Alaska zirvesi ya da hazırlıksız diplomasinin anatomisi!
- GİRİŞ24.08.2025 09:24
- GÜNCELLEME25.08.2025 09:56
Dünya geçtiğimiz haftalarda gözünü Alaska’ya çevirmiş; zirveden çıkacak sonuç için kulak kesilmişti…
İkinci raunt Beyaz Saray’daki meşhur Oval Ofis’te gerçekleşti…
Her ne kadar görüşme sonrası taraflardan radikal açıklamalar gelse de hala Alaska’dan somut bir çıktı alınabilmiş değil…
Yani Alaska Zirvesinin amaçları, yürütülmesi ve sonucu konusunda kafanız karışıksa, muhtemelen yalnız değilsiniz…
Zira bu tip mühim toplantılar ‘zirve diplomasisi’ kapsamında ciddi ön hazırlıklar gerektiren görüşmelerken; Alaska Zirvesi, diplomasi kurallarının çoğunu ihlal etti…
Belki de Donald Trump’ın hatası barışı aceleye getirmek oldu…
Nasıl mı?
Birincisi toplantı son dakikaydı…
Uzun süredir uygulanan protokoller göz ardı ediliyor gibiydi…
Dahası zirvenin alelacele sona ermesini takip eden günlerde yaşanan gelişmelere ilişkin açıklamalar çelişkiliydi…
İkincisi taraflar, barış masasına oturmak istemiyor gibilerdi…
Görünüşe göre ikisi de henüz hazır değildi…
Üçüncüsü süreç kusurluydu…
Biraz daha açık konuşmak gerekirse ne Dışişleri Bakanları düzeyinde ne de müzakere heyetleri düzeyinde temeli sağlamlaştırılmış öncü teknik görüşmelere yer verilmemişti…
Hülasa ödeve önceden yeterince iyi hazırlanılmamıştı…
*
Fakat Alaska Zirvesi eğer bir öncü görüşme ise durum başka bir hal alabilir…
Nitekim buna ilişkin sinyaller de mevcut;
Alaska zirvesine birkaç gün kala Beyaz Saray’dan gelen “Umarım ateşkes sağlanır ve birkaç hafta içinde ikinci bir görüşme başlar, gerçek görüşmeler bu şekilde olur” temennisi muhtemel bir ikinci zirveyi haber veriyor olabilir diyorduk…
Kritik görüşmenin üzerinden geçen beşinci günde Beyaz Saray’dan yeni bir açıklaması geldi;
Açıklama şöyleydi:
“Putin barış sürecinin bir sonraki aşamasını başlatmayı, yani Başkan Zelenskiy ile görüşmeyi kabul etti. Gerekirse bunun ardından Başkan Putin, Başkan Zelenskiy ve Başkan Trump arasında üçlü bir toplantı gerçekleştirilecek.”
*
Fakat görüşmelerde üçüncü raunda giderken hala cevaplanmayan tonla soru işareti mevcut:
Nitekim son haftanın satır aralarını okuduğumuzda, birkaç sorun daha göze çarpıyordu…
Öncelikle, Moskova ateşkes yerine kalıcı barış görüşmelerinde oldukça ısrarlıyken Kiev ateşkes müzakerelerinden yana…
Ne Ukrayna ateşkes istiyor ne de Avrupalı müttefikleri... Neden mi?
Ateşkes yapıldığında, normal şartlarda savaşan taraflar, ordularının şu anda elinde bulundurduğu toprakları elinde tutmaya devam eder. Bu anlaşmanın bir parçasıdır….
60 veya 90 günlük bir ateşkes yapıp, herkesin dört yıl önceki konumuna geri çekilmesi gerektiğini söyleyemezsiniz…
Ancak Putin'in istediği kalıcı barış planına geçerseniz, herkesin geri çekileceğine karar vermek zorunda kalırsınız, değil mi?
Belki de asıl mesele bu…
Yani, Putin'in 2014 ve 2022'de askerlerinin ele geçirdiği bazı toprakları elinde tutmakta ısrarcı olduğu açık.
Bu da elbette Ukraynalılar için kabul edilemez bir durum…
Ve görüldüğü üzere yine bir muamma ile karşı karşıyayız!
Taraflar kendi çizgilerinden ödün vermedikçe de bu sorun çözüleceğe benzemiyor…
Diyeceğim o ki; Bu pilav daha çok su kaldırır…
Fatih Yoncalık / Haber7
Yorumlar9