Türk futbolunda 152 hakemin bahis oynadığının açıklanmasıyla başlayan “deprem” bugün aralarında Süper Lig’de forma giyen 1024 futbolcunun PFDK’ye sevk edilmesiyle felakete  dönüştü. Peki arkasından bir “tsunami” gelecek mi?

Süper Lig’de forma giyen 27 futbolcu, çoğunluğu 2. ve 3. Lig’den 1024 profesyonel isim. Üstelik TFF’nin duyurduğu listede birçok futbolcu milyonların tanıdığı bildiği milli takım forması giymiş, takımlarında kaptanlık yapmış kişiler. Aynı gün, bir Süper Lig kulübünün başkanı ve 6 hakem, “müsabaka sonucunu etkilemek” suçundan dolayı tutuklanarak cezaevine gönderiliyor. 

Bunlardan sadece 1’i bile ülke futbolu açısından tozu dumana katacak gelişme olabilecek potansiyele sahipken, ülke olarak birçoğunu aynı gün içerisinde yaşıyoruz. Üstelik bu işin hakemler ve futbolculardan sonra, kulüp başkanları, yöneticiler, TFF profesyonelleri ve medya ayağı var. Bundan sonraki süreçte çok daha fazla şaşıracağımız yeni dalgaların geleceğini öngörebiliriz.

Ancak özellikle şunu vurgulamam lazım. Dikkat ederseniz hiç isim zikretmedim. Zira, hakkında hüküm verilmediği sürecek herkes masumdur. Bu hukukun temel prensibidir. Hakem Zorbay Küçük örneğinde gördüğümüz gibi bazı isimler muhtemelen masum çıkacaktır. Zaten bazı futbolcular peyderpey açıklamalar yapmaya başladılar. O nedenle çok dikkatli olunmalı ve masumiyet karinesine azami hassasiyet gösterilmelidir. Ancak özellikle TFF’nin yaptığı iç tetkiklerin yanı sıra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığımızın yürüttüğü soruşturmalar oldukça titiz ve ciddi araştırmalara dayandığını da söylemeliyiz.

Alt ligler olarak bilinen 2. ve 3. Ligler açısından ise durum hiç parlak değil. Disipline sevk edilen futbolcuların neredeyse yüzde 90’ı buralarda top koşturan futbolcular. Hatta 3. Lig’den bir kulübün tam 18 futbolcusu aynı anda bahis oynadıkları gerekçesiyle disipline sevk edildi. Bu şartlar altında takımların maça çıkmaları mümkün olmadığı için TFF liglerin 2 hafta kaydırıldığını açıkladı. Ancak görünen o ki, liglerin tamamlanması pek mümkün görünmüyor. Eğer soruşturma derinleşir de yeni isimler ortaya çıkarsa 2. Ve 3. liglerin iptal edilmesi gündeme gelecektir.

Şimdi gözler PFDK’nın vereceği kararlarda olacak. Oyuncular, Futbol Disiplin Talimatnamesinin 57’nci maddesi uyarınca sevk edildiler. Yani “bahis” başlığıyla sorgulanacaklar. Eğer doğrudan ya da dolaylı olarak bahis oynadıkları tespit edilirse üç aydan 1 yıla kadar men ya da hak mahrumiyeti ile cezalandırılacaklar. Ancak bahis oynadıkları karşılaşmalar kendi maçları olursa bu müsabaka sonucunu etkilemeye gireceğinden bu cezanın boyutu “şike”ye dahil edilecek ve cezası da farklı olacaktır. O nedenle PFDK’ye sevk edilen futbolcuların hangi yıl, hangi takım forması giyerken ve hangi maçlara bahis oynadıklarının tespiti çok önemli.

Yazımın girişinde de belirttiğim gibi Türk futbolunda maalesef büyük krizlerin kapıda olduğu yeni bir dönemin eşiğindeyiz. Bahis skandalıyla başlayan daha sonra şikeye evrilen süreç önümüzdeki günlerde gündemimizi daha çok meşgul edecektir.

Kamuoyunda maalesef uzun zamandır Türk futboluna dair güvensizlik en üst seviyedeydi. Bunda maalesef kötü hakem yönetimleri, kerametleri kendinden menkul ne idüğü belirsiz kulüp başkanı ve yöneticilerin açıklamaları, ortaya saçılan milyonlarca liralar, gereksiz transferler vs. etkiliydi. Bugün ortaya çıkan tabloyla birlikte milletimizin ne kadar haklı olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Şimdi devletimize, federasyonumuza, ilgili kurumlarımıza güvenme takım, renk fark etmeksizin ve en önemlisi ucu nereye dokunuyorsa dokunsun bu “Temiz Eller” operasyonuna destek verme zamanı.