Anlatsana Zekeriya Bey

  • GİRİŞ09.01.2014 09:51
  • GÜNCELLEME09.01.2014 09:51

Kıt kanaat geçinen bir öğretmen, eski öğrencisine rastlar... Öğrenci işadamı olmuş, iyi para kazanmaktadır. Biraz vefa, biraz da gösteriş saikiyle öğretmeni ailecek eğlenceye davet eder.
Önce birer aperatif almak için lüks bir otelin barına giderler. Mönüden içkilerin fiyatına bakan öğretmenin nutku tutulur. Soğuk soğuk terlemeye başlar.
Ancak hesabı işadamı öğrencisi öder. Altta kalmak istemeyen öğretmen, "Dur bari bahşişi ben vereyim" diye atılır ama o para bile içine oturur.
Bu şekilde başlayan akşam, aynı minvalde devam eder. Boğaz'da balık yerler. Yüklü hesabı öğrenci öder, öğretmen ise bahşişi...
Ardından müzikhole gidilir. Şampanya filan açılır. Yine aynı manzara: Hesap öğrenciden, bahşiş öğretmenden...
Sabaha karşı, öğrenci, öğretmenini ve ailesini evlerine bırakır. Ellerini öper, gider.
Bahşiş vere vere, öğretmenin maaşı suyunu çekmiştir. Ayın sonunu nasıl getireceğini kara kara düşünmeye başlar...
Siz bakmayın benim böyle kuru kuru anlattığıma... Ben edebiyatçı değilim. Çok güzel bir öyküdür. Önce kahkahalarla okursunuz, sonuna doğru içinizin burulduğunu hissedersiniz.

Bir tanecik ortak payda

Gelelim asıl meseleye...
Yakın tarihlere kadar Savcı Zekeriya Öz birçok kişinin kahramanıydı. Mesela Genç Siviller ona hayrandı. Ergenekon'a karşı kelle koltukta mesleğini yapmıştı. Eminim hukukçu olmak isteyen birçok genç, onu model alarak savcılığa yönelmiştir...
Ve şu Dubai işi... Bunda benim anlamadığım bir nokta var.

Yazının devamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz

Emre Aköz - Sabah

emre.akoz@sabah.com.tr

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat