İç Kavgalarla Çatırdayan FETÖ Vize Kriziyle Sarsılıyor
- GİRİŞ25.09.2025 09:20
- GÜNCELLEME26.09.2025 08:54
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ), elebaşı Fetullah Gülen’in ölümünün ardından lider kavgası, iç hesaplaşmalar ve vasiyet krizleriyle sarsılırken ABD Başkanı Donald Trump’ın H-1B vize maliyetlerini yükseltme kararı, örgütün ABD’deki sözleşmeli okul (charter school) ağına darbe vurabilir.
ABD Başkanı Donald Trump’ın 19 Eylül’de açıkladığı yeni kararla H-1B çalışma vizelerine 100 bin dolarlık ek ücret getirildi. Böylece bu vize statüsü için 1.750 dolarla 4.500 dolar arasında değişen maliyetler astronomik düzeyde artmış olacak.
Amerika’nın yabancı iş gücünü ülkeye çekmek için yıllardır uyguladığı bir çalışma vizesi türü olan H-1B, özellikle bilim, teknoloji, mühendislik, sağlık ve finans gibi alanlarda uzmanlaşmış kişiler için kullanılıyor.
ABD’de faaliyet gösteren bir işverenin sponsorluğuyla alınabilen bu vize genellikle üç yıl geçerli olup altı yıla kadar uzatılabiliyor. Başvuru sahiplerinin lisans veya üzeri bir diplomaya sahip olmaları ve alanlarında uzmanlık gerektiren bir pozisyona yerleşmeleri şart.
Yetenekli ve nitelikli insan kaynağını Amerika’ya çekmek için geliştirilen bu vize statüsünü 2025 yılında en yoğun kullanan şirketler şunlar oldu: 10.044 kişiyle Amazon, 5.050 kişiyle TATA, 5.189 kişiyle Microsoft, 5.123 kişiyle Meta ve 4.202 kişiyle Apple.
Yıllık kontenjanın 65 bin kişi olduğu vize için, ABD eğitim kurumlarının master ve doktora mezunlarına tanınan 20 bin kişilik ek kota da bulunuyor.
ABD’de 1990'da oluşturulan "H-1B" vizesine sahip yaklaşık 730 bin çalışanın bulunduğu tahmin ediliyor.
Amerika iş hayatı için kritik öneme sahip bu vize için ayrılan kontenjanları en çok kullananlar arasında Hindistan ve Çin öne çıkarken, bu ülkeleri Filipinler, Kanada ve Güney Kore gibi ülkeler takip ediyor.
Ayrıca üç yıllığına alınan bu vize sayesinde ABD vatandaşlığının yolunu açan daha güçlü bir vize olan Yeşil Kart (Green Card) da alınabiliyor.
Trump’ın Ani Kararı Paniğe Neden Oldu
Amerikan istihdam ortamı için böylesine önemli olan H-1B vizesiyle ilgili Trump’ın ani kararı, başta çok sayıda yetenekli yabancı çalıştıran ABD teknoloji firmaları olmak üzere bu statüde istihdam sağlayan tüm kurumlarda paniğe neden oldu.
Dev teknoloji firmaları, kararın detayları net şekilde açıklanmaması nedeniyle H-1B vize statüsünü kaybetme riskiyle karşı karşıya olabilecek ülke dışında bulunan çalışanlarına acilen Amerika’ya dönme çağrısı yaptı.
Karar öncesinde yurt dışına çıkan ya da yolda yakalanan birçok H-1B vizesi sahibi çalışan, Amerika’ya dönüş telaşına düştü. Bu panik havası, Beyaz Saray yetkililerinden yapılan “H-1B için ücret artışlarının mevcut vize sahiplerini değil yeni başvuruları kapsayacağı ve yıllık değil bir kereye mahsus alınacağı” açıklamalarıyla bir nebze yatıştı.
Ama yine de Trump yönetiminin, Amerikalı çalışanların istihdamını koruma gerekçesiyle aldığı bu kararın ülkenin teknoloji alanındaki ilerlemesine zarar verebileceği yönünde eleştiriler yükseliyor.
Yıllardır dünyadan en nitelikli insan kaynağını çekmeyi başaran Amerika’nın, bu alandaki cazibesini kaybetmesi ve teknolojideki liderliği başta Çin olmak üzere başka ülkelere kaptırabileceği endişeleri dile getirildi.Ancak tüm eleştirilere rağmen Trump yönetimi bu kararını uygulama konusunda kararlı görünüyor.
