Ertuğrul Özkök'ün imam hatiplilerdeki 28 Şubat izi!

  • GİRİŞ04.03.2012 08:01
  • GÜNCELLEME04.03.2012 08:01

Ertuğrul Özkök (bey) dünkü yazısında 28 Şubat” ismi nereden geliyor? Bugün 15-20 yaşında, hatta 25 yaşında bir çocuğa sorun bakalım. “28 Şubat adı nereden geliyor?” Sahi nereden geliyor arkadaşlar?” diye sormuş…

1997’de 15 yaşlarında bir İmam Hatip ortaokul öğrencisi olan bende ve çevremde bu soruya verilecek yüzlerce cevap var… Aşağıda yazılı olanlar bunlardan bir kaçı ve belki de en masumları.

Sadece haklarını istedikleri için gaz bombaları ile ölümün ucuna getirilen, yerlerde sürüklenip karınlarındaki çocukları düşürülen ablalarımızdan biliyorduk zaten. Ama bir de 28 Şubat neslinden dinlenmeli...

Bakın, 28 Şubat’ın adını, sanını, gücünü, etkisini nelerle kavramışız Ertuğrul Bey:

- “Gerekirse silah kullanılacak” manşetinizi kolunun altına sıkıştırıp, imam hatiplerde başörtülü öğretmen jurnalleyen milli güvenlikçi komutanlardan biliyoruz 28 Şubat’ı.

- İstanbul İmam Hatip Lisesi’nde polis kontrolünde yapılan derslerden, terörle mücadeleye giden yoklamalardan biliyoruz 28 Şubat’ı.

- Ders çıkışında “Lan siyah gömlekli, bu okulun çete başı sen misin?” diyerek önünü kesen polislere, nereye gittiğinin, dün ne yaptığının hesabını verenlerden biliyoruz 28 Şubat’ı.

- Düşmanlıkların, liseler arası futbol turnuvasında 2 imam hatip okulunu ilk turda eşleştirip, Cuma namazı saatine maç verilecek kadar ayaklara düşürülmesinden biliyoruz 28 Şubat’ı.

- Cumhuriyet gazetesinde çıkan, tamamı yalan, hepi topu 150 vuruşluk bir haberden dolayı, imam hatipli öğrencilerin kaldığı Fethiye yurdunun bir sabah, bir otobüs dolusu elleri otomatik silahlı polislerce basılmasından biliyoruz 28 Şubat’ı…

- Çanakkale müsameresinde şehit olacak askerin kelime-i şahadet getirip getirmemesini tartışmamızdan biliyoruz 28 Şubat’ı.

- Okullarının kapatılmaması için Sultanahmet’te feryat eden imam hatiplileri “Şeriat provası” yapmakla itham ettiğiniz manşetinizden biliyoruz 28 Şubat’ı.

- Eylemlerde sadece slogan atıp, ne anlama geldiğini bilmediği bir hareketi yaptığı için 14’ünde idamla yargılanıp yıllarca hapis yatan imam hatipli Yakup Köse öğretmişti bize 28 Şubat’ı.  

- Başörtülülerimizi Fadime Şahin, babalarımızı Müslüm Gündüz yaptığınız haberlerle kavramıştık 28 Şubat’ı ve hiç zorlanmadan farketmiştik etrafımızda döndürülen dolapları.

- Mesut Yılmaz’ın siyasi hayatına mal olsa da, gözünü eğitim hayatımıza dikmesinden biliyoruz 28 Şubat’ı. Ve unutmadığımızın da kanıtı oldu Mesut Yılmaz’ın silinip gitmesi.

Bir nefeste yüzlercesi yazılır yukarıdaki ezalardan. Fakat ajite etmek değil derdim.

Şu da kesin ki; “Yalan rüzgarlarıyla” al aşağı edilen bu kitleye, Refahyol’la birlikte başına koskocaman bir mim koyduğunuz bu nesle hiç acınmadı.

Yaşatılanları siz yapmadınız elbette ama payınızın büyük olduğu anlayışına hakim genişçe bir kitle var ortada.

Ve  “28 Şubat topunu” askere, Erbakan’a ve MGK’ya atma derdindesiniz şu günlerde. Fakat durum hiç de öyle değil. “28 Şubat Postmodern Darbesi” denilince imam hatiplilerin aklına hemen Ertuğrul Özkök ve şürekası geliyor. Medyanın amiral gemisinin kaptan köşkünden yapatıklarınızla, hoşgörüsüne sığınacağınız bir nesle imza attınız çünkü.
 
Tanklara palet olan manşetlerle ezip, yalan, dolan, iftira dolu haberlerle ötekileştirdiğiniz 28 Şubat neslinin unutmadığı “kin” olduğunuzu söylediler mi size hiç? “411 el kaosa kalktı” manşetinizle, bu “kini” tazeleyerek, 28 Şubat’ı bir kez daha yaşattığınızı düşünmüş müydünüz?

“Kin” denilince aklınıza “intikam” gelmesin. Nesli kurutulmak istenen imam hatiplerde “Müslüman ve dindar genç rövanşist olmaz, intikam almaz” diye öğrettiler bize. Ama yapılanları unutmamayı da tembihlediler. Geçtiğimiz yıl Üsküdar’da buluşup yemek yediğiniz imam hatipli gençler de aynı “kini taşıyordu.” Yazmıştınız, anlamaya çalışan, empati yapan bir kitle olduğunu. Siz de gördünüz intikam hırsıyla oturmamışlardı o masaya. Ama unutmadıklarını da her halleriyle belli etmişlerdi. O “kin” algılandığı şekilde “intikam” olmadı hiç bir zaman. Şu örnek de anlatmaya yeter sanırım; “Kinimiz” intikam olsaydı, her fırsatta tepemize binen Ordu’nun anlı şanlı askeri, asker yolu bekleyeni olmazdık vakti geldiğinde.

Bakın Ertuğrul Bey...
 
Kabul edin, devran döndü ve gazetecilik kılıfılya yapılanların hesabı sorulmaya başlandı. Şunu da kabul edin siz, bir çok yazar ve gazeteniz Hürriyet hiç masum değilsiniz. Şimdi kalkmış bu süreçle yüzleşmemeye, ithamlardan, iddialardan bir çırpıda sıyrılmaya çalışıyorsunuz. Ve çok göze batıyor paniğiniz. İsyanınız acı tebessümler bırakıyor yüzlerde!

Yazınızdaki sorunun çok derin izlerle dolu cevapları varken bunu nasıl başaracaksınız ve süreci hangi hamlelerinizle kotaracaksınız merakla bekliyoruz...

Ersin Çelik / Haber 7
ersin.celik@haber7.com
twitter.com/ersinceliq 

Yorumlar4

  • Abdullah Musaoğlu 12 yıl önce Şikayet Et
    28 Şubat. 28 Şubatı iliklerime kadar yaşadım. Bu zulmü bize reva gören, merhametten, vicdandan zerre kadar nasibi olmayan zalimleri asla unutmayacağım. Kalbimi yokluyorum,onları affetmek, onlara merhamet etmek içimden hiç gelmiyor. Şimdi bazıları yargılanıyor da, zerre kadar onlara karşı hiç merhamet duymuyorum. Herhalde bu islamiyet ve insanlık düşmanı 28 şubatçılar hak ettikleri cezaları almadıkları sürece içim asla rahat etmeyecek. 28 şubat deyince efelenen, her vesile ile o bitmez tükenmez ilkeler, laiklik nutukları çeken, başbakana bakanlara hakaret eden kelli felli paşaları hatırlıyorum. Çıktık açık alınla ulumaları kulaklarımda çınlıyor. Siyasetçinin en hırsızı bana göre darbecinin en namuslusundan bin kat daha şereflidir. Milletin iktidarına göz diken sırtlanlara inat, yaşasın siyaset yaşasın hırsız siyasetçi diyorum.
    Cevapla
  • faran 12 yıl önce Şikayet Et
    dümenlerine müdahale edilmeyeceği. garantisi verilse kendilerine, şeriatın gelmesine bile razı olurlar!
    Cevapla
  • mustafa akgül 12 yıl önce Şikayet Et
    sn yazar,söyledikleriniz noktasına kadar. doğru.ancak dikkat ediyorum bu 28 şubat tartışmalarında,e.özkök ve z.mutlu hedefe konmuş.inanın e.özkök ve z.mutlu diğerlerine bakarak masumdurlar.neden m.a.birand,f.altaylı,a.kırca ve raha muhtardan bahsedilmiyor.bu gün bu insanlar hükümetin yanında oldukları içinmi görmezden geliniyor.
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • mevlana 12 yıl önce Şikayet Et
    28 şubat. hayatımızda silinemeyecek kadar büyük izlerinin olmasından biliyoruz 28 şubatı...bir ömür devam edecek olan geriye dönüsü olmayan...rövanşı bu dünyada alınmasa da öteki dünyada alınacak olan... kanserli bir hastanın ölümünden sonra kansere çare bulunması gibi şimdi yaşadıklarımız...
    Cevapla Toplam 3 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat