Eğitim meselesini hala halledememiş bir ülkeyiz… Cumhurbaşkanı eşlerinin “Okumak tüm engelleri aşar” kampanyaları düzenlediği, kız çocuklarının hala okul yerine kocaya gönderildiği ülkemizde, “Haydi Kızlar okula” kampanyalarıyla durumu düzeltmeye çalışıyoruz…

Kötümü ediyoruz? Hayır, iyi ediyoruz, bu kampanyalar önemsiz değil, ancak eğitimdeki eksiklerimizin yüzümüze çarpılmasından başka bir şeyde değil…

Ama insan bir çelişkiye de düşmüyor değil hani; bir taraftan iletişimde devasa adımları atılıyor, televizyon cebe giriyor, internet her gün kullanıcı sayısını artırıp milyonlara ulaşıyor, gazetenin ulaşmadığı mekan neredeyse kalmadı. Ama öte yandan hala okuma-yazma bilmeyen insanlarımız, dahası Türkçe bilmeyen vatandaşlarımız var. Ve bu yüzden sosyal sorumluluk projeleri bu alanlarda varlık gösteriyor…
İster kabul edin, ister isyan edin…

***

Kars Valiliğine yeni atanan Ahmet Kara’da koskoca devletin Kars’ta “okuma-yazma öğrettiği insanlara” sertifika vermek için tüm devlet erkanının bir araya geldiği törende resmen isyan etmiş ve afilli konuşmalara da vurgu yaparak; “Ben şahsen yapılan bu konuşmaları dinlemekten utandım. Yani medeni dünya karşısında utanıyorum. Ben, 1978 yılında kaymakamlık yaptım. O günden bu yana her gittiğimiz yerde okuma-yazma seferberliğini açtık.

Yüzde 97'ye, 99'a vardık ama halen Kars ilinde okuma-yazma işini bitirememişseniz, bu durum Kars ve Kars'ın kamu görevlileri için, Milli Eğitim için ayıptır ve utanç vesilesidir. Bunu özellikle hepinizin huzurunda söylüyorum. Ben şahsen böyle bir kurs açmak ve kursu bitirenlere böyle bir sertifika vermek istemezdim. İsterdim ki seviyesi daha yüksek sertifikalar vereyim…”

Kendisini Kültür ve Turizm Bakanlığında yürüttüğü başarılı Müsteşar Yardımcılığı görevinde tanımış ve kısa bir sürede olsa beraber çalışmış bir gazeteci olarak bu sözlerin Ahmet Kara’ya ne kadar yakıştığını da söylememe izin verin…

O, her zaman “Kral çıplak” diyebilen bir idareci olmuştu…

***

Dünya nereye gidiyor, biz devlet olarak hala insanlarımıza okuma-yazma kursu veriyoruz, bu işi halledememişiz. Utanmak lazım…

Meselenin sadece Kars’ın meselesi olmadığı da açık. Yurdun hemen her bölgesinde bu tür kurslar Valilikçe açılıyor ve hiçbir Vali, “Kardeşim nasıl olurda yıllarca bu işi halledemediniz, derhal işi takibe alın ve bu işi gelecek yıl içinde bitirin” diyebildi? En azından basına yansıdığı kadarıyla hiçbirisi…

“Muasır ülkeler seviyesine” demek böyle çıkıyoruz…

Ve bu eksiğimizden utanan da yok…

Peki nasıl oluyor da hala bu eksik giderilemiyor?

Çünkü hiçbir Milli Eğitim görevlisi bu konuda eksiğimizi gidermek için özel çaba sarfetmiyor. Şöyle düşünelim; Harf inkılabını yapalı 83 yıl olmuş. Her 25 yılda bir genç nüfusun geldiğini varsayarsanız bu üç nesil yapıyor. Ve biz okuma-yazmayı bile Cumhuriyet nesline öğretememiş bir ülke olarak ortaya çıkıyoruz.

***

Emekli bir Albay’dan dinlemiştim; “Adam askere gelmiş, 24 yaşında inan okuma-yazmayı bırakın, Türkçe konuşmayı bilmiyor” diye isyan ediyordu. Ne zaman? 2008 yılında… yani geçtiğimiz yıl…

Demekki “askere almak için arayıp bulduğumuz bu insanları; eğitmek, okula kaydetmek için hiçbir yetkili seferber olmamış. Ve demekki Milli eğitim müdürlükleri, okul müdürleri askerlik şubeleri kadar ciddi çalışmamış. Oysa açın bakın Okul Müdürlerinin görev yetki ve sorumluluklarına. (222 sayılı temel eğitim öğretim kanunu) “çağ nüfusu (okul çağına gelmiş birey) gelmiş bir çocuğun eğer Velisi kendisi getirip okula kaydını yaptırmıyorsa okul müdürü durumu ilçe Milli Eğitim Müdürlüğüne bildirir, idarede savcılık kararıyla güvenlik güçleri aracılığıyla çocuğu okula kaydettirir ve Ebeveyne de para cezası verilir ” diyor.

Kanun açıkça ortada…

Peki nerden çıkıyor bu Cumhuriyet vatandaşları da hala 2009 yılında onlara okuma-yazma öğretiyoruz, askere bulup getiriyoruz; Türkçe konuşmasını bilmiyor, yazmasını bilmiyor…

***

Kars Valisi Ahmet Kara işte tam bu zamanda “okuma-yazma sertifikası” töreninde dile getiriyor isyanını… Haklı mı haklı…

Ve haklılığına bir anlam daha yüklüyor, devletin Valisi sıfatıyla…

“Kendimi protesto ediyorum” diyor, “size bu güne kadar hala okuma-yazma öğretememiş olmanın suçunu üstlenerek…”

Sayın Ahmet Kara çok iyi yetişmiş bir devlet adamıdır. Erzincan’ın sıcağını da, soğuğunu da onun kişiliğinde bulursunuz. Yanlışlara karşı bir kale gibi, düzgün işlere karşı bir sel gibi olur… Ama en sevdiğim özelliği “hayır, kral çıplak” diyebilmesidir.

Devletin valisi sıfatıyla katıldığı böyle bir törende “kral çıplak” diyebilmek Valilik sıfatını yeni almış kaç Vali’nin harcıdır? Ama ülkenin de böyle Valilere ihtiyacı vardır… Sayın Kara’nın başarılı bürokrasi ve teftiş hayatıyla geldiği Valilik görevinde yeni hizmetlere imza atacağı aşikardır. Ama “kral çıplak” diyebilen yapısı nedeniyle önümüzdeki yıllarda adından bahsettireceği de bir gerçektir…

Fatih BAYHAN- Haber7
bayhanfatih@mynet.com