Bunun nesi şok edici?

  • GİRİŞ30.01.2009 10:36
  • GÜNCELLEME30.01.2009 10:36
Teki hariç, son yıllarda meydana gelen demokrasi ve hukuk karşıtı olaylar karşısında şaşırmadım. Yani medyacıların sevdiği tabirle şok olamadım.
Çünkü olup bitenler teoriye uygundu. Türkiye'ye ilişkin analizlerimiz normal şartlarda öyle yapmaları gerektiğini öngörüyordu.
Mesela 367 hokkabazlığı ya da 27 Nisan (2007) bildirisi bu kategoridendir.
Tabii, "Vay canına, bunu dahi yaptılar ha! Bir şeyler döndürecekleri belliydi ama bu kadarına cesaret edeceklerini sanmıyordum" dediğim çok oldu.
Danıştay saldırısına o tepkiyi vermiştim. Bu kadar pervasız, bu kadar acımasız olabilmişlerdi işte.
Analizimize uymayan tek olay Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesine geçit vermeleridir.
Ne yapıp ederler, halkın seçmesini engellerler diye düşünüyordum. Yazdım da burada.
Ama sanırım Temmuz 2007 seçim sonuçları karşısında uğradıkları şaşkınlık ve yenilmişlik hissiyle bir süre boş bulundular.
Bunları hatırlatmama dün şok ibaresiyle kamuoyuna sunulan konuşma sebep oldu.
Eski GK başkanlarından, emekli orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, Anavatan'ın eski başkanı Erkan Mumcu hakkında demediğini bırakmıyordu. Hakaretler etmesinin hiçbir önemi yok bence. Onlar günlük konuşmaların tuzu biberidir. Arkadaşlar aralarında öyle laflar ederler.
Karadayı, Mumcu'ya cumhurbaşkanlığı seçiminde Meclis'e girmemelerini söylemiş... Karadayı, Sabih Kanadoğlu ile uzun uzun AKP'yi nasıl engelleyeceklerini konuşmuş...
Ben asıl, bunlara şaşıranlara şaşırıyorum. Türkiye'de ordunun parmağı sürekli olarak siyasetin içindedir dediğimizde işte tam da bunu kastediyorduk.
Görev tanımları içinde olmamasına ve oy verenler karşısında sorumluluk taşımamalarına rağmen askerler siyaseti kurcalayıp durur. Muvazzaf ya da emekli olmaları fark etmez. Bunu hep yaparlar.
DK Komutanı Oramiral Özden Örnek göreve başlar başlamaz günlüğüne not düşmüştü; "Artık bahriye işlerine daha az vakit ayıracağız" diye...
Tabii bunu hiçbir zaman tek başlarına yapmıyorlar. Duruma göre kentli orta sınıflardan, üniversiteden, medyadan ve yargıdan destek alıyorlar. Bunlar içinde, mesleğin bağımsızlığı ve tarafsızlığı açısından en vahimi Yargıdır .
Yargı bağımsız olmalıdır diye mangalda kül bırakmayanların 28 Şubat (1997) darbe döneminde, TSK brifinglerine nasıl koştura koştura gittiklerine şahit olduk.
Geçenlerde belgesiyle ortaya çıktı: Bunlardan biri de Sabih Kanadoğlu imiş.
Aynı Kanadoğlu'nun, geçenlerde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Yasama, Yürütme ve Yargı temsilcilerine verdiği yemeğin, yargının bağımsızlığına halel getireceğini iddia etmesine şaşırdık mı?
Elbette hayır!
Aksi mümkün mü? Mesleğini, uzmanlığını askeriyenin emrine vermiş bir kişi başka türlü davranabilir mi?
Üstat, meseleye bakarken tutarlıdır.
Biricik ilkesi şudur: Asker haklıdır! Yine de burada ben Karadayı ile Kanadoğlu'na fazla laf etmem. Çünkü neticede ikisi de emekli memurdur.
Asıl eleştirilmesi gerekenler ise, onların sözünü dinleyerek uzmanlıklarına ihanet eden adalet dağıtıcıları ve kifayetsiz siyasetçilerdir.
EMRE AKÖZ - SABAH

Yorumlar5

  • Şükran Taner 16 yıl önce Şikayet Et
    evet ya... sn.Aköz sağolun duygularımızı ifade ediyorsunuz.Tabiiki onlar yönetimlerini sürdürmek için her yolu deniyeceklerdir.Onlara fırsat veren siyasilerin kaybedecek çok şeylerimi varda bu basiretsizliği gösteriyorlar?Ama artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak.Siyasilerimiz de halkımızda kendine geliyor.yarınlarımız daha aydınlık olacak inşallah..
    Cevapla
  • mehmet yasir 16 yıl önce Şikayet Et
    editöre. sayın haber 7 editörü sayfada boş yer yokta mı haberin üzerine reklam veriyorsununz.haberi okuyamıyoruz
    Cevapla
  • hasan ali kaplan 16 yıl önce Şikayet Et
    ellerine sağlık.... Emre bey çok güzel bir yazı ellerinize sağlık.sizi tebrik ediyorum.
    Cevapla
  • deneme 16 yıl önce Şikayet Et
    yazıları işgal eden reklamları kaldırınız. sn editör, lütfen yazıları okumamıza engel teşkil eden reklamları kaldırınız. yazıyı notepad e kaydedipokumak zorunda kalıyoruz.
    Cevapla
  • mustafatosun 16 yıl önce Şikayet Et
    Bravo. Sayın Aköz bu darbeci,devleti babalarının malı sanan,onlardan başka hiç kimsenin devlet meselelerine müdahil olamayacağını sanan, sözde aydın ve demokrat tayfasının gerçek yüzlerini öyle güzel örneklerle bize hatırlatıyorsunuz ki... Kaleminize sağlık
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat