Boş koltuk
- GİRİŞ23.08.2025 10:13
- GÜNCELLEME31.08.2025 11:01
Tutuklu yargılanan gazeteci Fatih Altaylı’nın Youtube sayfasındaki koltuğuna bu defa Şükrü Sunay Akın oturdu.
Sunay Akın bir tiyatrocudur. Ve gazeteci.
Tarih ilmiyle hiçbir alakası olmasa da tarihî hadiseler üzerinden ahkamlar kesmesiyle bilinir.
“Tiyatroculuk” mesleğinin gereğini bu manada tam yerine getirir.
Altaylı’nın boş koltuğundaki konuşmasında da öyle yaptı.
Şunları dedi Sunay Akın:
“Osmanlı sarayında Üçüncü Murat döneminden şair Nef’i...
Hicivleriye ünlü.
Saraydaki bütün olumsuzlukları, hataları, yolsuzlukları hicveden şiirler yazıyor.
Nef’i’ye “Sakın yazma” diye ikaz etmelerine rağmen durmuyor, vezir Hacı Bayram Paşa’yı eleştiren bir hiciv yazınca boğularak öldürülüyor...
Diğer isim, ünlü ressam Avni Lifij..
Lifij, Payitaht İstanbul’un 5 yıl süren işgali sırasında Galatasaray Lisesi’ndeki sergisinde şair Nef’i’yi anlatan tablo sergiliyor.
O tablo Cumhuriyet rejiminde Mustafa Kemal tarafından alınarak Cumhurbaşkanlığı Köşkü’ne asılıyor..
Yani, sarayın baskılarına, zulmüne karşı sesini yükselten, sus denilse de şiir yazan Nef’iyi yıllar sonra bir ressam tablosunda resmediyor ve o tablo Cumhuriyet ilan edilince Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhurbaşkanlığı’nın duvarına asılıyor.”
Ve ekliyor Sunay Akın:
“Uygarlık, bağımsızlık, demokrasi hiçbir zaman geri gitmez.”
İSİMLER HARİÇ ANLATTIĞI HER ŞEY YANLIŞ
Tarihi karakterlerin ve hadiselerin tiyatrocu ustalığıyla ters yüz edilişinin satırlara yansımasıdır bu.
Bir diğer gazeteci Yıldıray Oğur, Karar gazetesindeki köşesinde Sunay Akın’ın ‘tarihi tiyatrosunu’ tek tek açığa çıkaran bir yazı kaleme aldı..
Oğur aynen şunları sıraladı:
“Bir kere Üçüncü değil, Dördüncü Murat.
Nef’i evet veziri hicvedince boğduruldu ama ondan ‘Saray’ı eleştiren muhalif bir şair’ diye bahsedemeyiz çünkü bizzat padişahın davetiyle sarayda yaşıyordu.
Ağzını tutmasını dışarıdaki tebaasına karşı pek de bu kadar pedagojik olmayan Dördüncü Murat istemişti.
Hüseyin Avni Lifij, 1910’da Fransa’ya Osmanlı devletinin resim eğitimine gönderdiği bir ressam.
Lifij, 1914 yılında Birinci Cihan Harbi başlayınca İstanbul’a geri dönen bu yüzden “1914 Kuşağı” olarak bilinen ressamlardan.
Ama Avni Lifij, Sunay Akın’ın anlattığı gibi bir Nef’i portresi yapmamıştı.
O tablosunun adı ‘Nef’i Devrinden Bir Sahife İçin Bir Çizim’di.
Tabloda bir duvar üzerinde yatan kadın figürü ile, buna bakan kavuklu, sakallı bir adam görülüyordu.
Kadın figürünün altında pembe renkli bir kilim, adamın sol tarafında servi ağacı var. Ayrıca daha arkada belli belirsiz gözüken surlar ve sağ üst tarafta deniz dikkati çekmekte.. Adam sevgilisi genç kıza bir dizi aşk şiiri okuyor olmalı. Hatta elinde de bir kadeh görülüyor.
Yani muhalif bir tablo olmadığı da kesin.
Bu tablo Temmuz 1922’de, Türk (önceki adı Osmanlı) Ressamlar Cemiyeti’nin düzenlediği Galatasaray Lisesi’ndeki resim sergisinde sergilenmişti.
1916’dan itibaren yapılan Galatasaray Sergileri, bir nevi resmi resim sergisiydi, sergiye katılacak resimler jüri tarafından seçiliyordu ve Halil Edhem Bey’in girişimiyle sergide resimlerden her yıl Elvah-ı Nakşiye koleksiyonu için devlet resim satın alınıyordu.
1921’de 40’dan fazla eser satın alınmıştı.
Temmuz 1922 yılındaki sergi bu sergilerin dördüncüsüydü ve Halife Abdülmecit Efendi’nin himayesinde yapılmıştı.
Aynı günlerde, bir ay sonraki Büyük Taarruz ’un hazırlıklarıyla uğraşan Mustafa Kemal Paşa’nın bu sergideki bir tabloyu görüp, beğenip alması mümkün değildi.
O yıl da sergiden her yıl olduğu gibi devlet yine Elvah-ı Nakşiye koleksiyonu için resim almıştı.
Satın alınan resimler arasında Namık İsmail’in Üryan tablosu ile birlikte Avni Lifij’in üç eseri de vardı.
O resimlerden biri de Nef’i Devrinden Bir Sahife İçin Bir Çizim’di.
Resimleri yine muhtemelen Halil Edhem Bey’in de içinde olduğu bir heyet seçip satın almıştı.
1921 sergisinden de Lifij’in beş eseri satın alınmıştı.
Bu resimleri muhtemelen Atatürk hiç görmedi, resimler Çankaya Köşkü’ne de hiç gitmedi.
Bu arada Atatürk’ün Nef’i hayranı olduğu hatta okuduğuna dair elde bir bilgi yok.
Yani ortada Atatürk’ün şair Nef’i’ye olan bir hayranlığı hatta kendisinin aldığı bir tablo yok.
Ama parçalar istendiği yerden birleştirilince, bir de Lifij’in eserine bakmayıp ‘herhalde Nef’i’nin portresini yapmıştır’ deyince böyle hikayeler uydurulabiliyor...”
*
Boş..
Bomboş koltuklarda, tarihteki gerçek karakterler üzerinden millete aktarılan tiyatral hikayelerin süslenip, allanıp, pullanıp çarpıtılmasına verilen bu örnek zamane ‘saray muhalifliğinin’ şov yeteneğini ne de güzel yansıtıyor..
Faruk Arslan / Haber7
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol