CHP’nin beyin takımının gözünden Türkiye

  • GİRİŞ17.02.2025 09:11
  • GÜNCELLEME18.02.2025 09:22

CHP’deki taht kavgalarının iki aktöründen biri Ekrem İmamoğlu. Daha 3 seneden bile fazla süre olmasına rağmen cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP’nin adayı olabilmek için geliştirdiği ön seçim formülünü partiye dayatarak kabul ettirdi. En güçlü rakibi Mansur Yavaş’ı şimdilik - parti içi seçimde de olsa- ekarte etti. Bunun verdiği coşkuyla, “Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasının hazır olduğu ve seçilmesi halinde imzalayacağı ilk kararnameleri bile belirlediği” bilgisini medyada dolaşıma soktu.

İmamoğlu ekibinin sızdırdığı bilgilerde her 3-5 kelimeden biri “kampanya.”

“Seçim kampanyası”

“Çok güçlü kampanya”

“Profesyonel ekibin yürüteceği kampanya...”

Belediye başkanlığı kariyerini hizmete değil PR, reklam ve bir bütün olarak kampanyalara dayalı olarak sürdürdüğü için aynı stratejiyi “Külliye maratonu”nda izleyeceğinin mesajını veriyor İmamoğlu.

Ve başarılı olacağının...

Peki, CHP’nin “kampanyacıları” ne diyor?

MUHALEFETİN İKİ AKIL HOCASI

Şu iki isme dikkat edin:

Akan Abdula ve Ateş İlyas Başsoy.

Akan Abdula, CHP’nin son cumhurbaşkanlığı seçim stratejisini yürüttü.

Ateş İlyas Başsoy, CHP’nin yerel seçim kampanyasında söz sahibi olan reklamcı.

Kılıçdaroğlu gibi kendi partisinde bile sevilmeyen ‘karikatür’ bir profile yüzde 45 ve yüzde 48 oy aldıran stratejiyi oluşturan Akan Abdulla ile CHP’nin yerelde çıkış yaptığı 31 Mart 2019 mahalli idare seçimlerindeki kampanyayı yürüten Ateş İlyas Başsoy’un mevcut Türkiye ve geleceğin Türkiye’sine dair görüşleri ne yönde?

İmamoğlu veya CHP’deki iç savaşı kazanacak adayın 3 sene sonra mağlup etmek için çalışacağı mevcut iktidarın şu andaki pozisyonunu bu iki kritik isim çok ilginç şekilde değerlendiriyor..

CHP seçmenine “gerçeği gör” diyen bu iki ismin kaleme aldığı son yazılarında vurguladıkları “gerçek Türkiye”, “gerçek AK Parti”, “gerçek Erdoğan” analizlerinin altını satır satır çizmek gerekiyor...

“AVRUPA KÜRESEL SAHNEDE YOK, TÜRKİYE AVRUPA’NIN AKTÖRÜ OLABİLECEK GÜÇTE”

Akan Abdula, yazılarını Oksijen gazetesinde kaleme alıyor. Oksijen’in 7-13 Şubat 2025 tarihli nüshasında “Avrupa’nın eksik halkaları: Siyasal güç, güçlü ordu, girişimcilik ve Türkiye” başlıklı makalesi yayınlandı.

Akan Abdulla; girişimciler, siyasi ağırlık ve güçlü ordusuyla Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girerek buranın “öncü ülkesi olabileceğini” söylüyor.. Bu durumun tarihi fırsat olduğunu ve bunun için “iç cephede” gereksiz siyasi gerilimlerden, ayrışmalardan, kavgalardan uzak durulması gerektiğini vurguluyor..

Kendi enerjisini tüketen dev bir ülkeyiz, oysa bizi bekleyen koskoca bir dünya var” diyor

Muhalefeti konsolide eden “Batı delisi” akla rağmen Akan Abdulla şu analizleri sıralıyor:

- Avrupa artık bir güç değil. Sesi yok. Ağırlığı yok. Bir vizyonu yok.

- Avrupa Birliği ne askeri ne ekonomik ne de siyasi anlamda küresel sahnede bir oyuncu olmayı başarabildi...

- Eğer Türkiye’nin hâlâ Avrupa Birliği’ne üye olma gibi bir politikası varsa, şimdi tam zamanı. Ama bunu onların kurallarıyla değil, kendi oyununu kurarak yapmalı.

- Şunu net bir şekilde biliyoruz. Avrupa Birliği’nin koyduğu tüm kriterleri % 100 yerine getirsek bile, bu yapı Türkiye’yi asla üye yapmak istemeyecektir. O halde Türkiye, kendi yolunu çizmelidir.

- Avrupa Birliği’nin küresel ölçekte yeniden bir oyuncu olması için bir şeye ihtiyacı var: Siyasal ağırlık, daha fazla girişimci ve güçlü bir ordu. Ve Türkiye, tam da bu eksiklikten Avrupa’nın büyük sorununu kapatma potansiyeline sahiptir.

- Türkiye, Avrupa’ya kendi yolundan ve kendi şartlarını kabul ettirerek girmek istiyorsa, savunma sanayisini daha da güçlendirmek zorunda. Çünkü Avrupa, yıllardır her türlü çatışmadan kaçınan, bürokratik ve hantal bir yapı. Çevik bir ordu kurması mümkün değil.

- Türkiye’nin krizlerden doğan en büyük avantajı insan kaynağı. Sürekli krizlerle boğuşan Türkiye, çok hızlı uyum sağlayan, krizlerden beslenen ve fırsatları da değerlendiren nitelikli insanlar yetiştiriyor. Bugün güçlü global şirketlerin, üst düzey yöneticilerin Türkiye’den çıkıyor olması bir tesadüf değil.

Ve CHP’nin stratejisti Abdulla, şunu söylüyor:

- “Asıl kritik önemi, ülkemizin kazandıracağı politik etki genişlemesinden geliyor. Politik önemi, sadece Avrupa topraklarında bir aktör olmakla değil, farklı masalarda yer almakla kazanılır. Türkiye, Avrupa, Asya ve son yıllarda Afrika’da da politik bir aktör olma yolunda ilerliyor.”

Yani Türkiye bugün geldiği noktada Avrupa’nın “figüranı” değil “aktörü” olma gücü ve kudretine yaklaşmış durumdadır. Sadece Avrupa değil, Asya ve Afrika’da da Türkiye artık bir aktör devlet oluyor.

Bu saptamaları CHP’nin stratejisti yapıyor..

AK Parti’nin Türkiye’yi nereye getirdiğini, “Erdoğan Türkiye’si”nin 2028’li yıllarda nerelerde olabileceğinin işaretini veriyor...

‘BİZ YANLIŞIZ ONLAR DOĞRU, BU YÜZDEN BİZİ KİMSE SALLAMIYOR’

CHP’nin bir diğer akıl hocası, “seçim kazandıran reklamcı” olarak görülen Ateş İlyas Başsoy’a kulak verelim.

Başsoy, yazılarını Birgün gazetesinde kaleme alıyor.

Ateş İlyas Başsoy’un 20 Ocak 2025 tarihli “Belki” yazısında tam olarak şu ifadeler kullanılıyor:

- Belki doğalgaz bir yalan değil.

- Belki otoyollar yapım maliyetinin çok üstünde ticari kalkınma getiriyor.

- Belki Suriye’de laik demokratik bir sistem kurulacak ve Suriye’nin yeniden inşasıyla Türkiye ekonomisi zirve yapacak.

- Belki şu drone’lar denildiği gibi dünya kalitesinde. Belki elektrikli otomobil üretimine girmek iyi oldu.

- Belki CHP, Türkiye’yi yönetebileceğine kendi bile ikna değil. Belki muhaliflerin söyleyecek sözü kalmadı.

- Belki yenildik.

- Belki Almanlar Muğla’yı, Ruslar Antalya’yı, Araplar İstanbul’u gerçekten de kıskanıyordur.

- Belki biz mutlu insanları aslında mutlu olmadıklarına ikna etmeye çalışıyoruz. Belki insanlar mutsuz ama bizim onları mutlu edeceğimize inanmıyorlar. Belki bu nedenle bizi kimse sallamıyor.

- Belki biz yanlışız, cami avlusundaki dayılar doğru.

- Belki enerji dağıtım, ulaşım, tedarik, sağlık, gıda, iletişim gibi sektörlerdeki milyonlarca buluş ve yenilik sayesinde kimse gerçek anlamda yoksunluk yaşamıyor veya bu oran gitgide azalıyor.

- Belki bunu okuyan herkes bu cümlelerin bir kısmını, tamamını veya fazlasını içinden geçiriyor ama söylemek istemiyor...

‘YOKSULLUK ARTMADI, TÜRKİYE DÜNYANIN EN RAHAT ÜLKELERİNDEN OLDU’

Bitmedi..

CHP’nin reklamcısı Ateş İlyas Başsoy’un geçtiğimiz günlerde yayınladığı, 12 Şubat 2024 tarihli “Neşeli bir AKP’li” başlıklı yazısı da bu minvalde. Bir AK Parti’li dostuna tavlada kaybettiğini ve onun istediklerini yazmak için söz verdiğini söyleyerek, “bir AK Parti’linin görüşleriyle yazılmış süsüyle” şu ifadeleri sıralıyor:

- AKP’yi yenemezsiniz, AKP ölümsüzdür. Adı değişir, başkanı değişir ama ruhu değişmez. Bir gün AKP yenilirse ruh ondan başka partiye geçmiş demektir.

- Muhalefet sürekli ‘Ekonomi kötü, bu sefer kaybedecekler’ der. Ekonomi ne zaman iyi oldu ki? AKP’den önce İsviçre miydik?

- AKP’ye oy veren büyük gruplardan biri kent yoksullarıdır. Kent yoksulu AKP’den önce de zengin değildi. AKP ile beraber de yoksullaşmadı, aksine önemli bir bölümü zenginleşti.

- Bu seçmen 22 yıl öncesine bakıp, “Neydik ne olduk” demiyor, “Nereden nereye geldik” diyor.

- 22 yıl önce çoğunluğu baraka gibi evlerde, kışın soba yakarak, tüple kaynattığı suyla yıkanarak yaşıyordu. Şimdi neredeyse hepsi kaloriferli apartman dairelerinde, tek tuşla sıcak duş alıp, yine tek tuşla bulaşık ve çamaşır yıkayarak yaşıyor.

- Bu 22 yılda defalarca ucuz kredi dönemi yaşandı. Bu dönemlerde ev taksitine girenler, şimdi satsalar parasıyla köylerini satın alacakları dairelerde yaşıyorlar.

- Türkiye aç insanların dolaştığı fakir bir ülke değil. Ulaşımdan erişime, sağlıktan yerleşime pek çok konuda dünyanın en rahat ülkelerinden biri...

*

CHP’nin akıl hocalarının gözüyle, hal budur.

İmamoğlu’nun çok güvendiği “kampanyacıların” gördüğü Türkiye bu.

Türkiye’nin gerçekte nerede olduğunu, yarın nerede olacağını, hele hele 3 sene sonra nerelerde olup hangi şartlarda seçim sandığının milletin önüne geleceğini en iyi CHP’nin PR’cıları biliyor..

 

Faruk Arslan / Haber7

Yorumlar47

  • Rutruso 2 ay önce Şikayet Et
    En azından doğrunun peşindeler, bu yeterli
    Cevapla Toplam 5 beğeni
  • +-%80 2 ay önce Şikayet Et
    Ak Parti' seçmeninin %80 i sağlam,%20 alınıp satılabilir. Yönetim kadrolarida aynı, CHP NİN %80 ALİNİP SATİLABİLİR %20 Şi sağlam, Genelbaskan bazında, Erdoğan denenmiş ve sağlam, ama Kılıçdaroğlu, özel şaibeyle geldi, etiket fiyatlarının maliyetini hesaplamak imkansız, İmamoğlu Tümden şaibe,Satılacak yada alınacak Her türlü para kaynağına ulaşabilecek karanlık bir adam. Hesap tutmaz
    Cevapla Toplam 5 beğeni
  • Yavuz Sultan Selim 2 ay önce Şikayet Et
    Önemli olan zihniyettir, chp kafası ülkemizi kabile gibi görüyor, aynı barzani talabani gibiler, yani onlar etnik ve mezhebçi bölücülük olduğundan millet bilincine gelememiş, hep bölücü yıkıcı olmuş hiç bir zaman yapıcı olmamıştır !..
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • İlteriş 2 ay önce Şikayet Et
    Yav arkadaş bir gün doğruya doğru yanlışa yanlış deyin ki vatandaşta sizin arkanızdan gelsin, teğmenler yanlış yapmıştır ,beşiktaş bel. Başkanı hırsızmış biz bilemedik özür dileriz de,esenyurttaki bel. Başkanı teröristmiş biz bilmiyorduk özür dileriz de,yahut yav tüsiat sen siyasetçimisin arkadaş türk debvetine ayar veriyorsun de ki ey chp millette senin arkandan gelsin. ama ne gezer.
    Cevapla Toplam 8 beğeni
  • Zeynel 2 ay önce Şikayet Et
    Arçelik beko kampanyası daha çok ilgi çekiyo
    Cevapla Toplam 3 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat