Ali Koç dönemi resmen kapandı
- GİRİŞ22.09.2025 09:26
- GÜNCELLEME22.09.2025 09:26
F.Bahçe’de 7 yıllık Ali Koç dönemi sona erdi. Sadettin Saran Fenerbahçe Kulübü’nün yeni başkanı oldu. Öncelikle Sn. Saran ve ekibini kutlarım. Fenerbahçe camiasına ve Türk futboluna hayırlı olsun.
Fenerbahçe’nin efsane başkanı Aziz Yıldırım Ali Koç’a karşı seçimi kaybettiğinde çok duygusal bir konuşma yapmıştı. Kulüp için hapis yatan, ciddi bedel ödeyen Yıldırım, Ali Koç destekçilerinin tepkileri üzerine “Seni affetmem, seni bu seyirciyle göndereceğim. Yanlış yapıyorsunuz” demişti. Öyle de oldu. Fenerbahçe taraftarı uzun süredir eleştirdiği ve istifa etmesini istediği Ali Koç’u ilk olağanüstü genel kurulda gönderdi. Ali Koç, 7 yıllık başkanlık dönemindeki başarısız yönetimine, kaçan şampiyonluklara rağmen, olağanüstü genel kurula gitme konusunda da çok direnmiş yine büyük bir yanlışla seçimlerin eylül ayında yapılmasına neden olmuştu. Zira, lig başlamış, yeni teknik direktör ve yeni kadro ile sezona başlanmıştı (ki bu da çok tartışılıyor).
Tarih, Ali Koç’u Fenerbahçe’de 7 yıl başkanlık yapıp şampiyonluk göremeyen başkan olarak yazacak. Bu dönemde, 11 farklı teknik direktör, neredeyse her sezon yeniden kurulan takımlar, 100’den fazla transfer ve harcanan yüz milyonlarca lira ve futbolda kazanılan sadece 1 (bir) kupa….
Peki Ali Koç döneminin öne çıkan olayları neydi? Kısaca hatırlayalım?
2021 Ekim ayında Trabzon deplasmanı dönüşü eline megafon alarak taraftarlara konuşma yapması
Şubat 2020’de Galatasaray, Fenerbahçe’yi Kadıköy’de 3-1 yendiğinde bir tarih de Ali Koç döneminde sona eriyordu. Fenerbahçe, rakibine tam 20 yıl sonra ilk kez evinde kaybediyordu. Bu tarihten sonra da Koç’un başkanlığı döneminde Galatasaray birçok maçta benzer sonuçlar alarak Kadıköy’ün zorlu deplasman unvanını bitirdi
Fenerbahçe’nin efsane kalecisi Volkan Demirel’e bodrum katında terlikle basın toplantısı düzenlenmesi, yine Edin Dzeko ve Dusan Tadic’e yemekhanede tabakların ve tüplerin arasında veda edilmesi gibi camiaya ve kulübe yakışmayan olaylar
1959 öncesi şampiyonluklar konusunda sürekli gündemde tutması ancak hiçbir ciddi girişimde bulunulmaması, resmi olmamasına rağmen 5’inci yıldızın kullanılması
Ciddi hakem hataları konusunda TFF’ye gidip herhangi bir sonuç almadan dönülmesi
Futbolda “yapı” iddiasını gündeme getirmesi ancak bunun ne olduğuna dair somut bir veri ortaya koyamaması ve bunu her sene kaybedilen şampiyonluklar sonrası yeniden dile getirmesi
Kendisini eleştiren taraftarlara “Norveç’ten yazan troller” demesi
Riyad’da yaşanan Süper Kupa finali krizi daha sonra Şanlıurfa’da yaşananlar
Ligden çekilme yetkisi istemek için 20 bin taraftarları stada toplayıp doğum gününün kutlanması vs…
Benim aklıma gelenler bunlar. Tabi liste daha da uzatılabilir. Ancak maalesef Ali Koç dönemi krizler, kavgalar, futbolda gelmeyen şampiyonluklarla hatırlanacak. Bunlardan daha önemlisi, kibir, parayla her şeye sahip olabileceğini sanma, taraftarı aşağılama, insanları kendisine muhtaç zannetme bu dönemin öne çıkan duyguları oldu.
Maalesef Türk futbolu uzun yıllardır mali sorunlar, hakem hataları, başarısızlıklar ve kavgalarla hep gündemde. Bu nedenle, Sadettin Bey’den bir futbolsever olarak en büyük beklentim Fenerbahçe’yi bu tür gerginliklerden uzak tutması saha içine odaklanması. Tabi ki, Fenerbahçe’nin haklarını sonuna kadar korumalı, olası haksızlıklara karşı dik duruş göstermeli. Ancak yeşil sahada elde edilen başarısızlığın sorumlusunu hayali düşmanlarda aramak artık taraftarlarda da karşılık bulan bir söylem değil.
YETER ARTIK İSRAİL’İ MEN EDİN
Daha önce birkaç yazımda değinmiştim. Dünya sporunun patronları UEFA, FIFA, IOC gibi üst kuruluşlar katil İsrail’in tüm katliamlarına soykırımına rağmen 3 maymunu oynamaya devam ediyorlar.
Rusya, Ukrayna’ya saldırmaya başladığında Rus sporcuları tüm uluslararası müsabakalardan men eden Rus kulüplerine yarışma yasağı getiren bu kuruluşlar söz konusu İsrail olunca yıllardır bırakın karar almayı açıklama yapmaya bile çekiniyorlar.
Zaten arsızca ve pervasızca katliamlarını sürdüren İsrail yönetimi bu zayıflıklar karşısında iyice cesaret alıyor.
Gazze’de çoğunluğu kadın ve çocuk on binlerce masumu katleden Siyonist rejime karşı biran önce spor alanında da harekete geçilmeli.
Başta İspanya ve İrlanda olmak üzere cesur çıkışlar geliyor ama henüz yeterli değil. Sivil toplum kuruluşları, spor kulüpleri, sporcular, futbolcular daha çok sesini çıkarmalı ve harekete geçmeli. Bu konuda Fransızların efsane futbolcularından aktivist Eric Cantona’ya ayrı bir parantez açmam gerekiyor.
Cantona neredeyse katıldığı her etkinlikte Filistin’in haklarını söylemekten geri durmuyor. Dini, dili, ırkı ne olursa olsun İsrail mezalimine karşı gelmenin bir insanlık vazifesi olduğunu hatırlatan herkese selam olsun…
Ersin Şiyhan / Haber7
Yorumlar8