Süveyda düğümü: Tel Aviv gölgesi, Ankara anahtarı
- GİRİŞ20.07.2025 09:20
- GÜNCELLEME21.07.2025 09:17
Olması bekleniyordu, sürpriz değil…
Dürzilerin çoğunlukta olduğu Suriye'nin güney vilayetinde, Cumhurbaşkanı Ahmed el-Şara'a liderliğindeki makamlar, hedeflerine yönelik süregelen muhalefeti bir süredir artan bir endişeyle takip ediyorlardı…
Ta ki Bedevi Arap aşiretleri ile Dürzi silahlı gruplar arasında başlayan kıvılcımın Süveyda ilinde alev aldığı 13 Temmuz’a kadar…
Süveyda’da uzun süredir sabırla yürütülen devlet politikalarına karşı, Dürzi silahlı unsurların ve dış destekli söylemlerin gölgesinde yavaş yavaş bir başkaldırı yükseldi:
Şam, güneydeki tüm silahlı grupların Savunma Bakanlığı çatısı altında birleştirilmesi meselesini gündeme getirirken Dürzi din adamı Şeyh Hikmet el Hicri Süveyda'da “adem-i merkeziyetçi bir sistem” çağrısında bulunacaktı…
Kısa bir süre sonra El Hicri, Dürzilerin Şam'la iletişim halinde olduğunu ancak Şam'ın genel siyasi kontrolünü kabul etmekte ayak dirediklerini açıklayacaktı…
El-Hicri liderliğindeki Dürziler, Suriye’nin birliğini ve bütünlüğünü doğrudan tehdit eden bir çizgide ilerliyordu…
Nitekim Şara’nın zafer konferansına davet edilen Dürzi gruplardan biri hariç hepsi etkinliği boykot etmiş; mesaj hikâyenin henüz başında verilmişti…
Peki şimdi ne olacak?
Ateşkesin kalıcılığı Dürzi liderler ile Arap aşiretlerinin tutumuna bağlı olarak değişiklik gösterecek…
Fakat Dürzi din adamı Şeyh Hikmet el Hicri'nin ilk açıklamalarında ateşkesi desteklerken kısa süre sonra dilinin şiddet söylemlerine evrilmesi tansiyonun düşemeyeceği sinyalini veriyor…
Öte yandan Tel Aviv yönetiminin Dürzileri bahane ederek Şam’ı doğrudan hedef alması Şam nazarında İsrail’in Suriye’nin iç işlerine müdahalesi olarak görülmekte ki bu durum İsrail-Suriye arasındaki bölgesel gerilimi tırmandırma potansiyeline sahip…
Ayrıca bölgeye giriş çıkışların yasaklanması da Süveyda’da insani krize neden olabilir. Bu kapsamda Gazze’de insani yardım kılıfıyla ölüm tuzakları kuran Tel Aviv’in Süveyda’da insani yardım faaliyetleri yürüteceği de İsrail yönetimince duyurulmuştu…
Kısa vadeli senaryolar bu şekilde, uzun ve orta vadeli senaryolar ise mezhepsel gerilimler, silahsızlanma politikaları ve bölgesel aktörlerin rolü olmak üzere 3 ayak üzerine inşa edilebilir…
Çatışma hali bölgede zaten var olan mezhepsel gerilimleri daha da körükleyebilir…
Şam yönetiminin bölgedeki birincil hedefi olan silahlı grupların silahsızlandırılması politikasına Dürzilerin ayak diremesi bilhassa el Hicri’nin küresel aktörlerden aldığı destekle merkezi otoritenin bölgede kontrolünü zorlaştırabilir…
Bu kapsamda Türkiye’nin arabuluculuk faaliyetleri ile uluslararası arenada oynadığı kilit rol tansiyonun düşmesi noktasında ciddi bir öneme sahip…
Nitekim yalnızca etnik ve mezhepsel kırılmaların değil, aynı zamanda bölgesel hesaplaşmaların da sahnesine dönüşmüş durumda olan Süveyda’da , Türkiye'nin taraflar arasında kuracağı denge yalnızca geçici bir sükûneti değil, Suriye'nin gelecekteki siyasi mimarisini de belirleyecektir…
Fatih Yoncalık / Haber7
Yorumlar4