Bir PKK siyaseti olarak ‘ideolojik yalan’

  • GİRİŞ03.12.2015 10:32
  • GÜNCELLEME03.12.2015 10:32

Elçi’nin uzaktan ve yerden atılan tek bir kurşunla öldüğü otopsi raporundan açıkça anlaşılıyor. Bunun anlamı ölüm nedeninin ‘çatışma ortasında kalmaktan’ kaynaklanmama ihtimalinin yüksek olduğudur. Çatışma sırasında atılan kurşunların bir insanın sol ense tarafından girip sol alnından çıkma ihtimali neredeyse yok. Üstelik ölümden hemen önce çekilmiş olan birkaç karede Tahir Elçi’nin yüzü silahların atıldığı yöne dönük. Yani oradan gelecek bir kurşunun enseden girmesi mümkün değil.

Anlaşılan ölümcül kurşun tam aksi yönden ve bir açı sağlayacak şekilde yerden atılmış. Yani çok büyük ihtimalle olayın yaşandığı yerin arka tarafında bir hendekte veya o civarda gizlenmiş biri tarafından vurulmuş. Bunun daha ziyade YDG-H militanlarını işaret ettiğini biliyoruz. Kanıtlamak için mermi çekirdeğinin bulunması lazım. Ama YDG-H’liler roket saldırısı yaparak savcının incelemesine izin vermediler. Niye dersiniz?

Ne var ki PKK/HDP tarafı bu ‘detaylarla’ ilgili değiller. Onlar için gerçek, ideolojik olarak olması gerekenden ibaret. Olması gereken ise devletin Elçi’yi öldürmesi… Nitekim daha önce defalarca yaptıkları gösteriyi bir kez daha cenaze münasebetiyle ve sonrasında sahnelemekten çekinmediler. Tahir Elçi’yi neredeyse bir PKK/HDP’li olarak sahiplendiler ve böylece devletin suçlu olduğu izlenimini yaratmaya kalktılar. PKK tarihi bizzat PKK’nın öldürdüğü ve sonradan sanki devlet öldürmüş gibi ölen üzerinden rant sağladığı örneklerle dolu. Örgütün Leninist ideolojisi bu türden ‘kullanımları’ normalleştirmekte epeyce usta… Amaçlar uğruna her şeyin ve herkesin araçsallaştırıldığı bir dünya bu… Oportünizmin en pespaye biçimlerinin müdanasızca sergilenebildiği ve bunu becermenin ‘siyaset’ olarak adlandırıldığı bir kurum kültürü. 

Oysa Tahir Elçi’nin ne düşündüğü, neyi savunduğu bir sır değil. Devletin tutumunu onaylayan biri olmadı. Ama Diyarbakır Barosu’nun henüz bir hafta önce yaptığı açıklamada “yasa dışı silahlı grupların silahlı faaliyetlerinin” bitmesini talep etmiş, “barikat ve hendeklerin kaldırılmasını” istemişti. Diğer bir deyişle Elçi açık bir biçimde YDG-H çetelerinin faaliyetlerine karşı çıkmıştı. Öldürülmeden hemen önceki konuşmasında ise “silahların, çatışmanın, operasyonların” durması gerektiğini söylemişti. 

yazının devamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat