2050'de Türkiye haritası böyle olacak!
- GİRİŞ09.09.2011 11:32
- GÜNCELLEME09.09.2011 11:32
Yemen türküsünü dinledim dün akşam, her akşam dinlediğim gibi…
İçimi kaplayan hüzne körükle giden bir türkü. İçim acıdıkça alevleniyorum nedense. İçim yandıkça uykusuz gecelerim başlıyor, içim tutuştukça apansız bir gayrete düşüyor hislerim. Önce hayallerimizi yıktılar aslında. Hayallerimiz gittiğinde, bizde gittik. Rüyalarımızı bozdular bizim, kabuslar görmeye başladığımızda anladık işin işten geçtiğini.
Ülkemin çocukları şimdilerde okullu oldu, Edirne-Kars çizgisindeki Türkiye haritalarıyla büyüdü. Dünya atlasında Amerika’nın ne kadar büyük, Rusya’nın ne denli geniş topraklar üzerinde kurulduğuna şahit oldu. Son yüzyıldır hiç kimse ona aslında bu toprakların birkaç misli topraklara hakim olduğunu, bayrağının dalgalandığını söylemedi. İdeolojisizleştirmek adına, gençlik kendi geçmişinden soyutlandırıldı.
Evet, izlediğim her mehter konseri ağlatıyor bu yüzden.
Cenk meydanının kahramanlık destanını yazdıran enerjisini konser salonlarına hapsettiğimizden beri eriyoruz. Mehter her vurduğunda dağlanıyor yüreğim, “Tarihi çevir nal sesi kısrak sesi bunlar” dedikçe mehteran, zılgıtlar birbirine her deydiğinde ağıda dönüşüyor içimdeki ezik benliğim.
***
Şimdi kaçınız okur bu yazıyı da ağıdıma ortak olur bilmem. Ama ben sizi yinede ağıt yakmaya çağırmıyorum. Sizden istediğim tek şey hayal kurmanız. Çünkü önce hayallerimizi yıkmışlardı, bizde önce hayallerimizi kaldırarak işe başlamalıyız.
Hayal kurun diyorum ama, zaten hayallerimizi kuruyoruz ; Bir evim olsun,; 3 oda bir salon. Salonu geniş olsun, balkonu büyük, çatısı akmasın, yüksekte olsun evim. Mutfağı geniş olsunki sabah çayımı rahat içeyim, balkonunda cumbalı koltuklarım olsun. Yatak odası mühim, birde ebeveyn banyosu odlumu deyme keyfime… Bak eğer kapımda da son modelinden bir arabam olursa, eh dünyada işimiz tamamdır. Zaten aylıklı bir işim var, aman kimsenin de işine karışacak halim yok. İşte böyle geçinir gider, çocukları da özel okula verdimi derdim biter…
Bazılarının hoşuna gitmeyecek ama, işte hayallerimizle oynanınca bu hale dönüştük…
Oysa size davetim bu değil.
Hayaller kurmalıyız insanlık üzerine, kardeşlik üzerine, fetihler üzerine, haritalar üzerine, güç üzerine…
Hayallerden başlamalıyız işe; sevdamızın yürek yürek kuşanacağına inanmalıyız bir gün…
Bir gün diye başlayan sözler kurmalıyız, bir gün var ya…
Bir gün… işte o gün geldiğinde bayraklar çekilecek, insanlığın karanlık yüzyılı son bulacak ve aydınlık her yanımızı saracak, diye bitirmeliyiz cümleleri…
Daha küçük bir çocukken Babamla oynadığımız oyunları unutamıyorum. Belki o oyunlardır bugün diri tutan. Babamın kütüphanesinde büyükçe bir dünya haritası ve yanında Osmanlı haritası vardı. Biz isim/şehir/hayvan oyununda öğrendik şehir denildiğinde 81 vilayetin dışında şehirler yazmayı. Ve o harita hep duvarımızda asılı kaldı.
Küçücük bir teybi vardı babamın ve birde mehter kasedi. Ellerimden tutar, boynuna alır, birlikte “ceddin deden, neslin babanı” söylerdik…
Size çocukluğumu anlatacak değilim, ama ufuk çizgimizin çocukken çizildiğini anlatmaya çalışıyorum. Bu yüzden çocuklarınızın okul kitaplarındaki Edirne’den Kars’a Türkiye haritalarını yırtın atın. Oraya Dünya haritasını yapıştırın, Osmanlı haritasını koyun. Ve ona, “Bir zamanlar…” diye anlatın geçmişini… Sözü “Bir gün yeniden bu topraklarda olacağız…” diye bitirin…
***
Zamanın ruhu bize bu fırsatı sunacak…
İnanıyorum, çünkü hayallerim var…
Önce siz hayallerinizi tamir edin, sonra çocuklarınızın hayallerini kurun…
Ona iyi bir eğitim almasının sadece yüksek maaş alıp en iyi arabaya binmek, en iyi evde oturmak için değil, bu topraklara en büyük hizmeti vermek için bir şart olduğunu anlatın.
Oyunlar oynayın onunla, büyük idealler yüklensin…
Şarkılar söyleyin, türküler mırıldanın; bir çizgisi olsun…
***
Yıl 2050…
* Amerika, İslam dünyasıyla savaşı göze alamaz. Bu yüzden Türkiye ile müttefik olarak ilişkilerini sürdürmek isteyecek. Türkiye’nin Japonya ile uzay ve yıldız savaşlarında ittifak yapmaması için strateji geliştirecek.
* Japonlar Çin ve Asya’daki diğer alanları ele geçirecek fakat Türkiye’den daha az saldırgan olacaktır.
* Türkiye ABD işgalini Polonya bloğuyla uğraşmak ve bölgede kendini belirleyici bir unsur olarak yapmak için bir şans olarak görecektir. Polonya bloğunu devre dışı bırakmak Türkiye’ye her yerde at oynatma imkanı verecektir. Bu nedenle gücünü Rusya ve Kuzey Afrika’da boşa harcamaktansa, Türkler Bosna’dan Balkanlara doğru kuzeye saldıracaktır.
* Türkiye’nin ana hedefi Polonya bloğunu bir felakete çekmek olacaktır. ABD ile savaştan farklı olarak, zırhlı asker, robotik lojistik ve silah platformları, hassas batarya olarak kullanılacak hazır ve nazır hipersonik uçaklar gibi birleşik bir ordu operasyonu olarak planı yürütecektir.
*Türkler Bosna’dan Hırvatistan topraklarına, kuzeye doğru Macaristan’a saldıracaktır. Burası açık ve düz bir alandır ve doğal bariyerlerden yoksun bir yerdir.
* Macaristan işgal edilecek ve Polonya tecrid edilecektir. Böylelikle Türkiye güneyden bir güç haline gelecek.
* Türkler Hırvatistan topraklarına ilerlerken Türkler durdurmak için Polonyalılar Amerikan desteği isteyecek fakat ABD’nin elinde onlara verecek bir hava gücü olmayacaktır. Sonuçta Türkler birkaç hafta içinde Macaristan’ı alacak ve sonrada Kartaptalara uzanacaktır. Romanyalılar ateşkes isteyecek, Polonya sınırı ve Ukrayna yani güneydoğu Avrupa Türklerin elinde olacak ve geri kalan bölge Polonya olacaktır.
…
Bir hayal şimdilik bu, ama bu hayalin sahibi Amerika… Bizim kurmayı unuttuğumuz hayali onlar kuruyor ve 2050’de bölgenin ve dünyanın yeni güçlerinin, aktörlerinin kim olacağına dair öngörülerde bulunuyorlar. Buna göre Türkiye gelecek on yılın ve gelecek 50 yılın en önemli aktörüdür. Yukarıdaki satırlar Amerika stratejisti George Freedman’a ait. Ve o bu yıllarda Türkiye’nin bölgesel gücünü anlatmak içinde bir harita yayınlıyor. Haritaya dikkatle bakın ve hayal kurun…
“Eğer bir şey konuşuluyorsa, olacağına delildir”
Fatih Bayhan – haber 7
bayhan.f@gmail.com
Yorumlar13