Dilipak hakkını helal etse ne olurdu?

  • GİRİŞ22.08.2009 13:10
  • GÜNCELLEME22.08.2009 13:10

Günlerdir Türk basın ve hukuk tarihine geçecek bir olay yaşıyoruz. Kalemiyle hayatını kazanan bir gazeteci/yazar biriyle ilgili “Hakkımı helal Etmiyorum” diye yazı yazdığı için mahkemece “suçlu” bulunuyor ve “tazminata” mahkum ediliyor. Tazminatı ödeme gücü bulunmayan yazar’ın bu sefer evine haciz konuluyor…

Güven Erkaya’yla ilgili bir dava konusu dolayısıyla gelişen bu olayları kamuoyu birkaç gündür okuyor.

Herkesimden tepki var…

Bir gazetecinin evine el koymak nasıl bir mahkeme kararına dayanıyor? Hangi vicdanı titretmiyor…

Ancak bu olayda zihnimi oldukça kurcalayan birkaç ayrıntı vardı.

Hepsini Dilipak’a sordum…

Kendisi hakkındaki görüşlerimi yazılarımı takip edenler bilir. Sayın Dilipak’ı her zaman ayrı bir şahsiyet, kendine ait özellikleri bulunan; samimi bir insan olarak görüyorum.

Kendisi aslında etkili bir insan hakları aktivistidir. Yasaları, kanunları, hukukun açmazlarını en az bir avukat, hakim kadar iyi bilir.

Nasıl olur da böyle bir davada evini kaybedecek noktaya gelir anlam veremedim. Dilipak’tan aldığım cevap beni tam anlamıyla şoke etti…

Çünkü “adaletine” güvendiğimiz mahkeme, belki yarın her birimizinde başına gelebilecek bir şey yapıyor. Güven Erkaya’nın ailesinin açtığı davanın tebliğatı bir türlü Dilipak’a ulaştırılmıyor. Ve böylece itiraz süreleri de geçirilerek adeta kanuna karşı “hile” yapılıyor.

Peki bir mahkeme, hakkında dava açılan kişi veya vekili mahkemece konuşturulmadan, dinlenmeden nasıl olurda “gıyabi karar” verebilir?

Sayın Dilipak gibi; adı, adresi açık, telefonları herkesçe bilinen bir gazeteciye Devletin mahkemesi, polisi, postacısı nasıl olurda ulaşamaz?

Buna akıl erdirmek zor iş…

***

İşin diğer tarafı daha vahim…

Bir kişi, bir başka kişiye “hakkını helal etmek zorunda mıdır?”…

Bizde “hak” meselesi çok önemlidir. Cenazenin ardından Hocaefendi cemaate döner ve bunu sorar: “Mevtaya hakkınızı helal ediyor musunuz?... Üç defa tekrarla… Hani olaki kendinizde değilsinizdir… Peki birisi çıksa dese ki; “Hayır, ben hakkımı helal etmiyorum?” ne yapacağız?

O kişinin ailesi, yakını “hakkını helal etmediğini cemaat önünde açıklayan bu şahsı mahkemeye verip evine mi el koyacak? Yahut tazminat davası açıp parasını mı alacak?

Hukuk, hakkını arayanı mı? Yoksa hakkı gasbeden mi korur?

Ve bir gazetecinin evi bir paşa Ailesini mutlu eder mi?

Erkaya’nın ailesi acaba mutlu mudur? “Dilipak’ın evine el koyduk, bir ev sahibi daha olduk diye…”

Peki bu kararı verenler, aslında sızlattıkları vicdanın “kamu vicdanı” olduğunun farkında mıdır?

Bir insanın 30 yıl yazı yazarak kazandığı hayatından elde ettiği evine el koymak hangi aklın, hukukun, mantığın kabul edebileceği bir karardır söylermisiniz?

***

Mücadeleci bir hayat anlayışına sahip olan sayın Dilipak için böyle bir kararın kıymeti harbiyesi olduğunu sanmıyorum. Eşi ve çocukları da zaten onun yıllarca uğraştığı ve sayıları yüzü aşan davalardan dolayı artık mahkemelere, davalara, kararlara alışmış durumda

Ancak bu ailevi durum bile ortadaki çarpıklığı meşrulaştırmıyor.

Ve her birimiz içinde bu karar “emsal” teşkil edecek bir mahiyet kazanıyor. O zaman hangi basın hürriyetinden, özgürlüğünden bahsedeceğiz?

Serdar Arseven yazmış; “Adam Başbakan’a hakaret ediyor, beraat ediyor. Sayın Dilipak “hakkımı helal etmiyorum” dediği için evine el konuluyor. Bu nasıl bir hukuk anlayışıdır, diye…

İsyan ediyor… haksız mı?

