Merkez Bankası'nda yeni dönem

  • GİRİŞ22.03.2021 11:17
  • GÜNCELLEME22.03.2021 11:17

Geçen perşembe günü Merkez Bankası PPK toplantısı öncesi yazdığım yazımı şöyle bitirmiştim. “Faiz artış beklentisinin gerçekleşmesi mevcut yüksek faizlerin daha da artmasına neden olacak. Ayrıca, belki de daha önemlisi, tüm beklentilerin faiz artışıyla sonuçlanmasının ekonomide yüksek faiz sarmalının oluşmasına yol açacağını da unutmamak gerekiyor.

Öte yandan, yüksek faizlerin neden olduğu sıcak para girişinin ekonomide neden olduğu ve olacağı sorunları da ayrıca belirtmekte fayda var. Bu nedenle, bugünkü PPK toplantısının Merkez Bankası için kolay bir toplantı olmayacağını ifade etmek gerekiyor.”

Ancak, PPK toplantısı sonrasında, açıklanan sürpriz 200 baz puan faiz artış kararını alırken Merkez Bankası'nın hiç de zorlanmadığını gördük. Açıkçası, bu toplantı sonrasında PPK’dan gelen 200 baz puan faiz artışına kimse inanamadı. Piyasada faiz artışı beklentisi olan belli çevreler bile bu kadarlık faiz artışını beklemiyordu.

Açıklanan faiz artışı kararı ABD’deki enflasyon endişesi, ABD tahvil faizlerinin artış trendine girmesi, gelişmekte olan ülke para birimlerinde başlayan dalgalanmalar ve olası iç ve dış siyasi riskler nedeniyle önden yükleme yapıldığı yorumlarına neden oldu.

Merkez Bankası'nın önden yüklemeli faiz artış kararı, zaten halihazırda yüksek olan faizler nedeniyle oldukça cömert bir karar oldu. Eski Başkan Naci Ağbal döneminde yani yaklaşık 4 aylık dönemde toplamda 875 baz puan faiz artışı gerçekleşti. Böylelikle politika faizi yüzde 10,25’ten yüzde 19 seviyesine yükseldi. Bu faiz artışlarının ekonomi için yüksek maliyeti olduğu şüphe götürmez.

FAİZ ARTIŞI VE MALİYETİ

Ama şu bir gerçek ki Merkez Bankası'nın yüksek faiz ile kendi temel görevi olan fiyat istikrarını sağlaması, toplum için maliyetli kendisi için konforlu bir politika. Bu nedenle, Merkez Bankası'nın artık fiyat istikrarı dışında amaçları olması gerektiği gibi kullandığı araçlarda da çeşitlenmeye gitmesi gerekiyor.

Unutmamak gerekir ki, yüksek faizin üretim üzerinde oluşturacağı derin tahribat, arz talep arasında meydana gelecek dengesizlikler ve yüksek faiz nedeniyle reel yatırımı terk ederek ülkeden çıkan ve çıkacak kaynak miktarı bizim gibi ülkeler açısından oldukça önemli. Bu kayıpların ekonomik aktivite açısından can acıtıcı olduğunu söylemek gerekir.

En önemlisi de bu ortamda artan faizler her ne kadar enflasyonu kontrol altına alma hedefi ile yapılıyor gözükse de Merkez Bankası'nın döviz kurunu kontrol etme amacını çok daha belirginleştiriyor. Tabii ki, artacak olası riskler nedeniyle yükselecek dolarizasyon endişesinin ülkenin faiz sarmalına girmesine neden olacağını da unutmamak lazım.

Dolayısıyla, bu ortamda ve içinde bulunduğumuz şartlarda yüksek faiz artışının sürdürülebilir olmayacağını açık bir şekilde gördük. Bu artışların Merkez Bankası başkanı Naci Ağbal’ın görevden alınmasına kadar gitmesi de yüksek faizin ne kadar yakıcı bir problem olduğunu gösteriyor.

YENİ MERKEZ BANKASI BAŞKANI

Merkez Bankası yeni başkanı Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu’ndan beklentiler yüksek. Kavcıoğlu’nun yönetimindeki Merkez Bankası'ndan daha önce artırılan faizlerin tedricen düşürülmesi ve ekonomik büyüme ve istihdamı öncelemesi bekleniyor.

Diğer yandan, yüksek enflasyonun kontrol altına alınmasının, çeşitli nedenlerle dalgalanmalar yaşayan kurlardaki hareketliliğin azaltılmasının ve özellikle dışarıda oluşabilecek olası risklerin yönetilmesinin de bu dönemin önemli sorunları olduğunu unutmamak lazım.

Bu vesileyle, yeni görevinden dolayı meslektaşımız Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu’na başarılar diliyorum.

YENİŞAFAK

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat