Gülen'in dönmesini en çok kim istemez?
- GİRİŞ26.06.2008 07:58
- GÜNCELLEME26.06.2008 07:58
Bildiri baştan sona, sanki başka ( demokratik, sosyal hukuk devleti ) özellikleri yokmuşçasına, devletin laik niteliğinden söz ediyor, Başsavcının kapatma iddianamesine destek veriyordu.
Böylesine köşeli bir kurumun, 1999'dan beri ABD'de yaşayan ve Türkiye'de " laik devlet yapısını değiştirmek amacıyla yasadışı örgüt kurmaktan " yargılanan Fethullah Gülen'in beraat kararını onamasına, bazı çevreler hayret etti.
Şaşırmışlardı: Madem Gülen kendi adıyla anılan bir İslami cemaatin lideriydi; nasıl olur da beraat edebilirdi?
Yargıtay'ın aldığı kararın 'hukuksal' yönü beni ilgilendirmiyor. Ancak olaya 'siyasi' açısından bakabiliriz.
Bazıları, ideolojilerine bakarak, zümreler arasındaki ilişkilerin değişmediğini sanıyor.
Mesela şöyle: "Bürokratik elit Kemalist'tir, laikliği şiar edinmiştir; o halde İslami kesimle asla ilişkiye girmez, hele ittifak hiç yapmaz."
Ben hükmetme mekanizmalarının böyle işlediğini sanmıyorum. Şartlara bağlı olarak, her kesim bir diğeriyle, hatta düne kadar düşman ilan ettikleriyle dahi, ittifak yapabilir.
Bunun güzel bir örneğine, 12 Eylül 1980 darbe döneminde şahit olduk.
1960'larda askerlerin en çok bozulduğu kesimlerin başında Nurcular geliyordu. Onları epey itip kaktılar.
Ama 1980'e yaklaşırken, solcuları daha büyük bir tehdit olarak görmeye başladılar.
12 Eylül cuntası yönetime geçtikten sonra, 'Türk-İslam sentezi' diyebileceğimiz bir politika gütmeye başladı.
Cuntanın başı Org. Kenan Evren kent kent dolaşıp meydanlarda konuşmalar yapıyordu. Söylevlerinde Kuran'dan ayetler okuyor, dini vecizeleri art arda diziyor, Allah inancının altını çiziyordu.
O dönemdeki ilginç bir olayı biz daha sonra öğrendik: Erzurum ve çevresindeki Nurcuların lideri ' Kırkıncı Hoca' ( Mehmet Kırkıncı ) Kenan Evren'e bir mektup yazmıştı.
'Devletine bağlı' Kırkıncı Hoca, mektubunda gençlerin solculuğa kaymaması için İslam'a ağırlık verilmesini talep ediyordu.
En somut önerisi ise "din derslerinin zorunlu hale getirilmesi" idi.
Laik devlette 'zorunlu din dersi' olur mu? Ama oldu!
Evren cuntası dersi zorunlu kılmakla kalmadı, bunu 1982 Anayasası'na da soktu.
Olay çok çarpıcıydı: Çünkü Necmettin Erbakan'ın Milli Nizam Partisi ve ardından kurduğu Milli Selamet Partisi dahi böyle bir talepte bulunmamıştı!
Bazıları, ideolojilerine bakarak, zümreler arasındaki ilişkilerin değişmediğini sanıyor.
Mesela şöyle: "Bürokratik elit Kemalist'tir, laikliği şiar edinmiştir; o halde İslami kesimle asla ilişkiye girmez, hele ittifak hiç yapmaz."
Ben hükmetme mekanizmalarının böyle işlediğini sanmıyorum. Şartlara bağlı olarak, her kesim bir diğeriyle, hatta düne kadar düşman ilan ettikleriyle dahi, ittifak yapabilir.
Bunun güzel bir örneğine, 12 Eylül 1980 darbe döneminde şahit olduk.
1960'larda askerlerin en çok bozulduğu kesimlerin başında Nurcular geliyordu. Onları epey itip kaktılar.
Ama 1980'e yaklaşırken, solcuları daha büyük bir tehdit olarak görmeye başladılar.
12 Eylül cuntası yönetime geçtikten sonra, 'Türk-İslam sentezi' diyebileceğimiz bir politika gütmeye başladı.
Cuntanın başı Org. Kenan Evren kent kent dolaşıp meydanlarda konuşmalar yapıyordu. Söylevlerinde Kuran'dan ayetler okuyor, dini vecizeleri art arda diziyor, Allah inancının altını çiziyordu.
O dönemdeki ilginç bir olayı biz daha sonra öğrendik: Erzurum ve çevresindeki Nurcuların lideri ' Kırkıncı Hoca' ( Mehmet Kırkıncı ) Kenan Evren'e bir mektup yazmıştı.
'Devletine bağlı' Kırkıncı Hoca, mektubunda gençlerin solculuğa kaymaması için İslam'a ağırlık verilmesini talep ediyordu.
En somut önerisi ise "din derslerinin zorunlu hale getirilmesi" idi.
Laik devlette 'zorunlu din dersi' olur mu? Ama oldu!
Evren cuntası dersi zorunlu kılmakla kalmadı, bunu 1982 Anayasası'na da soktu.
Olay çok çarpıcıydı: Çünkü Necmettin Erbakan'ın Milli Nizam Partisi ve ardından kurduğu Milli Selamet Partisi dahi böyle bir talepte bulunmamıştı!
Demek istediğim şu: Bürokratik elitin tek derdi, ayrıcalıklı konumunu sürdürmek ve makro siyasete hükmetmektir.
Bunu gerçekleştirmek için herkesle ( geçici ) ittifaklar yapabilir.
Mesela Gülen cemaatinin dünyanın dört bir yanında Türk okulları açması, misyonerlerle rekabete girmesi bürokratik eliti rahatsız etmez. Hatta (icabında) çaktırmadan destekleyebilir.
Ancak bir şartla: " Ben senin genel çerçeveni çizeceğim, sen ise benim kadrolarımın içine sızmaya çalışmayacaksın. "
Laikçi medya, ' öcüleştirme' alışkanlığıyla, " Acaba Hocaefendi, Türkiye'ye ' Humeyni gibi ' mi " diye soruyor.
Gülen'i 'İran tipi' bir rejimle özdeşleştirenler, ne onu tanıyor, ne de cemaati.
Bence onun dönmesinden en çok kim rahatsızlık duyar biliyor musunuz Recep Tayyip Erdoğandöner
Bunu gerçekleştirmek için herkesle ( geçici ) ittifaklar yapabilir.
Mesela Gülen cemaatinin dünyanın dört bir yanında Türk okulları açması, misyonerlerle rekabete girmesi bürokratik eliti rahatsız etmez. Hatta (icabında) çaktırmadan destekleyebilir.
Ancak bir şartla: " Ben senin genel çerçeveni çizeceğim, sen ise benim kadrolarımın içine sızmaya çalışmayacaksın. "
Laikçi medya, ' öcüleştirme' alışkanlığıyla, " Acaba Hocaefendi, Türkiye'ye ' Humeyni gibi ' mi " diye soruyor.
Gülen'i 'İran tipi' bir rejimle özdeşleştirenler, ne onu tanıyor, ne de cemaati.
Bence onun dönmesinden en çok kim rahatsızlık duyar biliyor musunuz Recep Tayyip Erdoğandöner
Yorumlar16
-
ertugrul
17 yıl önce
Şikayet Et
ben istemem. Ben istemem çünki Fethullah hocayıda cemaatinide sevmiyorum. Çünki nasıl atatürkü sevmeme hakkım varsa, hocayı sevmeme hakkımda var. Ayrıca islam hocanın tekelinde değil,ve hoca peygamberde değil. 1999seçimlerinde tüm cemaati mhp'ye oy verdirende kendisidir.Ayrıca nerdeyse 10 konuşmasını dinlediğim hocanın bir konuşmasından bile etkilenmedim. Bence yüzünde nurda yok. Önce Az sakal bıraksın bence...
Beğen
Cevapla
-
Doktor Aga
17 yıl önce
Şikayet Et
Bediuzzamanla Guleni farkli iki insan gibi gostermek isteyenler yanilgi icerisinde. Bediuzzamanla Guleni farkli konumda degerlendirenler ya kasitli olarak carpitiyor yada cahilliginden. Oncelikle Bediuzzaman hizmet ederken Bediuzzamanin hizmet muesseleri yoktu. Sadece kendisi ve talebeleri vardi. Kaybedecegi birseyi yoktu. Gulenin dunya uzerinde Binlerce okul yurt egitim merkezi dershaneleri var insanlarla birebir iliskilerle islami kendileri yasayarak bizzat ornek olarak tum dunyaya anlatmayi hedefliyorlr. Hocaefendi kendini degil islama endirek hizmet eden okullari dusunuyor pes etmiyor
Beğen
Cevapla
-
mehmet çelik
17 yıl önce
Şikayet Et
ben istemem.!. neden mi? çünkü hoca efendi türkiyeye gelirse bazılarının bir yerleri acıyacak o zaman o malum karalar harekete geçecek ve ülkede tekrar gerginlikler olacak .bize hocaefendi lazım değil fikirleri lazım.birde bazı kendini bilmez şaklabanlar çıkarsa...gör o zaman malzemeyi... yazanlar-çizenler...
Beğen
Cevapla
-
cemal yesilbas
17 yıl önce
Şikayet Et
adam gibi adamlar. bu zat ın Türkiyeye gelmesini adam gibi adamlar istemez...
bırakın gerisini siz anlayın..
yeni cumhurbaşkanınız hayırlı olsun.halk seçecek ne de olsa...
fetho cumhurbaşkanı abdullah gül genelkurmay başkanı r.tayyip erdoğan başbakan..ondan sonra Türkiye cumhuriyeti gider Büyük ortaoğu cumhuriyeti gelir...
bu yazıyı yorumlamazsanız gerçekten yanlış yaparsınız
Beğen
Cevapla
-
Namik Yakar
17 yıl önce
Şikayet Et
ufuk. Suna hanim fethullah hocanin okullari
kur´an kursu degil ne olur suyu bulamayin ""DÜNYA OKULLARI""ACMAK
TÜRKIYEYI DÜNYAYA TANITMAK TAMAMMI SUNA HANIM.TESEKKÜRLER.
Beğen
Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle