Osmanlı Anayasası'nda bile resmi dil Türkçe'ydi

  • GİRİŞ01.03.2009 07:49
  • GÜNCELLEME01.03.2009 07:49

DTP'nin Meclis'teki grup toplantısında Kürtçe konuşulması resmi dil tartışmalarına yol açtı.

Aynı tartışmalar 133 yıl önce de yaşanmış, onlarca milletten oluşan Osmanlı İmparatorluğu Anayasa'sında Türkçe resmi dil olarak yer almış, Meclis çalışmalarında da Türkçe'den başka dil kullanılmamıştı.

DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, bu hafta Meclis grup toplantısının bir bölümünde Kürtçe konuştu. Aslında bu çok masum gibi gösterilmeye çalışılan ancak o kadar da masum olmayan bir hareket. Türkçe'nin tek resmi dil olmasını değiştirmek için atılmış bir adım. Güney Afrika'da 6 resmi dil olduğunu söyleyenler, yanı başımızdaki Bulgaristan'da Türkler'in Meclis'te Bulgarca konuştuğunu ağızlarına almıyorlar.

Resmi dil Türkçe'dir

1876'da Sultan Abdülaziz darbeyle tahttan indirilerek, yerine Beşinci Murad geçirilmişti. Ancak Beşinci Murad'ın psikolojik rahatsızlığı hükümdarlık yapamayacağını gösterince tahta İkinci Abdülhamid çıkarıldı.

Darbenin baş aktörlerinden Midhat Paşa, anayasal bir düzene geçildiği takdirde Avrupalı devletlerin müdahalelerinden kurtulacağımıza inanıyordu. Bir anayasa taslağı da vardı. Mabeyn başkâtibi Küçük Said Paşa ve Meclis-i Vükela, yani bakanlar kurulu da birer anayasa taslağı hazırlamışlardı. Tetkik komisyonu kurularak anayasa taslakları üzerinde çalışıldı. Çalışmalar sonunda 119 maddeli bir anayasa ortaya çıktı.

Anayasa çalışmaları sırasında üzerinde durulan en önemli konulardan birisi resmi dil meselesiydi. Rahmetli Prof. Dr. Ali İhsan Gencer bu konuyla ilgili bir araştırma yapmıştı. Anayasa taslağına "Osmanlı ülkesinde bulunan milletlerden her biri kendi lisanlarında eğitim öğretimde serbesttir. Fakat devlet hizmetinde istihdam olunmak için devletin resmi dili olan Türkçe'yi bilmek şarttır" ifadesinin konulması düşünülmüştü. Bu madde resmi dil kargaşası yaratacaktı. Durumun farkına varan Eğinli Said Paşa, maddenin bu hâliyle uygun olmadığını söyleyerek, değiştirilmesini istedi. Bunun üzerine maddede paşanın istediği değişiklik yapıldı.

Kanun-ı Esasi'nin 18. maddesi, "Devletin resmi dili Türkçe'dir ve Osmanlı fertlerinden her biri devlet hizmetinde istihdam olunmak için resmi dili bilmesi şarttır" şeklindeydi. Bu anayasa maddesiyle devlet görevlerinde Türkçe'den başka dil konuşulmayacağı ve devletin resmi dilinin Türkçe olduğu açıkça ifade edildiği gibi bu durum anayasa teminatı altına da alınmıştı.

Meclis'te Türkçe tartışmaları

Seçimler yapılarak 19 Mart 1877'de Meclis çalışmaya başladı. Birinci Meşrutiyet Meclisi çalışmalarını Ayasofya'nın karşısındaki Darülfünun'da, yani dönemin üniversitesinin binasında sürdürdü. İlk parlamentomuzdaki 115 mebusun, yani milletvekilinin 46'sı gayrimüslimdi.

İlk Meclis'te milliyet çatışmaları yaşandı. Devletin resmi dili Türkçe olmasına rağmen Ermeni ve Rumlar kendi dillerinin de resmi dil olarak kullanılması için uğraşarak, kendi milletlerinin meselelerini her şeyin üzerine çıkarmaya çalıştılar. Mebus olmak için Türkçe bilmek zorunluydu. Bu şartın değişmesi için, özellikle Arabistan'dan gelen mebuslar teklifte bulundular. Bu talebe karşı dönemin önde gelen devlet adamlarından Ahmed Vefik Paşa "Gelecek seçime 4 yıl var. Akılları varsa bu süre içinde Türkçe öğrenirler" cevabını vermişti.

1908'de İkinci Meşrutiyet'in ilânından sonra toplanan Meclis'te de farklı milletlerden birçok mebus bulundu. Ancak ikinci Meclis çalışmalarında da Türkçe'den başka dil kullanılmadı.

Said Paşa

Aslen Eğinli, yani Kemaliyeli olan Said Paşa 1831'de İzmit'te doğdu. Said Paşa Mühendishane-i Berri-i Hümâyun'da eğitim gördükten sonra 1852'de yüzbaşı rütbesini alarak bu okuldan mezun oldu ve aynı okulda hocalığa başladı. Zamanla yükselen ve yurtdışında da eğitim gören Said Paşa'yı İkinci Abdülhamid, 31 Ağustos 1876'da Mabeyn Feriki, yani padişahın askeri danışmanı olarak atadı. Kısa sürede padişahın teveccühünü kazanan Said Paşa'ya, 1878'te vezirlik rütbesi verilerek Mabeyn müşiri ve Bahriye nazırı oldu.

1878'de Çırağan Vakası'na, yani Beşinci Murad'ın tekrar tahta çıkarılmak istenmesi olayına karıştığı gerekçesiyle padişahın gözünden düşen Said Paşa, görevlerinden azledilerek Ankara Valiliği'ne tayin edildi. Çeşitli vilayetlerde valilik yaptıktan sonra 21 Şubat 1886'da vefat ederek Çemberlitaş'ta bulunan İkinci Mahmud Türbesi haziresine defnedildi.

Erhan AFYONCU / Bugün
eafyoncu@bugun.com.tr

Yorumlar14

  • istanbul esenler 16 yıl önce Şikayet Et
    evet, hep Türkçe'ydi.. Osmanlıca'yı o dönemin aydın kesimi konuşuyordu. Halkın, köylünün konuştuğu dil Orta Asya'dan beri Türkçe'dir. Nedir? İçine Arapça kelimeler girmiştir, resmi dilin Fransızca olduğu dönemde (!) Fransızca kelime girmiştir ancak konuşulan dil hep Türkçe'dir, alfabe farkı gözetmeksizin. Kaldı ki TDK'nın kuruluş amacı da halkın anlayamadığı Osmanlıca'dan uzaklaşıp, öz Türkçe'ye dönebilmektir. Üstelik Latin harfleriyle çok da kolay öğrenilebilmekte, Matematik gibi bir dildir.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • AlperTunga 16 yıl önce Şikayet Et
    Osmanlıca. Hakan bey "senden izin mi alacağız" sözü biraz benim yazdıklarımı anlamadığınızı gösteriyor.Herkes istediği dili konuşur.Çok fevri cevap yazmışsınız.Her neyse Osmanlıca ile ilgili şunu söyleyeyim: Osmalı Arap alfabesi kullanıyordu.Bu konuşulan dilin Türkçe olmadığı anlamına gelmez.Yalnız İslam dininin etkisiyle dilde bolca Arapça kullanılmıştır.Farsça daha öncesinde yoğun olarak devlet dilinde kullanılmıştır.Ama halkın dili hep Türkçe olmuştur. Benim büyüklerimin dilinde şimdi dahi bunu görmek mümkün.
    Cevapla
  • sedat can 16 yıl önce Şikayet Et
    ne yani. Osmanlı da kürtçe anayasal dil değil dolayısıyla türkiye'de de olamaz. nasıl bir mantıktır. osmanlı ile niçin sınırlıyoruz kendimizi. hak ve özgürlükler alanında onu geçsek fena mı olur. kaldı ki bugün osmanlı anayasasında olmayan neler var anayasamızda.
    Cevapla
  • hakan er 16 yıl önce Şikayet Et
    AlperTunga'ya. Dilimizi elbette özgürçe konuşacaz senden izin alacak deyiliz harhalde yassakkende konuşuyordum şimdide konuşuyorm ölünçeye kadarda konuşacam
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • hakan er 16 yıl önce Şikayet Et
    AlperTunga'a. Biz bilmiyorsak lütfen yanlışımızı düzelt biri bana çıksın osmanlı zamanında türkçe konuşuyordu desin bende inanayım çok merak ediyorum eskiden arapcaya benziyen alfa betiğimiz vardı peki alper bey o alfabetiği kimler kullanıyordu asya türkçe konuşan var ben türkçenin ordan geldiğini düşünüyorum ama kimse bana osmanlının türkçe resmi diliydi diyeceğini sanmıyorum zaten kürtçe dili saymıyoruz 200 /300 bin kadar toplam kürt var ülkemizde kendi aralarına öğrenmişlerdir son çümlemde sizi ne keyflendirmiştir şim
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat