Alman Marşını da söyle Mesut
- GİRİŞ13.10.2011 05:50
- GÜNCELLEME13.10.2011 05:50
Almanya-Belçika milli maçından önce milli marş söyleniyor.
Tek tek bakıyorum. Bütün takım söylüyor veya mırıldanıyor.
Saha kenarına dönüyorum.
Teknik direktör Löw, hafiften de olsa, belli belirsiz de olsa mırıldanıyor.
Kulübedekiler de söylüyor.
Bir kişi hariç...
Takımın en ucunda duran, kısa boylu sakin çocuk...
Mesut Özil...
Başka maçlarda söyledi mi bilmiyorum ama önceki akşam sessizce duruyordu.
İşte o an kafamda zincirleme bir reaksiyon başlıyor.
* * *
Çocukluktan yeni çıktığı, bir ayağını delikanlılığa atmışken, ötekinin topuğu hâlâ çocukluktayken, hayatının en kritik kararlarından birini alıyor.
Daha henüz tam kopmamış köklerini temsil eden bir vatan ile, doğduğu, büyüdüğü, ailesine ekmek veren yeni bir vatan arasında tercih yapıyor....
Türklerin “anavatan”, Almanların ise “babavatan” aidiyeti arasında bir tercihe zorlanıyor.
“Babavatan”ı seçiyor.
Türkiye milli takımında değil, Almanya milli takımında oynamaya karar veriyor.
Babavatanı kazanmak, anavatanın fanatiklerini ise kaybetmek pahasına bu kararı veriyor.
Ve zincir reaksiyonlar başlıyor.
* * *
- Babavatanı seçiyor...
AMA maçın başında bütün arkadaşları milli marşı söylerken o katılmıyor. Saygılı ve sessiz biçimde susuyor.
(Köşe yazısının tamamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz)
Ertuğrul Özkök / Hürriyet
Yorumlar5