Yeni Epstein belgeleri ve Trump’ın şeffaflık illüzyonu

  • GİRİŞ22.12.2025 09:22
  • GÜNCELLEME22.12.2025 09:22

ABD’de merakla beklenen pedofili suçlusu Jeffrey Epstein belgeleri, Kongre’nin kararından sonra 19 Aralık’ta açıklandı. Ancak Amerika’nın üzerine kabus gibi çöken, reşit olmayan kız çocuklarına yönelik cinsel istismar ve fuhuş ağına ilişkin belgelerin tamamı açıklanmak yerine ustaca karartılmış bir vitrin sunuldu.

Sayfalar dolusu belgelerde isimlerin üzeri kapatılmış, tarihler belirsiz, ilişkiler bağlamından koparılmış şekilde adeta filtreden geçirilerek paylaşıldı.Oysa Trump, tüm engelleme çabalarının başarısız olmasının ardından U dönüşü yaparak “Epstein Dosyaları Şeffaflık Yasası”nın Kongre’den ezici çoğunlukla geçmesini sağlamıştı.

Ardından Trump’ın kendi imzasıyla yürürlüğe giren bu yasa, teorik olarak Adalet Bakanlığı’nı (DOJ), Epstein’le ilgili tüm belgelerinin 30 gün içinde yayımlanmasını zorunlu kılıyor.Ancak yasanın bu bağlayıcı hükmüne rağmen uygulama, tam bir şeffaflık faciasına işaret ediyor. Çünkü yüz binlerce sayfadan oluşan belgelerden çok azı yayımlanırken, görülen şeffaflıktan öte siyah bir sansür duvarı oldu.

İçerisinde fotoğraf ve görsellerin de yer aldığı, toplam boyutu 3 GB olan 3.900 dosyalık belgelerde 500’ü aşkın sayfa tamamıyla simsiyah şekilde yer alıyor.

“Büyük Jüri-NY” etiketli 119 sayfalık bir dosya tamamen karartılmış durumda. Bu durum, Amerikan kamuoyunda bir redaksiyon değil, bilginin sistematik olarak görünmez kılınması çabası olarak değerlendirildi.

Üstelik ABD Adalet Bakanlığı tarafından kamuoyuyla paylaşılan belgelerin bir kısmı bir gün sonra erişimden kaldırıldı. Kaldırılanlar arasında ABD Başkanı Donald Trump’ın yer aldığı bazı fotoğrafların da bulunması, bu durumun gerçekleri açıklama hamlesinden çok kontrollü bir paylaşım izlenimi verdiğini gösteriyor.

 

Şeffaflık Mı? Karartma Mı?

 

Adalet Bakanlığı, tüm bu karartmalar için kurbanların kimlik bilgilerini korumak, yürüyen soruşturmaları etkilememek ve ulusal güvenlik gibi gerekçeler sunuyor. Aslında Trump’ın imzasıyla hayata geçen yasa; yayımlanan ve saklanan tüm kayıt kategorilerinin listesinin ve her redaksiyonun gerekçeli özetinin Kongre’ye sunulmasını zorunlu kılıyor.

Adalet Bakanlığı, 1.200’den fazla mağdur ve aile üyesinin isimlerini korumak için redaksiyon yapıldığını ileri sürüyor. Oysa bugün itibarıyla redaksiyonların nedenleri belirsiz; hangi isimlerin neden gizlendiği açıklanmış değil.

Bu durumu Senato Azınlık Lideri Chuck Schumer, “Sadece karartılmış sayfalardan oluşan bir dağ yayımlamak, şeffaflık ruhunu ve yasayı ihlal etmektir.” sözleriyle eleştirdi.Yani aslında Epstein dosyası tamamıyla açılmak yerine, Trump’ın adı veya bağlantılarına dair materyallerin çoğu bölümde ya karartıldığı ya da yok sayıldığı izlenimini veriyor.

Kamuya açılan belgelerde; ABD eski Başkanı Bill Clinton’un Maxwell’le birlikteki jakuzi sahnelerinden Epstein’le samimi pozlarına, İngiltere Kraliyet Ailesi’nden Prens Andrew’un  rezil görüntülerinden eski İsrail Başbakanı Ehud Barak’a, Bill Gates’ten Kevin Spacey’ye, Michael Jackson’a kadar birçok ünlü isim yer alıyor.

Tüm bu tablo, köşeye sıkışan Trump yönetiminin belgeleri şeffaf şekilde açıklamak için değil; MAGA tabanı başta olmak üzere kamuoyunda yükselen fırtınayı kontrol altına almak için seçici bir yöntemle servis ettiğini gösteriyor.

Epstein’in ilişkilerinin ve karanlık ağının ortaya çıkarılmasından çok, siyaset ile hukukun çarpıştığı bir fırtınaya dönüşüyor. Ancak belgeler tam olarak açıklanmadıkça, başta kendi MAGA tabanı olmak üzere kamuoyunda şüphe derinleşiyor ve güven sarsılıyor.

 

Trump’ın yumuşak karnı haline gelen bu skandalla ilgili her gelişme, MAGA’daki ve Cumhuriyetçiler içerisindeki kırılmaları artırma potansiyelini koruyor. Bunca mağdur, bunca belge ve hukuki sürece rağmen, yıllardır sistemin saklamaya çalıştığı kirli sırlar üzeri örtüldükçe daha sert şekilde ortaya çıkmaya devam edecek.

Adalet Bakan Yardımcısı Todd Blanche, 187’si ulusal güvenlik olmak üzere toplamda 200’den fazla bakanlık avukatının belgeleri titizlikle incelediğini açıkladı.

Başsavcı Yardımcısı Blanche, bakanlığın cuma günü “yüz bin sayfa” belge yayımladığını ve önümüzdeki haftalarda “yüz bin sayfa daha” belgenin yayımlanmasının beklendiğini söyledi.

New York’ta kaldığı cezaevinde intihar ettiği açıklanan Jeffrey Epstein, zenginlik ve nüfuzunu kullanarak reşit olmayan kızlara yönelik sistematik bir cinsel istismar ağı kuran, girift bağlantılarla çevrili bir suçluydu.Böylesi kirli bir isimle ilgili soruşturmalar kapsamında el konulan 40 bilgisayardan elde edilmiş 300 GB’lık veri ve yüz binlerce sayfa belge paylaşılmayı bekliyor.

Bu belgeler arasında, birçok bağlantıyı açığa kavuşturabilecek; Epstein’in Florida’dan New York’a uzanan malikânelerinden Karayipler’deki 72 dönümlük “pedofili adası”na kadar karanlık mekânlarının güvenlik kamera kayıtları, ev içi görüntüler ve ziyaretçi giriş-çıkışlarını gösteren dokümanlar olup olmadığı bilinmiyor.

Buraya “Lolita Express” adı verilen uçakla taşınan VIP yolculara, 2 bin kişinin bilgilerinin yer aldığı “kara kitabı”na (black book) ve müşteri listelerine ait utanç verici sırlar hâlâ tam olarak açıklanabilmiş değil.

Trump yönetiminin politik manevraların sahnesine dönüşen bu kirli skandal, gerçekleri yutan bir kara delik gibi adaleti de içine çekmeye devam ediyor.

 

Skandal İngiliz Kraliyet Ailesini Sarsıyor

 

Bu kirli skandaldan en çok sarsılan ise İngiltere Kraliyet Ailesi oldu. Prens Andrew’un, 1990’ların sonlarından itibaren Epstein’in New York’tan Palm Beach’e, pedofili adasına uzanan kirli ağının her yerinde olduğu anlaşılıyor.

Ghislaine Maxwell aracılığıyla temin edilen, başta Virginia Giuffre olmak üzere reşit olmayan mağdurlara yönelik istismarlarını yıllarca inkâr eden Prens Andrew’un tüm resmî görevlerinden çekilmesi, skandalın küresel yankısını daha da güçlendirdi.

Ancak yeni çıkan Epstein belgeleri, Prens Andrew’un istismarlarının sistematik olduğunu gösteriyor. Ayrıca ayrıldığı eşi Sarah Ferguson’un (Düşes Sarah) da bu kirli ağın içerisinde yer aldığına dair bilgiler belgelerde ortaya dökülüyor.

Andrew’un tüm kirli ilişkilerine kraliyet tarafından ne kadar göz yumulduğu ve sadece unvan kaybının bu ağır suçları nasıl karşılayacağı sorgulanıyor. Atlantik’in iki yakasında da ses getiren bu tablo, Epstein’in Kraliyet Ailesi ile yakınlığını, kirli istismar çarkını işletmede bir koruma kalkanı gibi nasıl kullandığını tüm çıplaklığıyla yansıtıyor.

“Kurumsal sorumluluk yok” denilmeye çalışılsa da yeni belgeler, kraliyetin uyarıları görmezden geldiğini ve skandal patlayana kadar koruma refleksi gösterdiğini ortaya koyuyor.

Bu yüzden kraliyet üzerine ağır gölgeler düşüren yeni Epstein belgeleri, İngiliz monarşisini sadece sarsmıyor; meşruiyetini de aşındırıyor.

 

Epstein’in İstihbarat Gölgesindeki Pedofili Ağı

 

Yahudi kökenlere sahip Epstein’in çok katmanlı karanlık ağının içerisinde, başta MOSSAD olmak üzere istihbarat yapılarıyla bağlantı iddialarına ilişkin daha somut ve güçlü belgelerin ortaya çıkması bekleniyor.

 

Çünkü Epstein’in kara kutusu olarak görülen Maxwell’in, İngiltere’de şüpheli şekilde ölen Mirror Group’un sahibi medya imparatoru babası Robert Maxwell’in MOSSAD’la bağları bilinmekteydi.

Ayrıca Epstein’in New York ve Palm Beach’teki malikânelerinde yer alan, istihbarat yapılarının kullandığı sistemlere benzeyen gizli kamera sistemleri, istihbarat bağlantılarının güçlü bir işareti olarak yorumlandı.

İsrail’in eski Başbakanı Ehud Barak’ın Epstein’ın evinden girip çıkarken görüntülenmesi de bu ihtimalleri güçlendiren bir başka unsur olarak öne çıkmıştı.

Son yayımlanan fotoğraflar arasında Epstein’in İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) logolu sweatshirtüne ait görsellerin çıkması, bu iddiaları güçlendiren yeni bir unsur olarak değerlendirildi.

İsrail bağlantıları ve bu ilişkilerin olası şantaj mekanizmalarıyla nasıl iç içe geçmiş olabileceği yönündeki sorular önemini koruyor.

Bu arada daha önce paylaşılan e-postalar içerisinde, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in avukatı Reid Weingarten’in, 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra Türkiye’ye iade edilme korkusuyla pedofili Epstein ile temasa geçerek “siyasi nüfuzundan” faydalanılmak istendiği ortaya çıkmıştı.

Epstein’in istihbarat yapılarıyla ilişkilerine dair yeni belgeler ortaya çıkarsa; olağanüstü servetini nasıl elde ettiği, küresel elitlere engelsiz erişimi ne şekilde sağlayabildiği ve tüm suçları bilinmesine rağmen yıllarca neden dokunulmaz hâle geldiği daha iyi anlaşılacak.

Zaten bugüne kadar ortaya dökülen Epstein belgeleri, ziyaretçi kayıtlarını sistematik olarak tutan, görüntü kayıtları alan, insanların zaaflarını, ilişkilerini ve gizli temaslarını takip eden bir profil çizdiğini gösteriyor.

Böylesine karanlık bir figürün, kriminal bir pedofili suçluluğunu aşan, istihbarat dünyasıyla girift ve derin bağlantıları da biraz daha netleşebilir.

 

            Adalet Gecikiyor Gerçekler Saklanıyor

 

Epstein dosyası sıradan bir skandal değil; Amerika’dan çıkarak küresel bir elit düzenine dönüşen karanlık bir istismar haritasını yansıtıyor. Ancak pedofili Epstein’in kurduğu ağ ve çevresinde sinsice işleyen suç makinesiyle ilgili birçok konu hâlâ gizemini koruyor.

Epstein’in yüksek güvenlikli cezaevindeki şüpheli intiharının yanı sıra; kendisine mağdurları temin eden isimlerden Fransız model ajansı sahibi Jean-Luc Brunel, mağdurlardan Virginia Giuffre, Leigh Skye Patrick ve tanık Carolyn Andriano’nun ölümlerindeki sis perdesi tam olarak aralanmış değil.

Yıllarca Epstein’in kirli sisteminin dişlileri gibi çalışan Sarah Kellen, Nadia Marcinkova, Adriana Ross ve Lesley Groff isimli dört kadına hâlâ dokunulamadı. Oysa kurbanları istismarın kucağına taşıyan “günlük operasyonun” parçası olan bu isimler, onlarca mağdurun ifadesinde tekrar tekrar geçti.

Ancak 2007’de Adalet Bakanlığı ve Güney Florida Savcılığıyla imzalanan ve hukuk tarihine kara bir leke olarak geçen “kovuşturmama anlaşması” sayesinde, Epstein’in suçlarına doğrudan hizmet etmiş olmalarına rağmen federal yargıdan muaf tutuldular.

Yoğun eleştirilere neden olan bu anlaşmanın mimarı, Trump’ın ilk döneminde Çalışma Bakanı olarak da görev yapmış olan Başsavcı Alexander Acosta’ydı.

Bu anlaşma sayesinde Epstein’in pedofili çarkının dişlileri olan isimlerin hepsi özgür. Kimisi başka işlerde çalışıyor, kimisi sessizliğe gömülmüş durumda.

Amerika’nın en karanlık pedofili ağının kraliçesi Maxwell ise Trump’ı aklayan ifadesinin ardından, Florida’daki yüksek güvenlikli hapishaneden, dikenli tellerin bile olmadığı Teksas Bryan Federal Prison Camp’e nakledildi.

Nitekim bu ayrıcalıklı cezaevi naklinin ardından Maxwell, kaldığı yeni kadın kampını “Alice Harikalar Diyarındaki ayna dünyası gibi. Burada çok mutluyum, güvendeyim.” sözleriyle tanımlıyor.

Bir yanda hayatları çalınmış yüzlerce mağdur… Diğer yanda “temiz mutfak ve iyi yemekler” övgüsü yapan, güya 20 yıl ceza çeken bir pedofili suçlusu ve ortada çelişkilerle dolu bir skandal.

Bugün geciken adalet, karartılan her satır, daha yüksek sesle sorulacak yeni sorular doğuruyor. Gizlenen, korunan her isim bumerang gibi yarın başka bir belgeyle geri dönebilir. Artık inkâr yetmiyor; karartma ve belgeleri seçerek yayımlama, gerçeği gizlemeye yetmiyor. Zaman kazanma taktikleri, fırtınayı dindirmek yerine kuvvetlendiriyor.

Ne kadar karartılsa da belgeler ortada; bantla kapatılsa da fotoğraflardakiler görülüyor, erişime engellense de izler duruyor ve yıllardır mücadele eden mağdurlar artık gerçeklerin tüm yönleriyle açıklanmasını bekliyor.

Epstein dosyası; ABD için gecikmiş bir adalet sınavı, İngiltere Kraliyeti için bir meşruiyet testi, “elit” denilen karanlık kimliklerin ve pedofili gibi en kirli suçların röntgeni durumunda.

Tüm bu tabloya rağmen Trump yönetimi, bu karanlık kabusla tam anlamıyla yüzleşmek yerine karartılmış belgelerle şeffaflık illüzyonunu sürdürüyor.

Yorumlar2

  • Global Çete 30 dakika önce Şikayet Et
    Masonların kurduğu Devletin kendisi illüzyon. Seçimlerin--Partilerin-demokrasinin illüzyon olduğunu içindeki bağımsız bilim adamları söylüyor, bizdeki, "Zengin azınlık oligarşisi" diyorlar. Dünyadaki işgallerin Demokrasi-Özgürlük olması gibi...........
    Cevapla
  • Dünya Düzeni 36 dakika önce Şikayet Et
    Global Çete Belgeler.....sözünden çıkanın kaseti çıkar. Kaseti çıkmayanlardan kormalı!!!!!
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat