Bu toprakların yüzyıllardır kanaat getirdiği bir hakikat var: Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi merkezli yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarının başladığı 19 Mart’tan bu yana bütün suçlamaları yok sayan.. İfadelerinde devletin savcılarını “muhatap almayan”.. CHP’lilerin suç duyurusu ve şikayetleriyle başlamasına rağmen dosyayı sürekli “cumhurbaşkanlığı adaylığına” indirgeyen koro, mevcut durumda milletin şaşmaz kanaatine toslama aşamasına geldi.

Duman, ateş olan yerden çıkıyor..

ÇORAP SÖKÜĞÜ GİBİ GELEN İTİRAF SAĞANAĞI

Malum koronun 19 Mart’tan bu yana geçen 2,5 ayda hiç ummadığı, hiç hesap etmediği şeyler oldu.

Dosyada yer alanların itirafları sağanak gibi yağdı.

Olmayan vakanın itirafı olmazdı.

İBB merkezli yolsuzluk soruşturmasında tutuklanan 114 zanlıdan 25’i itirafçı oldu.

Sırları ortaya döken itirafçılar arasında İBB’nin tepe yöneticisi de var.. İBB Meclisinde komisyon başkanı da var.. İşadamı da var.. Avukat da, mali müşavir de, şoför de...

Yolsuzluk mekanizmasının karmaşıklığına işaret eden bu silsile, tamı tamına “suç örgütü” tanımına uyuyor. Domino taşının düşüşü gibi teker teker gelen zincirleme itiraflar suç örgütünün varlığına ayan beyan işaret ediyor.

DAVA DEĞİL MENFAAT ŞEBEKESİ

Sayının kısa sürede 25’e ulaşması, bu suç örgütünün yapısal zafiyetini de ortaya koyuyor.

“Dava” odaklı hiçbir örgüt bu kadar hızlı çözülemezdi..

İmamoğlu ekseninde birleşen isimlerin “dava” değil.. “İnanç” değil.. “Hedef” değil.. “Menfaat” birlikteliği gerçekleştirdiği su yüzüne çıktı.

HEPSİ AYNI ‘SİSTEM’İ İŞARET EDİYOR

Peki itiraflarda neler söylendi?

İBB Kültür AŞ Müdürü Murat Abbas, aracı firmalara milyonlarca TL aktardıklarını, CHP’nin belediye adaylarına milyon milyon para transferi yaptıklarını, şeffaf olması gereken ihalelerin kapalı kapılar ardında nasıl şekillendiğini anlattı.

İBB Meclisi İştirakler ve Bağlı Kuruluşlar Komisyonu Başkanı Ertan Yıldız, doğrudan Ekrem İmamoğlu’nu işaret etti. Hemen hemen bütün itirafçıların yolsuzluk şebekesinin bir noktasında muhakkak ismini zikrettiği Ertan Yıldız gibi kilit isim, İBB’deki ihaleleri “Beylikdüzü” kökenli firmalara verdiklerini söyledi. Hafriyat ihalesinin İBB iştirakine verilmek yerine İmamoğlu tarafından yandaş bir işadamına paslandığını açık açık anlattı. Çivi çakmanın bile izne tabi olduğu Boğaziçi’nde imar ve tadilat izinleri karşılığı alınan rüşvetlerin İmamoğlu’nun talimatıyla alındığını, paraların İBB’nin Florya’daki başkanlık konutunda toplandığını belirtti.

Nuhoğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Nuhoğlu, Sarıyer’de cüzi bedelle İmamoğlu İnşaat’a sattığı villalarla ilgili bilinmeyen ayrıntıları paylaştı. Villaların tadilatını dahi kendisinin üstlendiğini söyleyen Nuhoğlu, ödeme trafiğini İmamoğlu’nun kasası olarak işaret edilen İBB Spor Kulübü Başkanı Fatih Keleş’in yürüttüğünü anlattı.

Bilginay şirketi sahibi Aziz İhsan Aktaş, suç örgütü elebaşı olarak adının karıştığı dosyada, CHP’nin belediye adaylarına araç tahsis ettiklerini, kendilerinden alınan paraların İmamoğlu’nun talimatlarıyla ‘SİSTEM’ adlı yolsuzluk çarkına aktarıldığını ifade etti.

Popüler Reklam Yayıncılık ve Genç Popülist Medya Planlama Organizasyon şirketi sahibi Eyüp Subaşı, ‘SİSTEM’ adlı yolsuzluk mekanizması kurulduğunu teyit etti. İBB’ye ait reklam alanlarının belirli süreliğine kendi şirketi üzerine alınması için rüşvet istendiğini, AVM otoparklarında rüşvet paralarını teslim ettiğini, reklam ihalelerine katılmadan önce kendisine ‘ihaleyi kazanacak firma belli, belirlenen fiyattan fazla teklif verme’ şeklinde direktifler verildiğini kaydetti.

Beyaz İnşaat sahibi Seyfi Beyaz, Beylikdüzü’nde Beycity projesinde Ekrem İmamoğlu ile sözleşme imzaladıklarını, projede İmamoğlu’nun yüzde 20’ye tekabül eden 6-7 dükkan aldığını fakat karşılığında hiçbir ödeme yapmadığının altını çizdi. WestSide isimli projenin iskan aşamasında Ekrem İmamoğlu’nun babası Hasan İmamoğlu’nun kendilerinden 3 daire aldığını fakat ofise gelerek ödediği bedelleri elden geri aldığını itiraf etti. İmamoğlu’nun seçim koordinasyon merkezinin kirasının bile 300 bin TL’lik fahiş kira bedeliyle kendisinden istendiğini söyledi.

Advertcity reklam şirketi ortağı Hüseyin Köksal’ın şoförü Servet Yıldırım, Olay TV’nin Ekrem İmamoğlu’nun talimatıyla Hüseyin Köksal tarafından satın alındığını, kanal için 5,7 milyon euro harcandığını, paranın tamamının İBB iştiraki Kültür AŞ kasasından aktarıldığını belirtti.

*

İşte tam bu noktada, pek çok kilit ismin itirafının bize ne anlattığına bakmamız gerekiyor.

Olay örgüsü hep bir “Sistem”de ve hep bir isimde yoğunlaşıyor.

Ateş olmayan yerden duman çıkmadığı elbet bir realite.

Atalarımızın bu millete hakikat olarak öğrettiği bir diğer söz de, bu itirafların ve soruşturma dosyasının akıbetinin ipucunu veriyor:

Su testisi su yolunda kırılır.

Faruk Arslan / Haber7