Aşı savaşları

  • GİRİŞ18.02.2021 11:25
  • GÜNCELLEME18.02.2021 11:33

Covid-19 dünyada ekonomik ve siyasi gücün nasıl değişebileceğini kanıtladı. Covid-19 virüsü bir salgın haline gelerek maalesef tüm dünyayı olumsuz etkilerken aynı zamanda ilerde karşılaşılabilecek yeni salgınlar için de bir test olduğunu gösterdi.

Bu nedenle aşı üretimi olası salgınlar adına özellikle ekonomik ve siyasi açıdan gücü olan ülkeler için yeni bir rekabet alanı oluyor. Aşı üretmek bu açıdan stratejik bir alan haline geliyor.

Evet, aşı üretilmeye başlandı. Ancak şu da bir gerçek ki kısa zamanda tüm dünya nüfusu için aşı üretmek ve herkesin aşı olabilmesini sağlamak gerçekten zor gözüküyor. Dolayısıyla, bu dönemde aşıya ulaşmak daha önemli hale geliyor.

Çünkü aşıya ulaşmanın ekonomide normalleşmeyi getirecek ve ekonomilerin yeniden canlanmasına katkı yapacak yegâne araç olduğu görülüyor.

AŞI ÜRETEN ÜLKELER KİM?

Dünya’da ekonomik ve siyasi gücü elinde bulunduran ülkeler ile aşıyı üreten ülkeler aynı ülkeler.

Dünya ekonomisinde en yüksek GSYH’ye sahip ülke olan ABD, Moderna aşısının, Alman ortaklığı olan Pfizer-BioNTech ve Johnson & Johnson aşılarının üretildiği ülke. Bu açıdan ABD aşı üretimde de önde giden ülke konumunda.

Dünya ekonomisinde 2. Sırada yer alan Çin Sinovac aşısını üretiyor. Çin ekonomik büyüklüğüne nazaran aşı üretiminde geride kalsa da bu alanda rekabet içerisinde gözüküyor. Türkiye’nin şu anda kullandığı aşının üreticisi de Çin.

Almanya Pfizer-BioNTech aşısını üretirken, İngiltere Oxford/AstraZeneca aşısını üreterek aş üreten ülkeler içerisinde yerini alıyor. Rusya ise ürettiği Sputnik V aşısıyla bu alandaki yerini alıyor.

Dolayısıyla, daha onay almayan diğer aşılar da dünya ekonomisinde üst sıralarda yer alan ülkelerden gelecektir.

AŞI ÜRETMEK NE KADAR ÖNEMLİYSE ULAŞMAK DA O KADAR ÖNEMLİ

Aşılamaya ilk başlayan ülkeler yine aşı üreten ülkeler. Ancak şu bir gerçek ki bugünkü şartlarda tüm dünyanın aşılanması uzun bir zaman alacaktır. Çünkü, aşı üreten firmaların üretim kapasitelerinin düşüklüğü veya istenen seviyede olmaması, bazı aşıların iki doz halinde uygulanması ve son dönemlerde mutasyona uğrayan virüsün neden olduğu belirsizlik aşı üretiminin yavaşlamasına neden oldu.

Bu nedenle, aşı üreten firmaların yalnız bulundukları ülkede değil dünyanın birçok kıtasında ve ülkesinde aşı üretmeleri artık zorunlu hale geldi. Ancak, bu koşulda dünya nüfusu için yeterli aşı üretimi gerçekleşebilecektir.

Diğer yandan, dünyada aşı üretmeyen ülkelerin ve özellikle aşı satın alma konusunda ekonomik açıdan zor durumda olan birçok fakir ülkenin aşıya ulaşması oldukça zor olacak. Görünen o ki, düşük gelirli ülkelere ancak aşıyı üreten ve ekonomik gücü olan ülkelerde aşılamalar tamamlandıktan sonra arta kalan aşılar gidecek.

Bu olumsuz durum bir yandan salgının devam etmesine yol açarken diğer yandan ülkeler arasında ciddi bir eşitsizliğe neden olacaktır. Bu durumun zaten ekonomik anlamda zor durumda olan fakir ülkeler ile zengin ülkeler arasında var olan eşitsizliğin daha da derinleşmesine neden olacağı açıktır.

Her ne kadar mevcut durumda aşıya küresel olarak eşit erişim sağlanmasını, özellikle sağlık çalışanlarını ve en çok risk altında olanların korunmasını, pandeminin halk sağlığı ve ekonomiler üzerindeki tahrip edici etkisinin azaltılmasını temin etmek üzere Covax diye bir aşı birliği olsa da fakir ülkelerin yeterli miktarda aşıya kısa zaman içerisinde ulaşması maalesef zor gözüküyor.

Bu nedenle, küresel anlamda aşıya ulaşımın sağlanması için uluslararası bir kurumun oluşturmasının artık zorunlu hale geldiğini söylemek gerekir.

Erdal Tanas Karagöl / Yeni Şafak Gazetesi

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat