Türkiye–Suriye doğal gaz hattı açıldı: Bölgesel enerji iş birliğinde yeni bir dönem başladı
- GİRİŞ04.08.2025 12:02
- GÜNCELLEME05.08.2025 08:55
Türkiye ile Suriye arasında uzun yıllar sonra enerji alanında somut bir iş birliği adımı atıldı. Kilis’in Yavuzlu Köyü’nde yer alan Yavuzlu Ölçüm İstasyonu’nda düzenlenen törenle, Türkiye–Suriye Doğal Gaz Boru Hattı resmen devreye girdi. Törene Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın yanı sıra Suriye Enerji Bakanı Muhammed El-Beşir, Azerbaycan Ekonomi Bakanı Mikayıl Cabbarov ve Katar Kalkınma Fonu Başkanı Fahad Hamad Al-Sulaiti katıldı. Bakan Bayraktar törende yaptığı açıklamada, hattın ilk etapta yıllık 2 milyar metreküpe kadar doğal gaz ihracına imkân sağlayacağını ve günlük 6 milyon metreküp gaz sevkiyat kapasitesiyle faaliyete geçtiğini belirtti. Bu miktarın yaklaşık 1.200 MW’lık elektrik santralini çalıştırabileceğini vurgulayan Bayraktar, bu sayede 5 milyon hanenin elektrik ihtiyacının karşılanabileceğini ve Suriye’de yaşamın normalleşmesine ciddi katkı sağlanacağını ifade etti.
HAT DETAYLARI VE ULUSLARARASI İŞ BİRLİĞİ
Teknik açıdan bakıldığında, Kahramanmaraş Türkoğlu’ndan başlayan ve 36 inç çapında olan 93 kilometrelik boru hattı, Suriye sınırına kadar uzanıyor. Buradan Suriye’ye geçen gaz, başta Halep ve Humus olmak üzere çeşitli kentlerdeki elektrik santrallerine ulaştırılacak.
Projede Türkiye yalnız değil. Azerbaycan ile yapılan swap anlaşması kapsamında SOCAR tarafından sağlanan gaz, Türkiye üzerinden Suriye’ye aktarılıyor. Katar ise hem finansman hem de teknik destek sağlayarak projenin önemli ortaklarından biri konumunda. Suriye Enerji Bakanı Muhammed El-Beşir, günlük 3,4 milyon metreküplük gaz akışı ile 750 MW’lık ek elektrik üretimi sağlanacağını açıkladı. Katar Kalkınma Fonu Başkanı Al-Sulaiti ise ülkede şu anda günlük 3–4 saatle sınırlı olan elektrik kullanım süresinin, bu proje sayesinde 10 saate kadar çıkacağını belirtti.
SADECE ENERJİ DEĞİL, SOSYAL VE EKONOMİK DÖNÜŞÜM
Bu projeyi sadece enerji arzı açısından değil, sosyal ve ekonomik etkileri bakımından da değerlendirmek gerekiyor. Elektrik erişiminin artması; üretim, sanayi, istihdam ve günlük yaşam kalitesinde doğrudan iyileşme anlamına geliyor. Enerji arz güvenliği, sadece teknik bir mesele değil; aynı zamanda toplumsal istikrarın, ekonomik toparlanmanın ve göç dinamiklerinin şekillenmesinde temel belirleyicilerden biri.
Türkiye açısından bakıldığında ise bu gelişme, Ankara’nın bölgesel enerji merkezi olma vizyonunun sahadaki yansıması niteliğinde. Komşu ülkelere güvenilir enerji sağlayabilme kapasitesi, Türkiye’nin diplomatik etkisini artırırken, Azerbaycan ve Katar gibi aktörlerin dahil olması, projenin çok taraflı diplomasi açısından da model oluşturduğunu gösteriyor.
SURİYE İÇİN KRİTİK BİR DÖNÜM NOKTASI
Suriye özelinde değerlendirildiğinde, bu enerji iş birliği günlük yaşamın kolaylaşmasının ötesinde, ekonomik hayatın yeniden canlanmasına da katkı sağlayabilir. Küçük işletmelerin faaliyetlerini sürdürebilmesi, tarım ve sanayi üretiminin yeniden hareketlenmesi, enerjiye erişimle mümkün olabilir. Aynı zamanda güvenli ve istikrarlı bir enerji altyapısı, ülkeye gönüllü ve kalıcı geri dönüşler açısından da önemli bir zemin oluşturacaktır. Türkiye–Suriye Doğal Gaz Hattı, sadece boru hattı değil; enerji diplomasisi, ekonomik entegrasyon ve bölgesel istikrar adına atılmış stratejik bir adımdır.
Enerji Stratejileri Uzmanı
Emrah ÖZGÜL
Yorumlar3