü.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Meclis’teydi. Ancak, sürekli olarak bu merkezle irtibat kuruyordu. İlaveten Meclis’te kürsüye çıkıp, atılan bombalara meydan okuyordu:

-Bomba da atsanız buradayız; ne yaparsanız yapın buradayız. Sizi yargının önüne çıkaracağız. Millete hesap vermenizi sağlayacağız…

Darbecilerin millete hesap vermesini sağlayacak ekibin başında Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kenan İpek vardı. HSYK Başkanvekili Mehmet Yılmaz oradaydı. Müsteşar Yardımcısı Basri Bağcı, Hakimevi’ndeki ekibin içindeydi.

Bitmedi, dahası var…

Teftiş Kurulu Başkanı Vedat Ali Tektaş, Ceza İşleri Genel Müdürü Aytekin Sakarya, Strateji Geliştirme Başkanı Alpaslan Azapağası, HSYK Genel Sekreteri Bilgin Başaran, genel sekreter yardımcıları Serdar Mutta ve Erdal Demir, Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Harun Kodalak, Başsavcı Vekili Necip Cem İşçimen ile Ankara Savcısı Tekin Küçük de oluşturulan Kriz Masası’nda görevliydiler.

Neler mi yaptılar?

Bakan Bozdağ’ın talimatı ile Türkiye çapında başsavcılarla irtibat kurdular. Hepsini FETÖ’nün darbe girişimi ile ilgili bilgilendirdiler. Başsavcılardan, darbeci askerlerin yakalanarak gözaltına alınmasına yönelik talimatlar vermelerini istediler.

Biliyorsunuz, darbeci askerlerin yakalanıp, gözaltına alınmalarına ilişkin ilk talimatlar Ankara ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılıkları tarafından verildi. Basın aracılığı ile bütün Türkiye’ye duyuruldu. Adliyeler alarma geçirildi. Adalet teşkilatı gece boyunca darbecilere yönelik kararlar aldı.

Yetmedi, bitmedi…

Darbeciler, UYAP üzerinden bir operasyon yapabilirlerdi. O yüzden her türlü tedbir alındı ve sistem kapatıldı. Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü Enis Yıldırım bütün cezaevlerine bir talimat gönderip, tahliyeleri durdurdu. Jandarmanın olumsuz bir harekete girişmesi ihtimaline karşı da cezaevlerinin çevresi Polis Özel Harekat tarafından çevrildi.

Bütün adliyelere bir emir gönderildi:

“Darbeciler herhangi bir müdahalede bulunurlarsa, ne pahasına olursa olsun direnilecek.”

***

O gece yetersiz kalanlar, ayak sürüyenler ve kötü sınav verenler oldu elbette. Ancak, Adalet Bakanlığı gibi son derece hızlı hareket eden kurumlar açığı kapattı. Darbeye karşı duran kamu kurumları arasında bir sıralama yapılsa, Adalet Bakanlığı en üst sıralarda yer alır.

Çünkü, FETÖ’nün ne olduğunu iyi biliyor ve bu konuda tecrübeli. 2013’ten bu yana FETÖ’cü hakim ve savcılarla mücadele halinde.

En önemlisi de…

Bu terörist yapıya karşı ilk milli birlik Adalet Bakanlığı’nda gerçekleşti. Milliyetçisi, muhafazakarı; solcusu, sosyal demokratı; Alevi’si, Sünni’si yıllar önce Yargıda Birlik Platforma adı altında bir araya geldi. FETÖ’ye karşı seçimlerde mücadele etti.

Kim ne derse desin, Adalet Bakanlığı bugün de bu soysuzlarla en etkili mücadele eden bakanlıklardan biri.

***

Mücadele devam ediyor…

Cumhurbaşkanı da Hükümet de kararlı.

FETÖ’nün kamudan kazınması için listeler hazırlanıyor. Tespit edilen isimler görevden uzaklaştırılıyor. Yılların sinsi sızmaları temizlenmeye çalışılıyor.

Bu sinsi yapı, devlete öylesine sirayet etmiş ki, halen tökezlemeler yaşanıyor. Bugün bile kamuda temizlik harekatını önlemeye yönelik çalışmalar sürüyor.

Bildiğimiz yerler ve karşılaştığımız olaylar var…

Ama merak edilmesin, onlar da çıkacak ortaya. Cumhuriyet savcıları çalışmalarını sürdürüyorlar, bizler de gazeteci olarak takip ediyoruz.

Bu sinsi yapı elemanları, döktükleri bunca kandan sonra kaçamazlar artık. Bir süzgeçten geçseler, diğerine takılırlar. Belki biraz daha yoracaklar, ama hepsi kaçınılmaz sonu yaşayacak, bitecekler.

Gazetemizin dünkü nüshasında, yazarımız Emin Pazarcı'nın eski bir yazısı sehven yayınlanmıştır. Düzeltir, özür dileriz.

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat