Mimar Sinan'dan Adanalı şaşkın Sinan'a
- GİRİŞ26.07.2012 09:07
- GÜNCELLEME26.07.2012 09:07
Buradaki virgül inceliğini de kafanıza göre ayarlarsınız...
Ben bugün mimarlara taktım ya! Hangi mimara sorsam "Mimar Sinan" olacağım diyor, her Mimar'ın bir Mimar Sinan olma hayali vardır... Bazı uyanıklar şimdi yeni öğrenmiş "Mimar Sinan'ı aşacağız abi" diyor...
İyi güzel aşın tabi... Oysa koca İmparatorluk tarihinde bir tek Mimar Sinan yoktu.
Aynı dönemde Mehmed Çavuş, Kara Mustafa, Zeynizade, Cemaleddin, Todoros, Musluhiddin, Sefer, Kalender, Yahya, Ferhad Çavuş, İbrahim Bey, Mehmed bin Zeynelabidin, Mimarbaşı Alaaddin, Ali Neccar, Mimar Mahmud, Mimar Bali, Mimar Hüdaverdi, Mimar Süleyman, Mimar Şeyhi, Mimar derviş Ali, Mimar Yusuf, Ali Eflak, Mimar Hayrettin, Rüstem, Selman, Yusuf var... Hatta Rum, Ermeni kökenli Mimarlarımız var. Mimar Yorgi, Agusto, Yorgi Bikar gibi...
Sadece o dönemde İstanbul'da 119 kayıtlı Mimar görünüyor. Koca imparatorluğun her şehrinde de Mimarbaşları var. Mesela bir Musa Usta adlı Mimarımız var. Hindistan'a damgasını vurmuş...
Mimar Sinan'ın kalfalarından... Hindistan yöneticileri Osmanlı'dan mimar isteyince, Kanuni Hindistan'a onu gönderiyor. Musa Usta, Hindistan limanlarında Anadolu üslubunda büyük binalar inşa ediyor... Tarihe kayıt düşülmüş... Adını anan var mı? Yok... Adını bilen var mı? Yok... Kimse Mimar Musa Usta olacağım da demiyor...
***
Peki, bunca mimarımıza rağmen Sinan'ın adı öne çıkıyor, onu da anlıyorum...
Mimar Sinan olsalar gam yemeyeceğim... "şaşkın Sinan" olunca Koca Sinan'ın adını da lekeliyorlar... Adam yapmış eserini 1500'lerde Japon gelmiş 2010'da eserini inceliyor. Ayaklarını iki seksen uzatmış kıbleye karşı, dikmiş gözlerini kubbesine bakıyor Selimiye'nin...
Japon trans vaziyette, gözlerini kubbeden ayırmadan sayıklıyor: "Bu imkânsız. Ben yılların mühendisiyim. Bu kubbe var olamaz. Hayal görüyorum. Bu kubbenin orada o şekilde durması fizik ve matematik kurallarına aykırı. Bu imkânsız, orada hiçbir şey yok, orada hiçbir şey yok..."
Japonlar bu yüzyılın mimari dehaları sayılıyor, ama Mimar Sinan'ın dehasına şaşkın şaşkın bakıyor...
Japon çözemiyor oradaki matematiği ama Sinan, Camii'nin kubbesini o genişliğe oturtmak için 13 bilinmeyenli bir denklemi matematiğin bilinen 4 ana işleminden farklı beşinci bir işlem bularak çözüyor... minarelerin şerefelerine çıkanların yolda birbirlerini görmemeleri ise büyük bir dehanın ürünü.
***
Usta, devşirme olmasına rağmen İslam mimarisinin en güzel eserlerine imzasını atmış...99 yaşına kadar;92 camii, 52 mescit, 55 medrese, 7 darül-kurra, 22 türbe, 17 imaret, 3 darüşşifa (hastane), 5 su yolu, 8 köprü, 20 kervansaray, 36 saray, 8 mahzen ve 48 de hamam olmak üzere 375 eser vermiş.
Yaptığı eserlerin ne matematiği, ne fiziki çözülebilmiş değil.
Devrin şartlarını da göz önüne alırsak nasıl bir zekayla karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz...
Günümüzün çakma Sinan'ları ne yapıyor peki?
Dün ajansa düştü haberi... Adana'da yirmi bin kişilik Sabancı Merkez camisi 1998 yılında hizmete açıldı.
Caminin iddiası büyüktü... Türkiye' nin en büyük camisi...Ortadoğu'nun en büyük 4. camisi... 9 fil ayağı üzerine oturuyor. Klasik Osmanlı mimarisi tarzında yapılmış. Genel görünüm olarak Sultan Ahmet Camisi' ne, plan ve iç mekan olarak Selimiye Camisi' ne benzer. Bu nedenle Sabancı Merkez Camisi için "Selimiye'nin eşi, Sultan Ahmet'in kardeşi, Kocatepe'nin çağdaşı." Deniliyor...
Camimizin mimarı Necip Dinç adlı birisi...
Araştırdım, bu camiden sonra hem şöhreti artmış, hemde yeni cami projelerine davet almış, verdiği röportajlarında da "Mimar Sinan'ın Modernisti" diye güzel sözler söylenmiş...
Sevgili Mimarımıza şöhret kazandıran bu camiyle ilgili dün Adana Müftüsü açıklama yaptı...
"Cami'nin havalandırması yok. Adanalı yaz sıcağından dolayı camiye gelmiyor... Teravih namazını 200 kişiyle kılıyoruz..."
Haydaaa!
Modern Mimar Sinan'ımız, Adana gibi sıcak bir memlekette yirmibin kişilik cami yapmasına rağmen havalandırmasını yapmıyor... Oysa örnek aldığı cami havalandırma sistemiyle de muhteşem bir deha...
Adana'ya cami yap, hemde havalandırmasıyla şöhret bulan bir eseri kopye et, ama havalandırmasını yapma... Peki havalandırmasını neden yapmamış?
Adana müftüsünün yanına oturup şöyle anlatıyor "Modern Mimar Sinan'ımız(!):"O dönemde imkânsızlıklar içerisinde yöneticilerden birisi 'Benim bir arkadaşım var, yeni bir sistem çıkmış, Seyhan Nehri'nden suyu zerrecikler halinde yoğunlaştırıp cami içerisine püskürtürüz' dedi. Bu bir kurtuluş reçetesi gibi göründü. İleride yaparız diye maalesef bıraktığımız bütün kanallar doldurularak projeler iptal edildi"
Bre Şaşkın Sinan...
Mimar Sinan 1500'lerde havalandırma sistemi kuruyor da sen 1998'de mi imkan bulamıyorsun!
Özrün kabahatinden büyük...
Haydi şimdi tamamla bakalım bu eksiğini de mimarlığını göster...
Koca Mimar Sinan bunca büyüklüğüne ve resmi ünvanı "Serr-u Mimaran-ı Hassa" (Padişahlık Mimarları başı) olmasına rağmen kendisinden hep "El-Fakir Sinan" diye bahseder, mütevazilik yapardı. Sen onun eserinin kopyasını dahi eksik yapıyorsun, ama sesin Mimar Sinan'dan çok çıkıyor, utanmadan da "Modern Mimar Sinan'ım diye ortalıkta gezip ucuz şöhret yapıyorsun.
Ya Mimarlığı bırak, Mimar Sinan'dan ve meslekten özür dile, yahut mimarlığını göster, yaptığın bu eserin havalandırmasını çöz!
www.fatihbayhan.com.tr
bayhan.f@gmail.com
Yorumlar18