FETÖ’nün “Altın Yumurtlayan Tavuk Modeli” Çöküyor
Amerika genelinde 170’i aşan geniş bir sözleşmeli okul (charter school) ağına sahip olan FETÖ’nün de ABD Başkanı Trump’ın H-1B vizelerine getirdiği ek maliyet kararından ciddi şekilde etkilenmesi bekleniyor. Çünkü FETÖ, ABD’deki örümcek ağına benzeyen yapılanmasını, 30’dan fazla eyalete yayılmış STK’lar, sözleşmeli okul ağı, lobi şirketleri, ticari girişimler ve medya organları üzerinden uzun yıllardan beri sürdürüyor.
Yıllık 800 milyon dolara yakın kaynak üretimiyle örgütün en büyük finansal güçlerinden birini oluşturan sözleşmeli okul ağı, bir taraftan ekonomik kaynak üretirken diğer taraftan insan kaynağı altyapısını güçlendirmede kilit rol üstleniyor. Bunun için FETÖ, Türkiye’nin yanı sıra eğitim altyapısının güçlü olduğu Türkî Cumhuriyetler gibi ülkelerle Amerika arasında işleyen bir insan kaynağı transfer sistemi kurdu.
Örgüt, H-1B vizesini kullanarak gerçekleştirdiği bu transferi, örgüt içerisinde adeta bir “Amerikan rüyasına bilet” gibi pazarladı. Böylece örgüt içindeki sadakat ve faaliyetleriyle öne çıkan öğretmenler için H-1B süreçleri işletildi. Bu sayede FETÖ, yıllar içerisinde Türkiye’de ve diğer ülkelerdeki okullarında görev yapan başta matematik, fizik ve bilişim öğretmenleri olmak üzere 7 binden fazla öğretmeni Amerika’ya taşıdı.
FETÖ’nün sözleşmeli okullarından sağlanan sponsorluklarla yapılan başvurularla Amerika’ya H-1B vizesiyle gelme imkânı elde eden öğretmenler, hem eğitim sürecine katkı sağladı hem de örgüt içinde finansal destek aracına dönüştü. Çünkü FETÖ, bu öğretmenlere verilen ortalama 4-6 bin dolar arasındaki maaşlardan evli veya bekar olmalarına göre değişen oranlarda kesilen payları örgüte aktarıyor.
Aslında öğretmenlere ödenen bu maaşlar, okulların çalışma sistemi içerisinde verilen eğitim hizmetine karşılık Amerikan devletine şişirilerek fatura edilen kaynaklardan oluşuyor.
FETÖ, Amerika Çalışma Bakanlığı’nın (DOL) İş Durum Belgesi (LCA) şartlarına aykırı olabilecek bu kaynak aktarma işlemleri için hileli bir sistem kullanıyor.
Örgüt, H-1B vizesine sahip öğretmenlerin maaşlarından ayrılan kaynakları “gönüllü bağış” adı altında Amerika’da faaliyet gösteren FETÖ vakıflarına yönlendiriyor ya da siyasi nüfuz oluşturmak amacıyla işaret edilen siyasilere aktarıyor.
Ayrıca okul zinciri için gerekli olan bina kiralamaları başta olmak üzere masa, sıra, kitap, tahta, bilgisayar gibi çeşitli eğitim materyalleri ve ihtiyaçlar da yine FETÖ tarafından kurulan şirketler aracılığıyla temin edilerek ciddi kaynaklar örgüte aktarılıyor.
Böylece yıllar içerisinde ABD devletinin okullar için sunduğu kamu kaynakları, örgüt için çift taraflı çıkar sağlanan bir yolsuzluk modeline dönüştü. Yani bir taraftan FETÖ’nün insan kaynağı Amerika’ya taşınıyor, diğer taraftan okullara yapılan harcamalar ve bu kişilere ödenen paralar örgüt kurumlarına (STK) ile şirketlerine aktarılıyor. Ve tüm bu sürecin faturasını Amerika Birleşik Devletleri’nin kamu kaynakları ödüyor.
FETÖ okullarında kurulan bu çıkar ağına, 39 yıl Amerika okullarında İngilizce öğretmenliği yapmış olan Peter Greene’in Forbes Dergisi için hazırladığı makalede yer verildi.
*(https://www.forbes.com/sites/petergreene/2019/01/09/how-american-should-american-schools-be/)
Ayrıca yıllarca ABD’de FETÖ’ye bağlı farklı okullarda 2008-2015 yıllarında öğretmenlik yapıp daha sonra örgütü dava eden Ersin Konkur, sözleşmeli okullardaki sahtekârlıkları Anadolu Ajansı ekiplerine detaylarıyla anlatmıştı.
* (https://www.aa.com.tr/tr/dunya/feto-abdde-mafya-orgutu-kabul-edilmeli/1281905)
Yıllardır sürdürdüğü bu “altın yumurtlayan tavuk” modeliyle ciddi kamu kaynaklarını kendi kurumlarına aktarmayı başaran örgüt, şimdi Trump’ın son adımıyla yeni maliyetlerle karşı karşıya kalacak.
