“Bizler, insan onuru ve şiddet içermeyen eylemin gücüne inanan sıradan insanlardan oluşan bir koalisyonuz” diyerek başlıyorlar…

İçlerinde aktivistler de var avukatlar da…

İnsani yardım çalışanları, sanatçılar, denizciler, doktorlar…

Köhnemiş sistemin paslanmış prosedürlerine inat “biziz” diyorlar…

İnsanlığın vicdanı biziz…

Ses çıkaranlar, kıyam edenler biziz, soykırımcı İsrail mezalimine…

Ve adını Sumud koyuyorlar…

Sumud…İsmi ile müsemma! 

"Kararlılık" veya "sarsılmaz azim" anlamlarına geliyor

İlk kez 1967'deki Altı Gün Savaşı'nın ardından Filistinlilerin, her ne pahasına olursa olsun sebat ve kararlılıkla topraklarında kalma mücadelesi olarak çıktı ortaya…

Sonra felsefelerine girdi…

Basına, şiire, romana müziğe; direnişin kültürel bir devamlılığa dönüşmesinde yer etti. Daha sonra bir filoya verildi bu isim…

KIYIYA VURMADILAR AMA KALBE ULAŞTILAR

Takvimler 2008 yılını gösteriyordu…

İsrail'in Lübnan savaşı sırasında aktivistler tarafından kurulan Özgür Gazze Hareketi'ne bağlı iki bot Gazze'ye başarıyla ulaşarak, İsrail'in deniz ablukasının ilk kez delinmesini sağlayacaktı…

2008-2016 yılları arasında 31 bot denize indirmiş; bunlardan beşi, İsrail'in ağır kısıtlamalarına rağmen Gazze'ye ulaşabilmişti. 

Fakat 2010 yılından bu yana Gazze ablukasını delmeye çalışan tüm filolar, İsrail tarafından uluslararası sularda durduruluyor veya saldırıya uğruyor.

İşte en somut, derinden tecrübe ettiğimiz sarsıcı bir örnek: Mavi Marmara…

2010 yılında İsrail komandoları, uluslararası sularda Mavi Marmara'ya baskın düzenledi. Saldırıda 10 aktivist şehit oldu, onlarca kişi yaralandı ve dünya çapında büyük bir infiale yol açtı. Gemide insani yardım ve 600'den fazla yolcu bulunuyordu.

Yine 2018’deki Filistin İçin Adil Bir Gelecek filosu da ablukayı delmek ve insanlık onurunu yüceltmek için düzenlenen önemli organizasyonlardan biriydi. 2018 Gazze Özgürlük Filosu olarak da bilinen bu organizasyon İsrail'in Gazze'ye uyguladığı deniz ablukasına karşı devam eden çabalarının bir parçasıydı. Fakat İsrail, deniz kuvvetleri filoya ait iki gemiyi durdurup ele geçirdi. İlk olarak 29 Temmuz'da “Al Avda”, ardından 3 Ağustos'ta “Freedom” gemisi ele geçirildi. Gemide bulunan bazı kişilerin ifadesine göre, İsrail güçleri bazı aktivistlere saldırdı ve bu kişiler daha sonra İsrail'den sınır dışı edildi.

Ve aylar önce “Vicdan” gemisi aynı misyon ve cehd ile çıkacaktı yola. 2 Mayıs'ta Gazze'ye doğru yola çıkmaya hazırlanırken, Malta kıyılarından sadece 14 deniz mili (25 km) açıkta silahlı insansız hava araçları tarafından iki kez vuruldu. Saldırı, yangına ve gövdede önemli bir deliğe yol açtı. Gemideki 30 Türk ve Azeri aktivistin suyu boşaltmak ve gemiyi su üstünde tutmak için çaresizce çabaladığı anlar uluslararası kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. 

Ya, çoğumuzun yakın zamanda tanıklık ettiği Madleen gemisi?

Adını Gazze'nin ilk kadın balıkçısı Madleen Kullab'dan alan bu gemi Özgürlük Filosu Koalisyonu (FFC) tarafından 9 Haziran'da denize indirilmişti. 

Gazze'ye yaklaşık 185 km (100 deniz mili) uzaklıkta, uluslararası sularda İsrail ordusu tarafından durduruldu. Baskın anları uluslararası basında ciddi tepki topladı. 

Son olarak; daha dün İsrail güçlerinin, açlık çeken Filistinlilere yardım götürmek üzere Gazze’ye giden “Hanzala” gemisine yönelik baskını İsrail’in hukuksuzluğunu gözler önüne seren bir başka eylem oldu. 

BİR DAMLA SU İLE ATEŞE KOŞANLARIN HİKÂYESİ 

Hanzala gemisi son olmadı, Sumud da son olmayacak;

Zulüm devam ettikçe “Kim var?” denildiğinde “Ben varım!” diyenler hep olacak…

Mesele; bizim bu kıssadan hissemizin ne olduğudur...

Mesele ateşin büyüklüğü değil; ağzımızda bir damla su ile bile olsa o ateşe doğru telaşla koşmamızdır…

Rabbim muvaffak kılsın…

Fatih Yoncalık / Haber7