Mesut Yılmaz’ın ilk emri ne oldu?

  • GİRİŞ28.02.2009 17:58
  • GÜNCELLEME28.02.2009 17:58

Türkiye’nin yakın geçmişinde yaşadığı postmodern darbe olarak adlandırılan 28 Şubat’ın yıldönümündeyiz. Genç siviller nasıl tepki verdi yine bilmiyorum, lakin artık ülkemizde devrimlerinde yıldönümlerinin anılıyor olmasını “tarihin acı hatıraları” kapsamında ibret alarak hatırladığımızı düşünüyorum.



***



Bir darbenin yıldönümü olur mu? Türkiye’de olur elbet. Çünkü 27 Mayıs cuntasından bu yana yaşadığımız tüm modern veya postmodern darbelerin en çarpıcı genelgesi veya bildirisi “ihtilal’in ruhuna karşı olmamaktır”…Neden? Çünkü bu ihtilal, vatanın ve milletin selameti için yapılmıştır. O halde buna karşı olmak vatanın selametine karşı olmakla eşdeğerdir…

Şimdi gelin sizi geçmişe götürelim, 28 Şubat’ın o meş’um günlerinin ertesinde başlayan siyasi çalkantıları, hakim ve savcılara verilen seminerleri, Başbakan’ın, Yardımcısının ve dahi Bakan’ın bürokratına talimat veremediği, verse dahi uygulanmadığı günleri geride bırakalım.

Biz, Tansu Çiller’in DYP ‘sinin içerden bölündüğü ve Refahyol hükümetinin Anasol-M hükümetine devredildiği o güne dönelim. Çünkü birde 28 Şubat sonrasında yaşananlar var.

Kendisine Postmodern darbecilerin “Altın tepside sunduğu” Başbakanlığın kıymetini bilmek adına Mesut Yılmaz’ın “Başbakan” sıfatıyla tüm resmi kurumlara yayınladığı ilk genelgeye bir bakalım.

***

Aslında iki tane genelge yayınlanmış o gün…

kullanİkisi de şuan önümde duruyor. Gazeteci kaynağını açıklamak zorunda değil, ancak belgeyi nerden aldığımı soracaklar için en başından söylemeliyim ki, bu belge 81 vilayete fax emriyle çekilen bir yazılı emirden ibarettir. Dolayısıyla belge “gizli kodlu” değildir. Yani, eğer biraz gazeteci merakı içerisindeyseniz bu belgeyi elde etmeniz hiçte zor değildir… Şimdi gelelim belgenin mahiyetine. Bu belge, Başbakanlık görevinin devralınıp resmi gazetede yayınlandığı gün gönderiliyor.

 Tarih: 01/07/1997… Bu tarafıyla “elzem” ve “ivedi”…

Peki acaba Refahyol hükümetinden devleti devralan bu yeni hükümet için bu kadar acele olan ve tüm vilayete geçilen emir nedir ve neden önemlidir?

***

Bazıları için hükümet değişimlerinden sonra yaşanabilecek rutin bir olay ya da genelge gibi düşülecek olsada bu emir hiçte öyle algılanacak türden bir genelgeye benzemiyor. Ülkede estirilen atmosferin tesiri, Refah Partisi ve Doğru Yol Partisinin dışlanmasını da düşünürseniz ilk emir masumiyetini yitirecektir.

Evet, Mesut Yılmaz’ın (13971) Numarası ve Başbakanlık Logolu resmi emrinde şunlar var: “İkinci bir talimata kadar, 2 milyar TL’nin üzerindeki her türlü ödeme için ilgili Bakan’ın izni alınacaktır.” “Ne var bu emirde demeyin. Bu emre muhatap olan kurumlar içinde “kamu bankaları, İşletmeler, Fon’lar, Döner sermayeler” de var. Yani Öyle bir durum ki, piyasayı etkileyecek ve paranın döndüğü tüm kurumlara da “Ödemeleri durdurun” deniliyor. Bu nasıl bir hınçtır?

Ama hemen ertesinden gönderilen ve (13972) kayıt numarası verilen aynı tarihli genelgede daha vahim bir durum ortaya çıkıyor. Çünkü ikinci emirde de tayin, atamalar ve tüm ihalelerle ilgili bir karar veriliyor.

***

Bakınız ikinci genelgeden aktarıyorum: “Söz konusu kuruluşlar (yukarıda onların hepsini sayıyor. Tüm devlet kurumları var listede) ilgi genelge çerçevesinde almış oldukları açıktan tayin izni gereğince, açmış oldukları ve henüz yapılmayan sınavların iptali ile yapılmış ve sonuçlanmış ve sonuçları kesinleşerek ilan edilmiş yazılı ve sözlü sınavlarda başarılı olanların gerçekleştirilmemiş olan atamalarını erteleyeceklerdir.



Yukarıda belirtilen, söz konusu kuruluşlarca ihalesi yapılmış ancak işe başlanılmamış ihaleler ile halen ilan edilmiş olanlar ve değerlendirme konumunda bulunanlar dahil olmak üzere, bütün ihaleler ikinci bir talimata kadar durdurulmuştur.

Mesut Yılmaz -  Başbakan

***

Düşünebiliyor musunuz, o kadar büyük bir hınç var ki ortada “sonuçları kesinleşerek ilan edilmiş yazılı ve sözlü sınavlarda başarılı olanların gerçekleştirilmemiş olan atamalarını erteleyeceklerdir” diye emir geçiliyor. Hak, hukuk resmen Başbakan sıfatıyla geçilen genelgeyle rafa kaldırılıyor. Yetmemiş, ihaleleri sonuçlanmış olsa bile iptal ediyorlar. Neden? Belki işi alan bir Refahyolcu’dur düşüncesiyle…



İşte bir 28 Şubat sonrasında yaşananların özeti diyebileceğimiz bu iki emirle devletin bir anda nerden nereye getirildiği de resmedilmiş oluyor.



Şimdi ortaya çıkartılan ses kayıtlarını dinledikçe o günlerin perde arkasını da öğrenmiş oluyoruz. Şimdi o gün talimatları nerden aldığı ortaya çıkan aynı Mesut Yılmaz’ın bugün yeniden parti kurmaya çalışmasının talimatını da kimden aldığını düşünmek gerekmez mi?

 

 

Fatih BAYHAN / Haber 7
bayhanfatih@mynet.com

 

 

 

Yorumlar1

  • hursit dilaver 16 yıl önce Şikayet Et
    baglar gazelim benim.. son bir ümitle veya can havli ile. ERGENEKON MESUT YILMAZA BİR PARTİ KURDURACAK. aydın doğan medyası da arkasında olacak. emekli eskerler de ellerinin uzandığı yerlere bu partiye destek isteyecek. başbug paşaya baskı yapacaklar.ergenekona ümit verilecek, cumhuriyet mitingleri demokrasi ve AB adı altında yapılacak. yani 2 yıl önce AB ye sövenler AB ci olacak.. yaşarsak göreceğiz tabi..
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat