Bir anlamı olsun, örneğin "ülkesini en radikal biçimde Batılılaştıran siyasi lidere" verilsin, çıkarsa öyle birisi...

Diyelim Yunanistan'dan bir lider çıktı, bir emirle Latin alfabesine geçti, ona verilsin.

Değil mi efendim, Atatürk ismine yakışır bir anlamı olsun.

"Yurta sulh cihanda sulh" ilkesine uygun hareket eden yabancı politikacılara verildiği söylenir, biz de, bu ödülü daha önce almış olan Japon prensi Takahito Mikasa bu konuda ne gibi çalışmalarda bulunmuş, onu merak ediyoruz...

Ödülü alanlar Rauf Denktaş, Kızılay Derneği, Kenan Evren falan... Bir Veremle Savaş Derneği kalmış bir de Darülaceze.

Yanılıp, toprağı bol olsun Nelson Mandela'ya veriyorsun, adam "siz önce Kürtler'i öldürmekten vazgeçin" deyip reddediyor, madara oluyorsun...
Kimse kimseyi kandırmasın: Bu ödül, devleti o dönemde yönetenlerin "kıyak yapmak istedikleri" kişi ya da kurumlara veriliyor, bunlar da kimi zaman "alakasız" kişi ya da kurumlar olabiliyorlar.
Örneğin Kenan Evren ne kadar barışsever bir adammış demek ki. (Hani asmayıp da beslese anlayacağız. Masraf çıkmasın diye, beslemeyip asıyordu.)
Bu ödül eskiden her yıl verilirdi, on üç senedir verilmiyordu. (Neden? Yeni bir "Mandela kazasına" uğramamak için mi?)
Artık beş yılda bir verilecek, 0 ve 5 ile biten yıllarda... Neden? "Plaketçiler" askeri birliklere üretim yapmaktan buna plaket mi yetiştiremiyorlar?
Yoksa, her sene her sene, uygun "evsafta" adam mı bulunamıyor?
Nobel Barış Ödülü her sene veriliyor, onlar buluyorlar da biz mi aday darlığı çekiyoruz?

engin.ardic@sabah.com.tr

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYIN