Sınav kazanamayanları belirlemek için yapılır…
- GİRİŞ27.05.2022 08:53
- GÜNCELLEME30.05.2022 09:18
Kağıt üzerinde iyi bir devletimiz var.
Eğitimden sağlığa, tarımdan çevreye, havadan karaya her şey yerli yerine oturtulmuş, tanımlanmış, neyin nasıl olduğu açık açık belirtilmiş.
Ama kağıt üzerinde…
Peki sıkıntı nerede?
Neden istediğimiz sonuçları alamıyoruz, toplumsal dengeyi kuramıyoruz, hedeflerimize ulaşamıyoruz?
Çünkü…
Kağıtta yazanlarla halkın anladığı şeyler çok farklı da ondan.
Bir kere baştan çıtayı yükseğe koymuşuz, epey yükseğe.
“Halk disiplini” diye bir şey var, bunu ıskalamışız mesela.
Biz o kadar disiplinli, o kadar çalışkan, devamlılığı olan bir millet değiliz.
En azından son yıllardaki insan profilimiz böyle.
Böyle olduğumuz halde kanunlarımız çok sıkı.
Gerçek hayatta gevşek, kağıt üzerinde ciddiyiz.
Elalem şöyle yapıyor…
Zeki insanlarını vatansever, halkını da disiplinli yetiştiriyor.
Kanunu, nizamı buna göre koyuyor.
Aklını, yeteneklerini ülken için kullanacaksın, burada okudun, bu devletin imkanlarıyla bazı şeyleri başardın, halkı da düşünerek çalışacaksın, diyor.
Kazanacaksın, çok iyi kazanacaksın ama her şeyi önce İngiltere için, önce Almanya için, önce Japonya için yapacaksın, diyor.
Halkına da…
Siz her şeyi kafanıza takmayın, sizin büyük bir devletiniz var, rahat olun, işinize gücünüze bakın, çalışın, üretin, kanunlara uyun, hakkınızı alın, ailenizle mutlu bir hayat yaşayın, diyor.
Yani…
Sınavı kazananlara, sınavı kazanamayanları da düşünerek, onların da rahatça yaşayabileceği bir düzen kurmalarını şart koşuyor ve bunu denetliyor
Yani…
Herkes kendiyle tanıştırılıyor, kendi yetenekleriyle mutlu olmaya teşvik ediliyor.
Doğrusu bu, çünkü…
Büyük düşler kurmaktansa küçük hakikatleri yaşamak en iyisi.
Eğitimi, müfredatı buna göre hazırlamak lazım.
Büyük hayal büyük kayboluştur aynı zamanda.
İnsana kim olduğunu, ne yapabileceğini göstermek onun şevkini kırmaz.
Bilakis…
Kendi gerçekleriyle yüzleştirir, doğru yolda ilerlemesini sağlar.
Naçizane..
Bu memleketin gençlerine yirmi iki sene ders anlatmış biri olarak; özgüven patlaması da en az özgüvensizlik kadar tehlikelidir, diyorum.
Hak edilmemiş hedefler, saçma sapan hayaller bu çocukları yoruyor, birçoğu aylaklığın sanatkarane bir haslet olduğunu düşünüyor.
Yazık, gerçekten yazık…
Bizler siyasetçi değiliz, oy istemiyoruz, böyle bir kaygımız yok, bir şey deriz de yarın aleyhimize kullanılır, diye düşünmeyeceğiz.
Ülkemizin halini ahvalini ortaya koyacağız.
Gevşekliği, beceriksizliği, özgürlük diye pazarlamaya çalışanları ifşa edeceğiz ve hatta susturacağız.
Gerçek şu ki…
Yeteneksizlik kol geziyor, haberiniz olsun.
Yorumlar6
-
İbrahim
3 yıl önce
Şikayet Et
Aynen katılıyorum. Kaleminize sağlık.
Beğen
Cevapla
Toplam 1 beğeni
-
Seyfettin
3 yıl önce
Şikayet Et
Daha hala Faruk Beye şeker ithalatını soran yorumcu var. Faruk Bey halk dalkavukluğu yapmadan, kitabın ortasından konuşmuş. Hala anlamak istemeyen var. Artık eyyamcı futbol hakemleri gibi sizi pohpohlayan değil. Faruk Bey gibi direk kitabın ortasından konuşanlara ihtiyacımız var. Teşekkürler Faruk Bey.
Beğen
Cevapla
Toplam 3 beğeni
-
Mustafa
3 yıl önce
Şikayet Et
Elinize sağlık Faruk Bey. Ülkemizin asıl gündemine dikkat çekmişsiniz. Malesef eğitim düzenimiz, hayata, gençlerimizin kendisini keşfetmesine, geliştirmesine yönelik değil. Varsa yoksa sınav.
Beğen
Cevapla
Toplam 1 beğeni
-
Teşekkürler
3 yıl önce
Şikayet Et
Hocam CHP bu ülkenin baş belası, ama ak parti de kaldığı yerden çamura sapladı, başta gençlerde olmak üzere kimsede umut kalmadı,. Fanatik Tayyip hayranı çocuklarım dahi her şeyden soğudu.Hırsızlar CHP rozetini atıp ak parti rozeti takarak yola devam ediyor. Bir fark katmazlarsa güler.
Beğen
Cevapla
Toplam 3 beğeni
-
Tuğlu...
3 yıl önce
Şikayet Et
eyvallah hocam...
Beğen
Cevapla
Toplam 2 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle