'Askerci' kalemlere acımak mümkün mü?
- GİRİŞ04.03.2010 07:13
- GÜNCELLEME04.03.2010 07:13
Tuhaf ama gerçek: Ne zaman İstanbul'dan az bir süre de olsa ayrılsam, mutlaka Türkiye'de bir maraza çıkar. Ya deprem olur ya siyasi kriz çıkar. Kente tedirgin, gergin, üzüntülü dönerim.
Bu kez de ayrılık öyle başladı. Bilhassa Şili depreminden sonra, küçük de olsa meydana gelen deprem daha da tedirgin etti. Acaba devamı gelir miydi?
Derken Türkiye'den öyle haberler ulaştı ki birden neşelendik. Keyfimiz yerine geldi.
Yıllardır mücadele ettiğimiz bazı konularda harika gelişmeler olmuştu:
Askeriye kendi üslubunca Balyoz'un bir darbe planı olduğunu, ıslak imzalı orijinali ortaya çıkan belgenin ise siyasete ve topluma müdahale hazırlığı olduğunu kabul etmişti.
Bu gelişme üzerine olayın üstüne gidenler, yıllardır halkı aydınlatmaya çalışanlar çok mutlu oldu.
Dedikleri çıkmıştı ve bir aksilik olmazsa darbecilerden hesap sorulacaktı.
***
Öte yandan, askeriyeden gelen itiraflar, Ergenekon dostlarını şoka uğrattı. Afalladılar.
Çünkü onlar yatırımlarını, yekpare bir bütün olarak gördükleri askeriyeye yapmışlardı.
Nasıl olsa sonunda askeriye "höt" diyecek, siviller de hadlerini bilecekti.
Bunlar da askeriyeden yana tavır almış kalemler olarak ortalıkta dolaşacak, "Biz söylemiştik ama dinlemediniz, keh keh keh" diyeceklerdi.
Şimdi ise yazılarda, ekranlarda "aldatıldık" diye ağlıyorlar.
Köşe yazısının tamamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz
Yorumlar4