BBP Genel Merkezine cevabımdır!
- GİRİŞ12.08.2009 13:42
- GÜNCELLEME12.08.2009 13:42
“BBP Muhsin Başkan’a Anıt Diker mi?” Başlıklı yazımız camiada büyük yankı uyandırdı. Gelen yorum, mail ve telefonları bir tarafa bırakıyorum. BBP Genel Başkan Yardımcısı Mete Gündoğdu aramış, Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Türk www.bbp.org.tr resmi sitesinde şahsıma ithafen bir cevabi yazı yazmış. Tüm yorumları, mailleri ve tabi ki cevabi yazıyı okudum. Gördüm ki, ne demek istediğimi anlayanda olmuş, “at gözlüğüyle” yazıyı okuyanda. Ama yazı yazan insanların kaderidir bu. Destekçide bulursunuz, hakaret edende. Ama ben, hakaret içeren o yazıları BBP camiasına mal etmeyecek kadar bu camiayı yakından tanıyorum. Bizide tanıyan artık tanıyor
***
Sorgulamaya çalıştığım nokta malum, “Neden kutsayarak seviyoruz?” Bunu “toplumun” tümüne ait bir tavır olduğunu özellikle belirtmiş ve bu “yanlışımızı” terk etmemiz gerektiğini belirtmiştim. Yani ortada bir yanlışlık var ve bu yanlışlık sadece BBP camiasına ait değil. Tüm siyasi parti, fikir, cemaat hareketlerine bakın; hepsi liderini kutsuyor.
Bir ilahiyat mezunu arkadaşımız da yorum yazmış; “Ben ilahiyatçıyım, BBP’nin Hasret Kurultayına katıldım, kutsama olmadı” diyor. Sevgili kardeşim, kutsama; ortaya bir “heykel” koyup karşısında tapınmak mıdır sadece?
Yazımıza en çok içerleyen BBP Genel Merkezi olmuş galiba, oysa öyle bir amacım yoktu. Genel sekreter Yardımcısı Ahmet Türk cevap yazmış. Peki Sayın Ahmet Türk ne diyor? “Neden Hasret Kurultayı?” yaptıklarını gerekçelendirmek için. Yazısından aktarıyorum; “Malum süreçte Büyük Birlik Partisi olarak olayın ikinci haftasında Türkiye’de sivil havacılık tarihinde “tabular” yıkabilecek düzeyde bilgi belge ve bulguya erişen bir araştırma komisyonu kurduk. Bu komisyon rahmetli liderimizin ve arkadaşlarının şehit olduğu kaza ile alakalı olarak, gerek ihmaller ve kasıtlarla dolu bilgi ve belgeleri, gerekse teknik ve istihbari malumatları bu ülkenin en tepesindeki erkten tutunda bağımsız mahkemelere kadar tüm kurumlara sundu. Lakin o günden bu güne kadar bağımsız mahkemelerimiz dışında, elde ettiğimiz belge ve bulgular ışığında ihmali bulunan kurumlara dair mevcut hükümet hiçbir idari soruşturma açmadı ve konu ile alakalı olarak gerekli müdahalelerde bulunmadı. İşte bu düşündürücü durumu toplum ve kamu vicdanı ile paylaşmak için bu“Hasret Kurultayı” organizasyonu yapıldı ”
***
Ahmet Bey, kamu vicdanı zaten Muhsin beyin kazasındaki soru işaretlerinin farkında değil mi? Hiç merak etmeyin, toplum her şeyin farkında. Size düşen bu farkındalığın üzerinden “yürümek mi” olmalı, yoksa bunu “güçlendirmek mi?”
Geleneksel hale geleceği daha şimdiden belli olan bu organizasyonu “ihmale vurgu yapmak” diye gerekçelendiriyorsunuz. Devletin; tüm kurumlarıyla gerekli soruşturmayı açmadığını ifade ediyorsunuz. Devlet, hükümet ne yaptı, neyi eksik yaptı bunun cevabını verecek makamda değilim. Ama biliyorsunuz TBMM Başkanvekili olan Muhsin bey’in Kayınbiraderi Nevzat Pakdil’in özel açıklamaları oldu. Kendiside konuyla başından sonuna kadar ilgilendi ve ilgisini de devam ettirdiğini biliyorum. Sayın Pakdil’in bu konudaki açıklamalarını “yakını” olduğu için daha bir önemsiyorum. Ancak buna rağmen “Suikastler Tarihi” adlı kitap çalışmam sürerken bu olayın meydana gelmiş olması dolayısıyla konuyla daha yakından ilgilendim ve bu ay sonu çıkacak kitabıma Muhsin Başkan’ın da suikaste kurban gittiğini belirten özel bir bölüm ilave ettim.
Hiçbir siyasetçiye nasip olmayacak derecede “mahsun bir ölüm” yaşadı Muhsin Bey. Cenaze namazı için Kocatepe’de toplanan binlerce insan arasında bulunan birisi olarak gördüm ki; “herkes orada ve dua ediyordu ”
Yani, “ihmal, suikast ihtimali” konusunda toplum zaten belli bir noktadadır. O halde “Hasret Buluşması” adlı bu organizasyon daha başından gerekçesini yitirmiyor mu?
***
Söylemek istediğimiz, “kutsamadan sevmeyi öğrenmemiz” gerektiğidir. Ve bu beklenti sadece BBP camiasının değil, toplumun tümüne ait bir beklentidir. Hizmet eden, neye hizmet ettiğini biliyorsa, hizmet edilende, hizmetin sahibi de onu görür, bilir, korur. O halde nedir bu aşırı sevgi, aşırı nefret
Sevgi Allah içinse, onu korumaya, ona sığınmaya devam edelim
Mesajım açıkça buydu
Siz farkında değil misiniz, Taceddin dergâhına defnedilmesine neden karşı çıkıldığının? Tamam, siyasi lideriniz olabilir, mezarına da saygı bekliyor olabilirsiniz. Ama Muhsin Başkan’a yakışan mezar, halkın mezarlığı olmalıydı. Ben işin Anıtlar Kuruluna uygunluğu, dergâh olması noktasında değilim. Mezarını bile halktan ayrı bir yere taşımayı “gerekli gören” o anlayışa isyan ediyorum.
İşte “kutsama” burada başlıyor
Tüm siyasi liderlere sesleniyorum; yaşarken “halk edebiyatı” yapıyorsunuz, halkın içindeyim diye “oy, destek” istiyorsunuz. Ancak öldüğünüzde “VIP mezara” gömülüyorsunuz. Kabrin VIP’i yoktur, amelinizle muamele görürsünüz.
Muhsin Başkan’ı Ankara Mezarlığına defnetseydiniz ne olurdu? Taceddin dergâhına defnedilince ne oldu? Oradaki mezar toprağı farklı mı?
(Zihni siyasi hezeyanlarla dolu bazı insanlar benim bu çağrımı sadece Muhsin bey için yaptığımı düşünmesin. Çağrım herkes içindir )
***
Ve gelelim Ahmet Türk beyin teklifine
Sayın Türk, belli ki Muhsin Başkan’ın kaza yerine ulaşamayan devlete yaptığım “ya o helikopterdeki Başbakan olsaydı?” başlıklı eleştiri yazımı da okumuşsunuz. O halde bu konudaki hassasiyetimi de öğrenmiş oldunuz. Bu nedenle; yazınızda, “Gerçekten Büyük Birlik Partisi ve Muhsin Yazıcıoğlu hakkında samimi iseniz, bizde sizi düşündürelim. Elde ettiğimiz bilgi ve bulgularımızı, şüphelerimizi, ihmalleri ve kasıtları, hükümet ve yetkililerin ellerinde imkân olduğu halde neleri yapmadıkları konusundaki bilgilerimizi sizinle paylaşalım. Sizde aynı duyarlılık ve hassasiyetle bu bilgileri köşenize ve düşüncelerinizi paylaşabildiğiniz diğer platformlara taşıyın. Buna cesaretiniz varsa “mahzun sevginin” “mahsun sevgi” olması için duyarlı bir insan olarak katkıda bulunun ” demişsiniz.
İşte size açık çek; “Eğer elinizde yeni; bilgi, belge, fotoğraf varsa hiç çekinmeyin lütfen ulaştırın. Kamuoyuna gerçekleri ulaştırmak konusunda bize engel olacak prangalarımız yoktur. Biz; gerçeğin kölesi, doğrunun dostu, hayrın yoldaşıyız. Bizi bilenler hep bu yolda olduğumuzu görecektir
***
Ve “camiayı tanımadığımı” ifade eden bazı okurlarıma, “Bir daha Muhsin Başkan’ın adını ağzına alma” diye tehdit yazısı gönderen, kendini de “Alperen” diye kodlayan dostuma mesajımdır. Camiayı bilirim, Muhsin Başkan’ın adını da, şanını da ağzıma alırım, kimseden icazet almam. Ancak siz, “alperen” adını kullanamayacak kadar “kaba” Alperen’in ne anlama geldiğini bilmeyecek kadar “bilgi yoksunu” görünüyorsunuz. Bir alperen küfür eder mi? Hakaret eder mi? Tehdit eder mi? Evet, lütfen bir daha Alperen adını ağzına alma, ya da Alperen’e yakışır gibi yaşa
Fatih Bayhan Haber 7
bayhanfatih@mynet.com
Yorumlar24
-
Ahmet Salih KAHRAMAN
16 yıl önce
Şikayet Et
artık rahmetliyi rahat bırakınız. Sn Muhsin Yazıcıoğlu Bey e Allah cc dan rahmet diliyoruz. Ama artık konuşulanlar çok sıktı. O koca kışta dünyanın en berbat helikopterine binerlerken ve o kışta o yollara gitmemeleri gerekirken gittiklerinden ve bindikleri helikopterin güvenli olup olmadığını binmeden araştırmadıkları için camianın hiç suçu yokmu ki ha bire kazayı farklı yönlere çekip duruyoruz. Komplo terilerini ne çok seviyoruz. Artık bırakın Allah ın cc takdirine razı olalım ve dillerimizi artık koruyalım ve sadece dua edelim.
Beğen
Cevapla
-
salih ateş
16 yıl önce
Şikayet Et
elinize dilinize sağlık. birkaç gündür yazılarinızı okuyorum. çok seviyeli bir tutum içinde olduğunuzu görüyorum. sizi tebrik edirim.
Beğen
Cevapla
-
Bülent Bozkurt
16 yıl önce
Şikayet Et
.... Keşke bizi rahatlatacak bu toprakların evladı bu millette hizmet eden bir başka lider daha olsa idi Muhsin Başkana hasretimiz bu kadar fazla olmasa idi Ermenileri ab israillin gönlünü almaya çalışanlar birazda milletine baksa idi
Beğen
Cevapla
-
hasan turan
16 yıl önce
Şikayet Et
yazarın kastettiği..... Rahmetliden bahsederken nedense hep şehit diyolar.Noldu dağda teröriste karşı kurşun sıkarken mi öldü?Yazarın kutsallaştırmaktan kastı bu...şimdi erdoğan,baykal ve bahçeli de ölünce şehit mi olucaklar?soruyorum...
Beğen
Cevapla
-
ALİ FUAT ÇELİK
16 yıl önce
Şikayet Et
Laf ola beri gele. Sayın Bayhan
Size son olarak söyleyeceğim, LAF OLA BERİ GELE türünden yazılar yazıp BBP üzerinden pirim yapmaya çalışmayın, yazacaksanızda lütfen sorumlu gazetecilik anlaşı ile biraz araştırma yapıp ne olmuş ne bitmiş, niyet nedir amaç nedir, ne için mücadele veriliyor, kimin adı nedirin araştırmasını yaparak doğru şeyler yazarsanız emin olun meşhur olma amacınıza daha çabuk erişirsiniz.
Beğen
Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle