Kabine medyacılardan kurulursa

  • GİRİŞ05.05.2009 16:30
  • GÜNCELLEME05.05.2009 16:30
Sayın Başbakan yeni kabinesini açıkladı. Genel anlamda olumlu algılanan bu kabine ülkemize yeni dönemde yeni bir ruh kazandırır diye bekliyoruz. Medya’da görev yapan bazı arkadaşlarımızın bu kabineden de memnun olmadıklarını gördüm, onlar adına üzüldüm.
 
 Üşenmedim, onca işimin arasında “Peki bu kabine’yi Medya’dan kursaydık nasıl olurdu?” üzerine bir beyin fırtınasında bulundum.
Kim Başbakan olur? Kim hangi bakanlıkta görev yapardı? Peki partilerinin adı ne olurdu? Bakalım Medya’nın Bakanlar Kurulundan memnun olacakmısınız.
 
***
 
Tabi önce partiyi kurmak gerekecek. Eğer Medya mensuplarından oluşacak bir kabineyi kuracaksak ülkedeki demokratik nizama da uyum sağlayacağız, saygılı olacağız değil mi?
 
 Partimizin adı; Özgür Medya Partisi (ÖMP)..
 
Partinin Genel Başkanı ve doğal olarak Başbakan; Yavuz Donat
Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı: Ertügrul Özkök (TRT, AA, Basın-Yayın, RTÜK’ten Sorumlu)
Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı: Yiğit Bulut (Ekonomiden sorumlu Koordinatör Bakan)
Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı: Fehmi KORU (Hükümet Sözcüsü)
Devlet Bakanı: Mehmet Ali Birand (AB Müzakerecisi)
Devlet Bakanı: Bekir COŞKUN (Göbeğini kaşıyanlar ve Hayvanlardan Sorumlu)
Devlet Bakanı: Cüneyt ÜLSEVER (Liberallerden Sorumlu)
Devlet Bakanı: Ahmet ÇAKAR (Spordan Sorumlu)
Devlet Bakanı: Ahmet Altan (MİT’ten Sorumlu)
Devlet Bakanı: Fatih Altaylı (DPT-TUİK bağlı)
Devlet Bakanı: Abdurrahman DİLİPAK (Diyanet’ten Sorumlu)
Devlet Bakanı: Güzin ABLA (Kadın ve Aileden Sorumlu)
Adalet Bakanı: Ahmet HAKAN – Hürriyet
Milli Savunma Bakanı: Şamil TAYYAR - Star
İçişleri Bakanı: Yalçın BAYER - Hürriyet
Dışişleri Bakanı: Cengiz ÇANDAR
Maliye Bakanı: Şükrü KIZILOT - Hürriyet
Milli Eğitim Bakanı: Taha AKYOL - Milliyet
Bayındırlık ve İskan Bakanı: Yusuf Ziya Cömert – Yeni Şafak
Sağlık Bakanı: Mehmet ÖZ, Prof. Dr.
Ulaştırma Bakanı: Serdar ARSEVEN –Vakit
Tarım ve Köy işleri Bakanı: Hayrettin Karaca ( Meclis dışından)
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı: Ercan Mumcu - Haberturk
Sanayi ve Ticaret Bakanı: Can Dündar - Milliyet
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı: Reha Muhtar - Vatan
Kültür Bakanı: Doğan HIZLAN - Hürriyet
Turizm Bakanı: Ayşe ARMAN - Hürriyet
Çevre ve Orman Bakanı: Ahmet Maranki, Prof. Dr. (Meclis Dışından)
 
 ***
 
Başbakan’a kızıyorsunuz ama Kabine oluşturmak gerçekten de zor işmiş. Ben bile tüm gazetelerden bir isim almaya çalışarak “denge kabinesi” kurmaya çalıştım ama yine bazıları kızacaktır. Cidden zor işmiş..O ne der, buna ne derler? Düşüncesi adamın aklını alıyor…
Ama işte orta halli bir Türk Medyasından böyle bir kabine çıkartabiliyoruz…
 
Yine de beğenmediyseniz ne diyeyim size, “herkesin kabinesi kendine olsun”…
 
 Yavuz Donat’ın başbakan olduğu Medya kabinesinde, Ayşe Arman Turizm Bakanı, Şamil Tayyar Savunma Bakanı, MİT’se Ahmet Altan’a bağlı. Kabinenin İç İşleri Bakanı Yalçın Bayer, Sözcüsü ise Fehmi Koru…
 
İkinci Yazı:
 
 Vakit’te Değişim Rüzgarları Esiyor
 
Türk basının bu aralar haber ve üslubuyla en çok tartışılan gazetesi şüphesiz Vakit. Bunun iyi bir imaj ve görüntü olmadığını Vakit ekibi de biliyor, hatta onlarda bu durumdan rahatsız desek abartmış olmayız.
 
