Gün bugündür Süleyman!
- GİRİŞ09.07.2008 14:11
- GÜNCELLEME09.07.2008 14:11
Bir kuru ekmek için Cezayir sokaklarını inleten kalabalıklar gibi
Paris gibi
Yer değilse de New York gibi
Moskovada, St. Petersburgu dolduranlar gibi
Dolduruyor Süleyman!
Halk ayıklıyor pirincin taşını, taşları bir bir ufalıyor avuçlarında
Yumruğunu sıkıyor
Düşmanlarını tanıyor caddelerde, sokaklarda
İstediğin oldu be Süleyman, halk uyandı!
Zor zamanda konuşmak zor olurdu.
Yalnız kalırdı gerçekler
Ve gerçeklerin ışığı hep sönük olurdu Süleyman
Şimdi şehir aydınlandı, yeryüzünü kuşatıyor tüm aydınlık..
yedi güzel adamla, yedi güzel adımla başladı belki..
Şimdi yediden yetmişe güzel adamlar ülkesindeyiz
Çekip gitmek yok
Güzel atlara binip bu şehrin otlağında, bayırında yaşamak var
Yaşamak var yaşatmak var
Zor da olsa gütmek var bu deveyi
***
Süleyman!
Bırak bu ayakları şimdi, deme bana, ya bu deveyi güdersin, ya bu diyardan gidersin diye
Bizde diyarı terk yok!
Zor da olsa, güdülecek şey deve de olsa, güderiz develeri
Lakin, bir sözle gidecek değiliz
Gitmeyeceğiz, kalacağız lakin sokaklar çıkmaz sokak
Durun kalabalıklar! Bu yol çıkmaz sokak diyordu ya üstad
kalabalıklar, çıkmaz sokaklarda değil artık be Süleyman!
Tüm sokaklar gerçeklere çıkıyor artık
***
Ah Süleyman!
Bir yanını halka, bir yanına düdüğe bağladın ya!
Düdük öttü, bıraktın ya her şeyi
Halkın önünde yiğit kesildin ya
Geçti o günler geçti be Süleyman!
Bu kez düdüğü halk öttürdü
Hizaya girmek vaktidir
Bir kez
Bir kez olsun halkın safında yer tutsan be Süleyman!
Halk değil mi her şeyin sahibi ?
Oradaysan, buradaysan halka borçlu değil misin ?
Kalktıysan, oturduysan
Yürüyebildiysen sokaklarda adam gibi
Koridorlarda merhaba diyebildiysen
Sirenler öttüyse senin için, selama durulduysa
Kime borçlusun
?
***
Bak Süleyman!
Ülke yangın yerinden kurtulmalı diyordun ya, yangını yakanlardan da kurtarmak lazımmış
Mesele yangınları söndürmek değil, kafası her attığında yangın çıkartanları da söndürmekten geçiyormuş
Nerden bilsin ki gariban Anadolu halkı!
Onun bildiği bir tarla, bir traktör
Asmaalltı üzüm, pınarda karpuz
Yaz mevsiminde kiraz, armut, incir
Bilme zki, hayata düşen kurtları
Bildiği incire düşen kurtlardır onun
Vurulan bir şehit gördü mü gözyaşı döker, ağıt yakar
Bilmez ki vuranı
Aç gördü mü doyurur, elindekini verir, sofra kurar be Süleyman!
Bilmez ki neden bu adam aç bırakıldı?
Kim soydu bu yurdun hazinelerini?
***
Şimdi bilme zamanı işte Süleyman!
Soyanı, vuranı, çalanı, yalan söyleyeni bilme zamanı
Şimdi ağıt yakmak vakti değil, kurşunu sıkan eli bilme zamanı
Yani gün bugündür Süleyman!
Bizi bu yaman eller yaksa da
Gün bugündür
Kürsel ısınma, yaz sıcağı, ısınan toprak, kuruyan ağaçlar Bir kıvılcım bekleyen ateş
Yüreğimizi Gülnarda bıraktık
Yanan her ağaç bir gözyaşıyla dirilir belki
Orman Genel Müdürlüğünün çalışkan insanları canla başla uğraş veriyor, lakin ateşe söz geçirmek zordur
Yurdumun en güzel ormanlarıdır yanan
Yurdumun en cici mevsiminde
Şimdi ağıt zamanı değil, yangını söndürme vakti
Yangınla yok olan ağacı toprakla buluşturma vaktidir
F
bayhanfatih@mynet.com
Yorumlar5