Yarın aynı durum başka gazetecilerinde, bizimde başımıza gelse ne olacak?

***

Bu olaya inanın çok üzüldük ama üzülenin sadece bizler olmadığımızı da gördük…
En başta bu haksız duruma karşı binlerce insan bir araya gelip, tepkilerini dile getirmiş ve bir de site kurmuş, “Biz de hakkımızı helal etmiyoruz” diye haykırmışlar…

Ama iş burada kalmıyor…

Türk basınının en güçlü kalemleri, yazarları, yönetmenleri Dilipak’ın maruz kaldığı duruma açıkça isyan etmiş…

Bunlar sevindirici…

Dün görüştüğüm Dilipak’a bu gelişmeleri konuşup yeni bir soru sordum. Dedim ki, “Be ağabey, hakkını helal etseydin ne olurdu?..." Dilipak, her zamanki hazır cevaplılığıyla konuştu; “etmeyince ne olduğunu gördüm, bu durumdan da memnunum. Hala hakkımı helal etmiyorum” dedi…

Öyle ya, Galille’yi idama götürmüşler; “Dünya dönüyor” dediği için… Son sözünü sormuşlar. O da; “Beni idam etseniz de dünya dönmeye devam edecek” demiş…

Dilipak’ta da aynı kararlılık var… Davayı taşımış AİHM’e…

***

Garip olan şu ki, önceki gün cenaze namazında hoca dönüp;”hakkınızı helal ediyor musunuz?" diye üç defa sorunca Dilipak’ın cevabı ve aldığı ceza aklıma geldi. Bu yüzden sesimi çıkartmadım… Ee artık ev almak kolaylaştı, ev mi lazım; “Hakkını helal edip etmediğini sor, etmiyorsa görür cezasını…”  ver mahkemeye al evini…

***

Her şeye rağmen dik duruşuyla, sükuneti ve sabrıyla Dilipak hala emsal…
Böyle birisine de geçmiş olsun mu demek lazım, yoksa hayırlı olsun mu? Bilmiyorum inanın….

Fatih Bayhan - Haber 7
bayhanfatih@mynet.com

Yorumlar13

  • bilal aykun 16 yıl önce Şikayet Et
    öbür taraf. laik bi ülkede helal haramda neymiş bırakın bunları bakın sayın yargıçlar laiklik böyle korunmaz sizler etönün dalkavugu degilmisiniz aslında dilipakı asmalı idiniz öyleya yaşasın üçüncü dünya hukuku utanın eger utanmanız varsa
    Cevapla
  • mehmet tokat 16 yıl önce Şikayet Et
    Doğan medya yazarlarına yapılabilir miydi bu?. herkes vicdanlıdır buna net cevap verilir tahminim. türkiyede olayların perde arkasında kim var hemen anlaşılır aslında. yeterki dikkatli bakılsın. basın özgürlüğü feryatları atanlar şimdi düğün dernek eğleniyorlar. niye? çünkü karşıt görüşlü bir yazara ceza verildi, onların hoşuna gitmeyen şeyler söylendi çünkü..
    Cevapla
  • RASİM PARLAK 16 yıl önce Şikayet Et
    TEK TARAFLI HUKUK. Başbakana hakaret edilir basın özgürlüğü olur.Hakkını helal etmessin elindeki alınır.Naıl bir Dünya nasıl bir hukuk düzeni.Böyle cesur yazarlar olmazsa hayatın bazı gerçeklerini göçremeyeceğiz. Umarım bu yanlış karar ters teper.Abdurrahman bey burda bir daire kaptırdı,inş.öbür dünyada saraylar kazanır.Önemli olanda orası zaten gerisi boş.
    Cevapla
  • elif altay 16 yıl önce Şikayet Et
    sabit beyefendiye... abdurrahman dilipak gibi kalemini imanına şahit tutmuş.imanının bedelini ödemiş ve ödemekte olan bi şahsiyete nasıl tatlısu müslümanlığı yakıştırması yapabilirsiniz?hakkımı helal etmiyorum demek te bir tavır ortaya koymaktır üstadın ödediği bedele bakılırsa can yakıcı bir tavır da olmuş olmalı.:)
    Cevapla
  • abdullah birisi 16 yıl önce Şikayet Et
    yeter!! yemin ederim. E vallahi bunu değil Dilipak'a Ariel Şaron'a yapsalar zoruma gider. Sırf bu yazıya yorum yapabilmek için ve yeter diyebilmek için üye oldum. Utanma kalmamış yaw. Bu ülkede hukuk vardır diyenler kuyruğun peşine takılmış gidiyor. UTANIYORUM!!! Biliyorum işe yaramaz ama DİLİPAK AMCA; benim adıma karar veren(millet adına) mahkeme adına senden özür diliyorum
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat