Her şeyi Türk, adı İngiliz!

  • GİRİŞ31.07.2012 09:25
  • GÜNCELLEME31.07.2012 09:25

Bizim mühendislerin her başarısı beni heyecanlandırır.

İşçinizde vatana dair hisler besliyorsanız, vatanın adının geçtiği her başarı sizi alıp götürür.

Benimkisi de öyle bir şey işte…

Bizimkiler bir yat inşa etmişler…

Haberler şöyle; “Yat değil saray”

Abartmakta üstümüze yoktur ama, haberi yapan muhabiri de saran bir sevinç hali sarıyor hemen…

Adı yat, ama içi saray gibi.

Mimarı kim?

Bir Türk mühendis…

Vay anasını sayın seyirciler…

Nasıl yapmışız saray yavrusunu…

Antalya Serbest Bölge'de yüzde yüz Türk mühendis ve işçisinin el emeğiyle…

 18 ayda ve 150 personel ile tamamlanan ultra lüks yat;47 metreuzunluğunda ve 16 deniz mili hızında gidebiliyor. Okyanusları aşabilecek kapasitede üretilen, 9 personel ile 10 kişilik konaklama kapasitesine sahip olan yatın dizaynını ve yapımını tamamen Türk mühendis ve işçileri yaptı.

Avrupa’da tamamı kompozit olan bu boyda bir tekne yok…

Bizim yetkililer hemen açıklamayı yapmış; “Bu bizim ve Türkiye’nin başarısıdır. Bu boyda bir tekne yatığımız için guruluyuz.47 metre300 ton ağırlığında, 17 knot hız yapıyor.

RINA ve MCA sertifikalarına sahip, saunadan, sinema spor salonlarına kadar her şey var. Bu yat Türk’ün başarısıdır. Avrupa’da başka tersanelerde bu yapıda bu boy bu işçilikte bir yat göremezsiniz, diyor.

***

Yatçılık sektöründe bu haklı gururu önemserim…

Türk denizciliğinin her şeye rağmen iyi yolda ilerlediğini görmek benide mutlu ediyor…

Bir yatım olmadı ama, yat üzerinde denizi, koyu turlamışlığım vardır…

Henüz bizdeki yat kültürü, deniz kültürüyle paralel değil…

Bir gün denizlerimizi altındaki ve üstündekilerle birlikte keşfetmeyi öğrendiğimizde yatın, kayığın, geminin ne denli önemli olduğunu da anlayacağız…

İyi her şey güzel…

Muhteşem bir iş yapmışız…

Hemde daha sahile indiği gün İngiliz işadamına 15 milyon Euro’ya satmışız…

Peki tamamı yerli malzemeyle üretilen, mühendislerinin dahi Türk olduğu bu yatın adını ne koymuşuz?

“Orient Star’… “Doğu yıldızı”…

Her şeyiyle yerli, Türk… peki adı neden İngiliz…?

Nedir bu ezik durum?

Bir yatı yapabileceğimizi bize gösteren, yaptığı yat ile daha denize girmeden ödül alan mühendisler, firma sahipleri neden ezik bir ruh hali içindeler anlamıyorum…

Her şeyi yabancı olsaydı da adı Türk olsaydı daha “bizden” görür, sahiplenebilirdik…

Ama kullandığınız her malzeme yerli, mühendisleri Türk olan yat’ın adı Türk değil…

Buna engel olan ruh haline isyan ediyorum…

Bugüne kadar yapılamayanı yapacak irademiz var ama, onu adlandıracak cesaretimiz yok…

Oysa asıl olan adlandırmalar değil mi?

Onu kalıcı kılacak, denizlerde, limanlarda varlığını ayakta tutacak olan ne?

Elbette yat’a verilen ad…

Bir çocuk gibi…

Anne Türk baba Türk…

Çocuğun adı justinyen…

Bu işte sizce de bir ezik ruh hali yok mu?

Haydi gelin asıl bu ezik ruh halinden kurtuluş için “Üretim bizim, adı da bizden olsun” diye kampanyalar açalım…

Türk tezgahında üretilen mamulün adını da Türk’e ait adlandırmalarla kayda geçirelim…

Asıl başarı bu alanda kazanılmalı…

Fatih Bayhan - Haber7

www.fatihbayhan.com.tr

bayhan.f@gmail.com

Yorumlar1

  • musa harun 11 yıl önce Şikayet Et
    gemi adı. tersane sektöründe çalışanlar bilir. gemiye inşa aşamasında sadece proje numarası verilir, isim konmaz. geminin adını satın alan koyar, gemiyi alan da ingiliz olduğuna göre, ingilizce isim koyması da normal değil mi? adam 15 milyon vermiş biz isim koysun artık :) yazı yazmış olmak için yazmışsınız sanki
    Cevapla Toplam 6 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat