Neden hep paket taşıyan çocuklar
- GİRİŞ21.10.2011 06:33
- GÜNCELLEME21.10.2011 06:33
Kızım Gülümsün telefonda ağlıyordu.
24 çocuğun ölüm haberi onu bir kere daha yıkmıştı ve zaten bir gün önceden başlamıştı ağlamaya...
Haftada iki defa gittiği süpermarkette, aldıklarını taşıyan 2 çocuk varmış.
Salı günü o çocuklardan biri oradaymış. Son paketi arabaya koyarken “Abla” demiş; “hani benimle birlikte paketleri taşıyan sarışın bir arkadaşım vardı ya...”
Kızım “Evet biliyorum” demiş.
“Askere gitti.”
Demiş ve devam etmiş:
“Beş ay önce Hakkâri’de şehit oldu...”
İşte bu kadarcık, bir cümle...
“Şehit oldu...”
Arabanın kapısını kapatırken, yine küçücük bir cümle:
“Abla niye hep paket taşıyan çocuklar şehit oluyor?”
Etrafta bir Çin Seddi var. Etraf efrat olmuş; ya pısmışlıktan, ya evet efendimcilikten kimse anlatmıyor. Öteki tarafta konuşulanları duymuyoruz.
Şimdilik “Neden hep bizim çocuklarımız” diyorlar. “Niye hep paket taşıyan çocuklar ölüyor?”
Anadolu kasabaları, küçük şehirler, büyük şehirlerin kenar mahalleleri...
Niye tabutlardaki çocuklar hep o mahallelere terhis ediliyor; hep oralarda sala veriliyor; cenazeler hep oralardan kalkıyor...
Şimdilik sadece “Neden sadece bizimkiler” diye soruyorlar.
Kimsenin şüphesi olmasın; sıra öteki soruya da gelecek...
Önce “Neden onlarınki de değil” diyecekler.
Köşe yazısının tamamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz
Ertuğrul Özkök / Hürriyet
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol