Doğu Akdeniz

  • GİRİŞ11.03.2021 12:07
  • GÜNCELLEME11.03.2021 12:07

Doğu Akdeniz bölge ülkelerinin dışında AB, ABD, Rusya ve diğer ülkelerin ilgi odağı durumunda. Bu da bu bölgenin yalnızca enerjiden ibaret olmadığının bir göstergesi. 2000’li yılların başında başlayan hidrokarbon aramalarının henüz az olsa da keşiflerle devam ediyor olması tüm dikkatlerin bu bölgeye çevrilmesine neden oldu.

Çünkü, bu bölgede yeni bir enerji yani doğalgaz denklemi oluşuyor. 100 yıl önce Ortadoğu’da petrol için gerçekleşen enerji denklemi yeni dönemde yerini doğalgaza bırakacak gibi görünüyor. Bu bağlamda yeni oluşacak denklemde yer alma isteği bölgede hareketliliği artıracaktır.

Her ne kadar Doğu Akdeniz’de keşfedilen kaynaklar şimdilik çok yüksek olmasa da keşfedilmesi muhtemelen hidrokarbon kaynaklarının bölgede ekonomik ve siyasi birçok dengeyi değiştirmesi beklenmekte. Doğu Akdeniz bölgesinin potansiyel enerji kaynaklarını göz önünde bulundurduğumuzda başta bölge ülkelerinin enerji ihtiyaçlarının karşılanabileceğini söylemeliyiz. Bunun yanında bölge Doğu Akdeniz’den beklentisi büyük olan AB ülkeleri için de stratejik bir öneme sahiptir.

Doğal olarak Doğu Akdeniz’in, başta Türkiye’nin yüzde 98 oranında dışa bağımlı olduğu doğalgazda dışarıya bağımlılık kıskacından kurtulmasının da reçetesi olacağı öngörülmektedir. Doğu Akdeniz Türkiye’nin yalnız enerji bağımlılığını azaltmayacak diğer yandan bu bölgedeki kaynakların uluslararası piyasalara taşınmasında Türkiye’yi ekonomik bakımdan en uygun ülke tercihi olarak öne çıkaracaktır.

Enerjide dışa bağımlı olan ülkelerin ihtiyacının karşılanması olarak tanımladığımız enerji arz güvenliği ne kadar önemliyse enerji ihraç eden ülkeler için önemli bir gelir kaynağı olması nedeniyle enerji talep güvenliği de oldukça önemlidir. Dolayısıyla keşfi muhtemel bu kaynakların en az maliyetle arz ve talep güvenliğini bir araya getiren uygun rota olma durumunun daha stratejik olacağı açıktır.

DENİZ YETKİ ALANI ANLAŞMALARI

Türkiye’nin doğalgazı uluslararası pazara ulaştırma konusunda coğrafi konumu gereği Doğu Akdeniz’de sahip olduğu tartışmasız üstünlüğü ve gerçekleştirdiği uluslararası doğalgaz projeleri Türkiye’yi bölgede alternatifsiz ülke konumuna getiriyor. Bu da Doğu Akdeniz’de yeni işbirlikleri ve yeni deniz yetki alanı anlaşmalarını berberinde getirmektedir.

Pazartesi günkü yazımda da belirtiğim üzere, bölgede bulunan tüm aktörlerin Doğu Akdeniz’de hidrokarbon aramalarının başladığı dönem olan 2000’li yılların başından itibaren kendi aralarında Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) anlaşmaları imzaladıklarını görüyoruz.

Ancak Türkiye’nin geçen yıl Libya ile imzaladığı deniz yetki alanı anlaşması bölgede sınırlar konusunda tüm dengeleri değiştirmişti. Bu anlaşmayla başta kendilerini Doğu Akdeniz’in sahibi gören Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin hukuk tanımaz davranışlarının artık bir hükmünün olmayacağını da öngörebiliriz.

Ayrıca, imzalanan bu anlaşmayla beraber hem bölge ülkelerinin hem de daha önce bölgede sondaj yapan uluslararası enerji şirketlerinin bu gerçeğe göre hareket etmesi beklenmektedir.

Uluslararası enerji şirketlerin olası tavır değişikliği neticesinde Türkiye ile sorunlu ilişkilerin de değişeceği öngörülmektedir.

Şimdi ise Türkiye- Mısır arasında imzalanması muhtemel yeni deniz yetki sınır anlaşması ile Doğu Akdeniz’de sınırların daha da netleşmesini sağlanacaktır.

Bu sürecin, Doğu Akdeniz’de yeni bir dönemi başlatacağını ve bölge jeopolitiğinde ciddi bir değişikliğe neden olacağını söyleyebiliriz.

Yenişafak

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat