Medya olarak terör saldırılarına karşı bizlerin ortak bir tavrı var mı? Gelin işe ortak prensipleri tartışarak başlayalım.

Dün sabah tam bizim yuvarlak masada gündemi tartışırken Ankara’dan ‘o korkunç patlama’ haberi geldi.
Gün boyu patlamanın sebebini ve boyutlarını anlamaya çalıştık.
Yetkililer tarafından öylesine çelişkili açıklamalar yapıldı ki haberi nasıl vereceğimizi tartışmaktan çok, çelişkili açıklamaları nasıl çözebileceğimize odaklandık.
Puzzle gibi…
Bir tüp, bir terör…
Bir patlamanın tüpten mi yoksa bomba düzeneğinden mi kaynaklandığını anlamak bu kadar mı zor?
***
Uzmanlar “Olay yeri inceleme ekipleri için 1 saat bile yeterli” diyorlar.
Diyelim zor, çok daha uzun bir zaman aldı, o zaman yetkili yetkisiz önüne gelen henüz sağlıklı bir bilgiye ulaşmamışken neden açıklama yapıyor?
Bir koordinasyon sorunu olduğu açık ama madem iğneyi siyasetçilere batırdık gelin çuvaldızı da kendimize batıralım.
Medya terör haberlerinin sunumunda yeterince sorumlu davranıyor mu?
Terör haberlerinin medyada nasıl verileceği bizim mesleğin en kadim tartışma konularından biridir.
Bir sarkaç gibidir medyanın terörle imtihanı…
Bir yanda haber alma ve verme özgürlüğü diğer yanda sorumlu yayıncılık.
***
Teoride herkes bir denge bulmaktan bahseder ama her ülkenin denge anlayışı bile farklıdır.
Mesela Amerikan medyası sarkacın ‘özgürlük’ kısmına daha çok vurgu yapar, İngiliz medyası ise ‘sorumlu yayıncılık.’
Türkiye’de durum ne?

(Köşe yazısının tamamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz)

Eyüp Can Sağlık / Radikal