Diyelim ki muhalefet parlamenter sistem vaadinden vazgeçti.

Seçime girmeden önce bunu deklere etti.

Ne kaybeder…

Bu manevra seçim sonucunu etkiler mi, Millet İttifakı’na oy verecek seçmen, Cumhur İttifakı’na döner mi?

Hiçbir şey olmaz…

Kim kime, hangi gerekçelerle oy verecekse sandık başına gider, oyunu verir.

Sistem sorunu dediğin şey, demokrasiyi anlama ve kavrama biçimle ilgilidir.

Türkiye’nin demokrasi sorunu, aile biçimi ve toplumsal yapısıyla alakalı bir şeydir.

Senin meclisin yasama görevinden çok “iş ve işçi bulma kurumu” gibi çalışıyor.

Senin hemşehri derneklerin seçim zamanı “toplu oy” kontenjanından ayrıcalıklı işler kotarıyor.

Senin soy/sülale kütüğün vakıflaşıyor, derebeyleşiyor, birey olma çabasını, aşiret kalabalığına feda ediyor, güç devşiriyor.

Senin cemaatlerin siyasi partilerle pazarlık yapıyor, kontenjan alıyor.

Senin derneklerin kapalı devre kumarhane gibi işliyor, kanunu tabelayla deliyor.

Senin yakının herhangi bir yerde etkili yetkili biri olduğunda, yedi sülalesiyle, ömründe hiç karşılaşmadığı akrabalarıyla kuşatılıyor.

Sen kalkmışsın…

Bana diyorsun ki…

Bu ülkede sistemi değiştireceğiz, işte o zaman iliklerimize kadar demokrasiyi hissedeceğiz, toplum vicdanı rahat edecek, kimse kaygılanmayacak, hayat bayram olacak.

Olmayacak…

Hiçbir şey olmayacak…

Hatta şimdiden söyleyeyim.

Eğer seçimi alırsanız büyük tartışmaların ve hayal kırıklıklarının içinde bulacaksınız kendinizi.

Adam kayırma, usulsüzlük, yolsuzluk, liyakatsizlik ve bunun gibi şikayet ettiğiniz her ne varsa aynen devam edecek.

Parlamenter sisteme geçtiğiniz diye işsizlik sorunu çözülmeyecek.

Milyonlarca partili kapınıza dayanacak, boşuna mı teşkilatlandık, oy verdik, kapı kapı dolaştık, bizim payımıza düşen nerede, diyecek.

Benim bir müdürlük, amirlik işim vardı, engellenmiştim, şimdi olamayacaksa ne zaman olacak, diyecek.

Ya arkadaş…

Ben bilmez miyim neyin nasıl olacağını, yirmi yaşında saçım beyazladı bu ülkede.

Kural şudur…

Çok yemin eden çok yalan söyler, mesele bu kadar basittir.

Kim ne yapar, nasıl düşünür bilemem, herkesin aklı fikri var, doğru kararı verir elbet.

Fakat uçmayın, derim.

Uçmayın, sonra fena düşersiniz.

Bir insan seçim günü eline aldığı oy pusulasıyla kaderini değiştiremez.

Böyle bir dünya yok, böyle bir hayat yok, böyle bir kurtuluş yok.

Kendi emeğini, becerini ortaya koymadan, alın terini akıtmadan başaramazsın.

Yok...

Böyle olmadığın halde kazanıyorsan, çok kazanıyorsan açık söyleyeyim asalaksın.

Milletin, memleketin sırtına yapışmış kenesin ve belli ki yine fırsat kollamaktasın.

Herkes üstüne alınmasın, benim sözüm beni anlayanlara.

Her şeye rağmen umutsuzluğa kapılmayın, mutluluk onurlu insanların hak ettiği bir ödüldür.

Gayreti elden bırakmayın…

Dürüst, namuslu, üretken, yetenekli biriyseniz, bütün zorluklara rağmen mutlaka güneşe çıkarsınız, bir gün mutlaka elinizi yıldızlara değdirirsiniz.

Yeter ki aldanmayın, kimseye aldanmayın.

Sistemler, kanunlar, yasalar, tüzükler, anayasalar baba yasalar bir yere kadar.

Hepsi gelir hepsi geçer, hepsi delinir, hepsi aşılır, insan yapacağını yapar.

Bunlara kulaklarınızı tıkayın, kuşlara bakın, önünüzden akan gerçek hayata dokunun, elleri çatlayan, yüzü sararan insanların safına katılın.

Oradayım…

Bekliyorum hepinizi…