FETÖ Finansal Daralmayla Karşı Karşıya
H-1B vizesi kayıt ücretlerinin 100 bin dolara çıkması, FETÖ’nün okullarında bu statüyle görev yapan öğretmenler için yıllık gelirlerini aşan büyük bir maliyet anlamına geliyor.
Bu yeni adım, FETÖ’nün bundan sonra Amerika’daki okullarına örgüt üyesi öğretmenlerin transferine ciddi darbe vuracak. Zaten 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası Türkiye’den yapılan transferler alınan tedbirlerle durdurulmuştu. Ancak FETÖ, örgütlü olduğu diğer ülkelerde bulunan üyelerinin bu vize türüyle transferlerine devam etmekteydi.
Yeni vize tarifelerinin öğretmen transferlerini zorlaştırması, zaten önceki dönemlere göre finansal sıkıntıları artan FETÖ’nün eğitim kurumları üzerinden elde ettiği kaynakları da eritebilir.
Kar amacı gütmeyen gazetecilik kuruluşu ProPublica’nın verilerine göre, sözleşmeli okul zincirinin yanı sıra FETÖ’nün Amerika genelindeki yüzlerce STK ve vakfında da ciddi finansal daralma dikkat çekiyor:
• Niagara Foundation: 2015’te 1,15 milyon dolar → 2024’te 113 bin dolar (%90 düşüş)
• Ortak Değerler İttifakı (Alliance for Shared Values): 1,23 milyon → 891 bin dolar (%30 düşüş)
• Rumi Forum (Washington DC): 694 bin → 497 bin dolar (%28 düşüş)
• Atlantic Institute (Alpharetta, GA): 326 bin → 122 bin dolar (%63 düşüş)
• Barış Adaları Enstitüsü (Peace Islands Institute): 1,212 milyon → 226 bin dolar (%81 düşüş)
Türkiye başta olmak üzere birçok ülkeden himmet akışının durma noktasına gelmesi, STK’ların aldığı sponsorluk desteği, bağış vb. gelirlerin yavaşlaması ve H-1B vizesine uygulanan ek maliyetler, örgütün ABD’deki kurumsal kapasitesini ve ekonomik durumunu ciddi biçimde tehdit ediyor.
FETÖ’de Çöküş Hızlanıyor
FETÖ’nün ABD’deki “eğitim imparatorluğu” ile ilgili yaşanan bu gelişmelerin yanı sıra örgüt içerisinde de lider kavgası, ifşalar, yolsuzluk ve vasiyet krizleri derinleşerek devam ediyor.
Nitekim BM Genel Kuruluna katılmak üzere Amerika’da bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türk toplumuyla buluşmasındaki konuşmasında bu duruma vurgu yaptı. Erdoğan, “Pensilvanya'daki elebaşının da ölmesiyle birlikte FETÖ'de iç tartışmalar ve çözülmeler hızlandı. Ortaya saçılan skandallar bu hain yapının gerçek yüzünün bir kez daha görülmesine vesile oldu. Zamanla örgüt güç kaybetmeye devam edecektir” dedi.
Yaşanan iç hesaplaşmalar ve ifşalarla dini motivasyonla hareket ettiğini iddia eden örgütün aslında kişisel çıkarlarla örülü bir şebeke olduğu da tüm çıplaklığıyla bir kez daha ortaya çıktı.
Örgüt içerisinde çıkar çatışmaları, ifşalar, hakaret ve şiddete varan karşılıklı kavgalar giderek derinleşirken Trump yönetiminin aldığı son vize kararı, FETÖ’nün insan kaynağına ve mali yapısına darbe indirme potansiyeli taşıyor.
FETÖ’yü içerden kemiren mali yozlaşma ve iç hesaplaşmalar örgütün çöküşünün hızlandığının işaretleri olarak öne çıkıyor.
Ek: Yazan Araştırmacı Gazeteci Ertuğrul Cingil
2015- 2018 yılları arasında Anadolu Ajansı Amerika Temsilcisi olarak FETÖ terör örgütünün kirli ilişki ağı, elebaşlarının lüks yaşamları ve Türkiye aleyhine yürüttükleri faaliyetlere yönelik çok sayıda referans niteliğinde araştırma dosyası hazırlamıştır.
Geçmişten beri FETÖ Amerika yapılanmasını yakından takip eden Cingil, ABD Başkanı Donald Trump’ın H1-B vizeleriyle ilgili aldığı kararın FETÖ sözleşmeli okullarına etkileri ve örgütün yaşadığı iç kavga ve finansal daralmayla ilgili gelişmeleri Haber 7 için kaleme aldı.
Yorumlar6