Ama buna rağmen Vakit’in tutunduğu bir de okuyucu kitlesi var. Hemde azımsanmayacak ölçüde… Bu yanıyla Vakit’i beğenirsiniz,  ya da beğenmezsiniz ama Vakit Gazetesinde bu aralar ciddi bir değişime doğru adımlar atılıyor…
 
Yeni isimler katılıyor, akademisyenler katılıyor…
 
Ama daha önemlisi bazı yazılardan da açıkça görülüyor ki Vakit, bazı haberleriyle ilgili kamuoyunda oluşan algılamadan çok rahatsız ve bu durumu düzeltmek içinde harekete geçmiş gibi görünüyor. Haklılar ve bu çabanın da desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda en büyük görev Sayın Dilipak’la Serdar Arseven’e düşüyor. Çünkü gazetenin dışa dönük yüzleri sayılıyor…
 
Sayın Dilipak’ın bu anlamda bir gayreti olduğu gözlerden kaçmıyor, mesela 5 Mayıs tarihli gazetedeki köşe yazısı bu gayretin sonucu sayılabilir.  Dilipak’ın yazısına bakıyoruz. Sayın Dilipak “farklılıklara tahammül gösterebilen ve her kesimce saygı duyulan bir gazeteci” olmasının verdiği güçle Vakit’in tartışma yaratan bazı başlıklarını sorguluyor, Radikalde çıkan Vakit eleştirisine cevap veriyor, bazı başlıklarıyla Cumhuriyet’in başlıklarını kıyaslıyor ve her şeye rağmencilere birde cevap verir gibi o üslup ve tarzla ilgili müthiş bir cümle kullanıyor. “Ama yine de ben diyorum ki, eleştiriler sert olabilir, hatta şok edici de olabilir, ama argo olmamalı, hakaretten kaçınmalıyız… Bu böyle devam etmemeli. O zaman herkes dilini, üslubunu gözden geçirsin…”
 
***
 
Dilipak’ın yazısındaki bu vurguyu önemsiyorum.
 
Ama bu “değişim” adımının Dilipak’la kalmadığı görülüyor. Çünkü Vakit yeni transferleriyle de bu değişim halkasını güçlendiriyor gibi görünüyor. Çünkü İlk transferi Türkiye Yazarlar Birliği’nin Onursal Başkanı D. Mehmet Doğan oldu. Sayın Doğan’ın özgeçmişi ve entelektüel birikimi Vakit’in tarz ve üslubu konusundaki değişmeli algısını olumlu yönde etkilecektir. Ama Vakit’in bunu da yeterli görmediğini Hasan Karakaya’nın yazısından öğreniyoruz. Karakaya, köşe yazısının altında öyle bir haber veriyor ki, şaşırıp kalıyorsunuz. Karakaya diyorki yazısında,;” Vakit, sadece “habercilik” alanında değil, “fikir” ve “yorum” alanında da yeni başarılara imza atmaya hazırlanıyor. Bunun ilk örneği, “anons”larımızdan da gördüğünüz gibi; “usta kalem, yürekli yazar Mehmet Doğan”ın aramıza katılmış olması... Mehmet Doğan’ın yazıları; hem “ufuklarınızı açacak” entellektüel bakış, hem de “bilgi ve kültür” yüklü olacak...
 “Vakit’in atılımları” Mehmet Doğan’la sınırlı kalmayacak... İnşaallah; önümüzdeki günlerde; her biri kendi alanında uzman “15 profesör” daha Vakit’te yazmaya başlayacak ve sizler, çeşitli konuları, “konularında uzman” bilim adamlarımızdan okuma ve öğrenme fırsatı bulacaksınız...Onları ve yazılarını sabırsızlıkla bekliyoruz...” Evet, Karakaya 15 Profesör’ün Vakit’te yazacağını açıkladı…
 
Bu yeni isimlerin Vakit’e tarz ve üslup bakımından olumlu katkılarda bulunacağını bekliyoruz. Ve Vakit’teki değişimin ülkedeki “kutuplaşma”lar yerine “birbirini anlama” adımına katkı koymasını temenni ediyoruz.
 
 
Üçüncü Yazı:
 
Adını isyan Koydum Aşkın
 
Sevgili dostum, şair arkadaşım Talip Işık’ın geçtiğimiz günlerde yeni bir şiir kitabı daha çıktı. Kalemine ve şiirine güvendiğim Talip Işık’ın tarzını ve derinliğini yansıtan bu yeni şiir kitabının adı; “Adını İsyan Koydum Aşkın”…
 
 İnternet ortamında, kitapyurdu gibi kitap satış siteleri ve kitapçılarda bulabileceğiniz kitabını şiir sevenlerin oldukça beğeniyle okuyacaklarını söyleyebilirim. Peki kitaba adını veren o şiiri nasıldı Talip Işık’ın;
 
Aşk Elinde Yorgun Yüreğim
 
hasretin kurşun gibi düşer zamana
kelimeler hoyrat ikindilerde
çağırır seni
gözlerim sıcak bir nefes gibi
tutulur sevda nöbetlerine
seni sevmek adına
ayrılığa isyan dağlara sabır ektim
ve katran
ve zift gibi
toprağın tenine ilaç
yağmura hüzün sardım
adını isyan koydum aşkın
çiçeklerden önce
ayrılığı çektim içime
 
Dostum Talip Işık’a şiir hayatında başarılar diliyor, yeni kitabıyla şiir dünyamıza kattığı zenginliğin yeni bestelerle müzik ritmimize gireceğini düşünüyorum. Bakalım hangi şiirleri bu sefer bestelenecek…
Gençlik onu en çok “Kara Zulüm”, “Haykırır Sevdam” gibi bestelenmiş parçalarıyla tanıyor. Hani var ya, “Kara zulüm yağıyor gökten üstüne toprağın, aydınlık bir gün doğar, doğar Mekke Üstüne..” diye devam eden…İşte o şiirlerin yazarıdır Talip Işık… bir çok şiiri antolojilere girdi. (Tuana) Yazdığı “yağmuru beklemez mısralarım” isimli naatıyla büyük beğeni toplamıştı. Şimdi yeni kitabıyla adından söz ettireceğe benziyor.
 
Hatırlatmalar
 
-         Mardin’de düğün evine ateş edecek kadar insanlıktan çıkmış hayvanlarla, belki de hayvanlardan da aşağı olanlarla aynı havayı tenefüs etmekten bile utanıyorum
 
-         Testereyle kesilen Münevver’in ailesinin ve sevenlerinin acısını paylaşıyorum. Yasaların aciz kaldığı bir noktada insanın isyan şiirleri okumaktan başka elinden ne geliyor ki?
 
-         Sevgili Murat Göğebakan’a dua ediyorum. Allah’tan acil şifalar diliyorum. Ve o gür sesiyle yeniden aramıza döneceği günü özlemle bekliyorum.
 
 
 
Fatih BAYHAN – Haber7

Yorumlar4

  • Sümeyye 16 yıl önce Şikayet Et
    Yazarlarımız ve Bayhan. Sayın Bayhan haberler ve yazılarda 'argo' olmasın teklifinde bulunmuş! Ancak İsrail İçin Sıradışı Bir Yazı` başlıklı yazısında, kendisi internette porno yıldızlarının fotoğraflarını izlemekle meydanlarda İsrail bayrağını yakmayı aynı kefeye koymuştu. Haber7 sitemizi çok seviyoruz ancak bazı yazarların ilginç tespitlerinden rahatsısız. Bu özelleştiriyi yapacak kadar size kendimi yakın hissettiğim için bu yorumu yazıyorum. Tarhan, Özsoy ve Tarhan Hoca, İliksiz ve Bulut'tan; Bayhan'ın öğreneceği çok şey var
    Cevapla
  • Umut Can 16 yıl önce Şikayet Et
    Sözde değil özde yazar olmak!. Bence değişime ihtiyacı olan sizsiniz Sayın Bayhan. Yazınızda açıkça toplum mühendisliğine soyunmuşsunuz. Bence siz bir gazetede köşe edinin de ondan sonra ironi yapın! Üstü kapalı olarak eleştirdiğin kişiler bedel ödemiş ve ödemeye devam ediyor... Peki sen ne ödedin? Önce mütevazi olacağız ve yerimizi bileceğiz. Bir fırın ekmek yemeyi de unutmayacağız. Sonra kabineye gelecek olursak; bu kabine de siz neden yer almıyorsunuz. Cevabını sizde biliyorsunuz da neysem. Hayırlısı.
    Cevapla
  • Mehmet Lütfü Özdemir 16 yıl önce Şikayet Et
    Aşkın adını isyan koymak... Bu şiiri ilk defa hüzünlü bir sonbahar günü duymuştum.. Şairin henüz kitaplaşmamış replikleri kulaklarımda çınlarken, yüreğim o sözleri çoktan bağrına basmıştı. Kitabı okurken büyük bir duygu seli ve heyecan yaşamak keyif verici. Aşkın adını isyan koymak.. Hoyratça bir yorum olmasın istiyorum.. Selamlar ediyorum..
    Cevapla
  • saffet sancak 16 yıl önce Şikayet Et
    Amaç Cıngar çıkarmak mı ?. Niyet cingar çıkarmak mı?Milli eğitim bakanlığı için Abbas Güçlü varken taha Akyol demek iyi niyetli olmak demek mi?Hadi bakalım şimdi milliyetteki kavgayı nasıl önleyeceksiniz.Milli eğitim bakanı olacağım diyen bir Abbas Güçlü var
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat