Türkiye yine farklı bir şey yaptı…
- GİRİŞ16.10.2011 10:13
- GÜNCELLEME16.10.2011 10:13
Yurtiçinde; Orta Vadeli Program, OTV artışı, ondan öncede BDDK açıklaması, Yurt dışında; AB ( Almanya – Fransa) Ekonomik – Kriz ile mücadelede anlaştı…
ABD’nin bastırması, piyasaların uyarısı ile AB kriz ile mücadelede anlaştı. Fransa ve Almanya, Yunanistan krizi ve diğerler ülke krizleri ile mücadelede ortak bir yol ile müdahale de bulunacaklarını fikir birliği yapacaklarını açıkladılar. Hafta başında bunların öncü sesleri duyulur duyulmaz alıcılı bir seyir izleyen Avrupa borsaları haftanın son günlerinde bunu iyice satın alarak kapandı. Özellikle bankacılık sektörünün gereksinim duyduğu yardım ve müdahalelerinin yapılacağının duyurulması olumlu olarak algılandı.
Euro yine güçlü günlerine dönüyor. Avrupa’nın önlemler alacağı haberleri pariteleri de 2 hafta önceki dalgalı seyrinden daha normal seyre soktu. Euro bölgesinin zayıf halinden kurtulması bunda en önemli etken oldu. Euro/ Dolar paritesinde 1,39 direnç olarak görülüyor. Bu seviye aşılırsa sonraki dirençler 1,40-1,41. Bu aşamada bu seviyeleri geçmesi enteresan ve beklenmedik olur. Gerçi dünyada bir fon bolluğu mevcut ve borsaları bu yüzden düşmeme eğilimi içinde seyretmesi normal. Ama kısa sürede bu kadar toparlanma pek gerçekçi görülmüyor. Hızlı tepkinin geri dönüşü beklenmelidir.
Türkiye yine farklı bir şey yaptı…
Yurtiçinde haftaya Damga vuran en önemli olay OTV artışı ve orta vadeli program… OVP ( Orta Vadeli Program) bazı rakamlar ve projeksiyonlar piyasaların beklentisine göre daha ılımlı ve beklentilerin aksine görüntü arz ediyorsa da genel olarak uygulanması ve disiplinden vazgeçilmemesi durumunda ciddi bir ekonomi yönetimi prestiji kazandıracağını düşünüyorum. Hatta bazı çevreler birkaç aylık uygulamadan sonra kredi notu artışı da gündeme gelebilir diye konuştular. Bu durum bana göre yine farklılık oldu ülkeler açısından. Türkiye durumu iyi olmasına rağmen zorlayıcı, tüketimi düşürücü bir etki olacak olmasına rağmen, büyümesini yavaşlatacak önlemlere başvurduğunu gösteriyor. Büyüme hızında yavaşlama isteği var. Cari açık kendini finanse eden bir durumdan sorun olan bir pozisyona geçiyorsa önlemlerin alınılması kaçınılmaz. Türkiye artık durumunu gözden geçiren ve önlemleri ne olursa olsun almak zorunda olan bir büyük ülke…
Endeks; IMKB 100 endeks bir önceki hafta yapılan yabancı satışlarına rağmen 58200 seviyesinden aşağı doğru kırılmayıp hisse senedi alımlarının etkisi ile yükselişini sürdürdü. İşlem hacminin destek vermediği bu çıkışta dirençler 59800-60100-61500-62000 gibi dirençler bulunuyor. En güçlü destek 58200 kısa vade için 58200 kırılırsa 57500- 56000 çalışabilir.
Hisse değişimlerini, finansal sektörden sanayi sektörüne geçişleri izlemek lazım. Özellikle telekomünikasyon, Petro kimya dikkat çekiyor.
TL; TL değersiz halini bir süre daha sürdürecek gibi duruyor. Son adan gelen OTV düzeltmesi- zammı Hükümetin bu konuda kararlılığını göstermek açısından önemli. Bu algıyı alan yatırımcım ve fon sahipleri TL pozisyonun buna göre değerlemeye alacaklardır diye inanıyorum. Bunun yanında ortalama faiz seviyesinin yüksek olmadığı sadece kurların durumunun yurtdışlı para akışı ile takip etmeye çalışan bir piyasada karar almak da zaman alabiliyor. Kasım sonuna kadar gelişmekte olan piyasalara güçlü para girişinin beklenmemesi gerekiyor. Özelliklerin kurumsal portföylerin pozisyonlarını Kasım dan önce yeni pozisyon açabileceklerini beklemiyoruz.
Tabi burada operasyonlar sadece TL’nin değer kazanmasını kontrol amaçlı olmadı. Birde benzer ülkelerle olan rekabet de çok önemli olduğundan bu ülke kurları ile olan ilişkimiz ve dış ticaret de görülebilecek diğer riskler, tehditler açısından da önemleler gerekli idi. 5 Ağustos dan itibaren yapılan döviz ihaleleri, ihale ile yapılan satışları bu açından da değerlemek lazım.
Faizler ne olur? Cari faiz seviyesi bankalara zarar yazıyor…
Türkiye Tahvil faizleri 8,30 -8,40 bandında hareket ediyor. Ve önümüzdeki dönemde de bu aralıkta hareket etmesi bekleniyor. Tahvil piyasasının en büyük rakibi mevduat piyasası mı? 12 aylık mevduatlarda yada kırık vadeli mevduatlarda birleşik faiz ile elde edilen gelirler % 11-12 i bulduğu bir yerde yıllık % 8 de seyreden bir tahvil faizi gerçek bir gösterge olma niteliğine şüphe düşürüyor. Piyasa faiz oranı şile sanki devlet faiz oranı arasında bir olumsuz fark var algısı yaratıyor. Uzun vadeli mevduat yapan bankaların bu mevduatlarını zararına devlete plase ettikleri bir ortamdan bahsediyoruz.
Bu durum kredi faizlerini olumsuz etkilemeye devam eder mi ? Kredi faizlerin mi yüksekliğinde şikayet eden ekonomi çevreleri acaba bankaların ve finans kurumların etkisi altında bulundukları ters makasın zararını nasıl örtebileceklerini düşünüyorlar mı?
BDDK yetkilisinin yaptığı açıklama gibi (3-4 banka rasyoları olumsuz durumda) bu durumda finansal sisteme orta vadede güvensizlik aşılayacağı düşüncesindeyim. Malum geçen hafta BDDK yetkilisi isimlerini açıklamadan bazı bankaların rasyolarının olumsuz olduğunu söyledi. Tamda sıkıntılı bir dönemde özellikle muallakta bırakılan bir konu gibi ortaya atılan bu durum olumsuz bir hava yaratacağı kesin. Bunun etkisi henüz piyasalara yansımasa da dedikodusu bir çok evrede olaşmaya başladı. Bu atmosferde ya böyle bir açıklama hiç yapmayacaktık yada yaptığımız açıklamayı tam yapacaktık.
Yurtdışı ve Yurtiçi endeks beklentileri;
Avrupa da endeksler hızlıca kendini toparladı. DAX 6050 direncinden dönerse hızlıca geri çekilir beklentisine sahibim. 6100 seviyesini geçerse de yükselişini bir süre daha sürdürebilir diye görünüyor. Ben Avrupa için beklentinin gerçekleşmesi ve uygulama zamanı geldiği için endekslerde bekle gör dönemin hakim olacağını düşünüyorum.
Dow da durum biraz daha farklı olsa da fiyat formasyonu aynı görüntüde… DOW 11700 direncini test edebilir. Ayrıca yapısal olarak ABD piyasası daha likit ve hisse senedi yatırımları şu sıra daha güçlü görünüyor. Aynı teknik düzeltme ve kar realizasyonunu ABD de, de bekliyorum. Ama Avrupa dan farklı daha yumuşak olabilir düşüncesindeyim.
IMKB de bu beklenen teknik düzeltmelerden daha olumsuz etkilenebilir diye düşünmemiz lazım. Yabancı satışların gerçekleşmiş ve endeks üzerinde kısa vadeli beklentinin olmayışı hisselerin bir düzeltme esnasında çok daha hızlı hareket edebileceğini düşündürüyor.
Faruk BAKAÇ / Haber 7
farukbkc@gmail.com
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol