Kimi yargıladıysak kahraman oldu?

  • GİRİŞ26.06.2008 16:06
  • GÜNCELLEME26.06.2008 16:06

Hakkında 12 dava açılmış, ilki 1935 yılında hem de İstiklal Mahkemesi’nde… Diğerleri de en hafifinden ağır cezada…

1925 Ankara İstiklal Mahkemesi Davası
1927-1928 İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi Davası
1928 Rize Ağır Ceza Mahkemesi Davası
1928 Ankara Ağır Ceza Mahkemesi Davası
1931 İstanbul İkinci Asliye Ceza Mahkemesi Davası
1933 İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi Davası
1933 İstanbul Üçüncü Asliye Ceza Mahkemesi Davası
1933-1934 Bursa Ağır Ceza Mahkemesi Davası
1936-1937 İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi Davası
1938 Harp Okulu Komutanlığı Askeri Mahkemesi Davası
1938 Donanma Komutanlığı Askeri Mahkemesi Davası

Sonuç şu;  açılan her dava Nazım’ı yok etmek, bitirmek yerine efsaneleştirmiş…

Hatta devletin en üst kademesindeki bir çok insan mırıldanırken onun şiirlerini, şarkılarını söylüyor…

 

***

Muadili herhalde Necip Fazıl’dır…

O’nun kaderi de farklı değil. Sadece yurt dışına kaçmak zorunda kalmamış, mezarı Anadolu’da… ama hayat öyküsü hep davalarla ve hapishanelerde örülmüş…

İlk hapis hayatı 21 Aralık 1943’te hem de askerdeyken başlamış.

Daha sonraki davalarının ana konusu, “Türklüğe hakaret”…

1947’de 1 ay 27 gün bu nedenle hapis yatmış… Ardından 1950’de aynı davadan hapis yatmış… 3 ay, 25 gün… 1953’te tekrar hapis hayatı… 9 ay, 12 gün.

Yine aynı davadan 1953’te 64 gün hapis…
1957’de yazdığı bir yazıdan dolayı yine hapis… 8 ay, 4 gün…
 1960’da 4 ay, 4 gün yine yazısı sebebiyle hapis…

 1960 İhtilali Sonrası Tevkif: İhtilalin yapıldığı tarihte Ankara'da bulunan Necip Fazıl, İstanbul'a döndükten bir müddet sonra 6 Haziran'da geceyarısı evinden alınmış, 15 Ekim 1960 tarihine kadar, bir müddet Davutpaşa Kışlasının koğuşlarında ve ardından Balmumcu'da hakaret ve kötü muamele altında, gerekçesiz olarak tutulmuş..

1961’de Atatürk’e “neşir yolu ile hakaret”: İhtilalin çıkardığı basın affında hiçbir suç istisna edilmediği için üzerinde hapis yükü kalmadığını düşünen Necip Fazıl, Balmumcu'dan ilk tahliye edilenler arasında salıverildiği gün (15 Ekim1960), kapıda bekleyen mahkûmları taşımaya mahsus bir araç ile karısı ve çocuklarının gözleri önünde alınarak savcılığa götürülmüş. 1 sene, 65 gün tekrar hapsedilmiş…

 

 ***

 

Şimdi Orhan Pamuk neredeyse aynı kaderi paylaşıyor…

O da “Türklüğe hakaretten” yargılanıyor, ama Nobel Ödülü aldı, adını tüm dünya duydu…

Bu arada hayat öyküsü mahkemelerde geçen yazar ve gazetecileri saymıyorum…

Çünkü onlarında her hapis haberinden sonra kitapları çok satanlara giriyor, yazdıkları gazeteler bayilerde tükeniyor…

Elimde gazeteler var…

Sanki bu tarihsel süreç yeniden cereyan ediyor gibi…

Önce ABD’de yayınlanan bir haberi okuyalım...

“Gülen en entellektüel seçildi; The Guardian gazetesi, İngiliz Prospect ve ABD'li Foreign Policy dergilerince ortaklaşa düzenlediği "Dünyanın en büyük 100 entelektüeli" anketinde Fethullah Gülen'in birinciliği kazanması derginin editörlerini şaşırttığını yazdı. Ankette birinci olan ilk 10 düşünürün hepsinin Müslüman olduğu, yazar Orhan Pamuk'un dördüncü sırada yer aldığı kaydediliyor haberde.

Şimdi aynı kişiyle ilgili ülkemizdeki bir haberi okuyalım…

“Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, 'laik devlet yapısını değiştirmek ve yerine dini kurallara dayalı bir devlet kurmak amacıyla yasa dışı örgüt kurup bu amaç doğrultusunda faaliyette bulunmak' suçlarından yargılanan Gülen hakkında beraat kararı verdi. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, beraat kararını onadı..”

Derseniz ki şimdi dava düştü… bunlar eski davalar…

Zaten benim vurgulamak istediğim düşmesi değil…

Dünyanın “en entelektüel ilk yüz kişisi” içinden birinci seçilen bir düşünürü biz ülkemizde hem de terör örgütü kurmaktan yargılamışız…

 

***

Bu yazıdan ne demek istediğimi herkes anladı…

Ya yargılananlarda sorun var, millet aptal…

Ya da yargılayanlarda…

Ben karar veremedim, karar veren varsa bana da bildirsin…


Fatih BAYHAN
bayhanfatih@mynet.com

Yorumlar8

  • Perfect 17 yıl önce Şikayet Et
    Bunu kim yaptı?. Bu yargılamaları milletmi yaptı milletin seçtiği insanlarmı yaptı.yoksa aynı şeyleri millette çekiyor ama sesini mi yükseltemiyor.Evet okurlar siz söyleyin cevabı sizde bir düşünür olan ve burada bir yazar.Halk ne istiyor hiç soran varmı fikir düşünce alan varmı.Garip olan bir milletvekili gelse sorsa ne istersin diye hemen iş veya para türü şeyler isteniyor demek ki sıkıntı bizde yöneten veya bürokratlarda degil.Onlarda günü birlik isteneni hoş karşılıyorlar.İstesene kardeşim adaleti.Netcen parayı oelkiri
    Cevapla
  • engin temiz 17 yıl önce Şikayet Et
    Bu da gösteriyor ki...... İster marksist ol,ister komunist ol,ister dindar ol,ister milliyetçi! Hiç fark etmez! Yeter ki, çık azıcık doğru birşeyler karala,sivril,millete azıcık güven ver,millet asıl haşerelerin kim oldugunu farketsin! İşte o zaman,DİN DE BİZİM DEVLET DE BİZİM, deyip,arka planda çıkardıkları krizlerle kan emenlerin çıakrına ters düşüyorsun ve hemen VATAN HAİNİ ilan ediliyorsun! Demek ki birbirimizi sevsek,şucu bucu demeden,mantıklı düşünüp,birbirimize saygı duysak! Ergenokonların beli bükülecek...
    Cevapla
  • Eyüp Selahattin DOĞAN 17 yıl önce Şikayet Et
    Devletin Düzeni Bozuk Olursa. çok güvendiğimiz denilen aslında kimsenin güvenmediği korkudan herkesin TÜRK YARGISINA güveniyorum dediğimiz yargı ve yargıçlarımız güvenilir birgün inşallah.
    Cevapla
  • Nurettin YAVUZ 17 yıl önce Şikayet Et
    Unutmadan. onar yargılandığı kahraman olmadı milletin kahramanı olduğu için yargılandı
    Cevapla
  • Nurettin YAVUZ 17 yıl önce Şikayet Et
    karar veremen garip. Oligarşiyi savuna bürokrasi milletin değerlerine şavaş aşmış.Milletin ve dünyanın takdir ettiğini onlar suluyor Bediüzzama said nursinin hayatı ortada
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat