Maç başlıyor, 45 dakika bitiyor. Sahada görünen manzara şu: G.Saray daha doğrusu Okan Buruk dersine çok iyi çalışmış. Rakip sahada olmasına rağmen oyunu istediği şekilde oynuyor. F.Bahçe'yi istediği şekilde hem de baskı yaparak etkisiz hale getiriyor. F.Bahçe arkada üçlü oynuyor. Tamam da üçlü oynayan adamlar ağır. Bunların üzerine kontra gidersen açık veriyorlar. G.Saray'da da bu olayı çözecek adamlar var. Biraz defans yapıp çabuk hücum edersen F.Bahçe'yi zor pozisyonlara sokarsın. Nitekim dün gece öyle oldu. Okan Buruk orta sahada çok koşan adamlarını oynattı, santrforlarını yanında tuttu, çabuk adamlarını da ileriye koydu. İkinci devrede de bu devam etti. Jesus bu işe bir çare bulamadı. Yani Okan Buruk, kendinden daha usta olan rakip teknik direktörü mat etti. G.Saray'da vazifesini yapmayan futbolcu yoktu. Sarı-kırmızılılar son iki maçta 60. dakikadan sonra oyundan düşüp rakibe pozisyon veriyorlardı. Herhalde dün gece rakip de ezeli olunca daha çok koştular, daha çok çalıştılar. İyi de oynayınca kendileri de keyif aldılar. Dün gece Cimbom hak ettiği bir galibiyet aldı. Hakem Halil Umut Meler maçı iyi yönetti. Bir tek ilk pozisyonda İrfan Can Kahveci'yi göremedi, kırmızısını veremedi. Onu da VAR düzeltti. Burada şunu belirtmek istiyorum; eğer hakem, İrfan Can'a sarı kart verseydi eyyam yapmış olurdu. Ama hiç kart vermeyip VAR'dan kırmızı gelince hakemin eyyam yapmadığı ortaya çıktı. Fenerbahçe taraftarının Altay'a tepkisini ben kabul etmiyorum. Kalecini daha beter bozarsın, hiç gerek yok. Bundan sonra da zaten Altay, F.Bahçe'de dikiş tutmaz.