Batı'nın Frankenstein'ı!
- GİRİŞ21.09.2025 09:10
- GÜNCELLEME22.09.2025 09:42
Son yıllarda yeniden ortaya çıkan gizli bir radikal aktivist grup…
Resmi liderlerinin kim olduğu bilinmiyor;
Aslında bakılırsa organizasyonun resmi bir lideri olup olunmadığı da meçhul…
Charlie Kirk suikastı ile yeniden hortlayan ‘Antifa’ oluşumundan söz ediyorum;
Kimilerinin ismini belki de henüz duyduğu bu hareketin tarihi her ne kadar Nazi Almanya’sı dönemine kadar dayandırılsa da kimi kaynaklar 1920’li yıllara kadar izlerine rastlandığını öne sürülüyor…
Birçok ülkede üyelerinin olduğu iddia edilse de merkezi veya hiyerarşik bir yapılanması yok.
Genellikle baştan aşağı siyah giyinen grup üyeleri kendilerini ‘anti-faşist’ olarak tanımlamayı tercih ediyor,
Zaten Antifa ismi de kendini “anti faşist” ifadesinin kısaltılmış halinden alıyor.
Dahası oluşum, bu uğurda şiddet içeren taktikleri bazen meşru müdafaa olarak haklı bile görüyor…
Antifa üyeleri kendilerini, İkinci Dünya Savaşı öncesinde Nazi Almanyası ve faşist İtalya'daki muhalefet gruplarına kadar uzanan bir protesto geleneğinin parçası olarak görüyor.
ABD'deki Antifa aktivizminin kökleri ise 1980'lerde ırkçı dazlakların, Ku Klux Klan (KKK) üyelerinin ve neo-Nazilerin faaliyetlerine karşı harekete geçen ırkçılık karşıtlarına kadar uzanıyor.
Fakat Antifa gruplarının yakın dönemde duyulduğu son olay Charlottesville çatışmaları oldu.
12 Ağustos 2017'de Virgina eyaletinin Charlottesville kentinde beyaz üstünlüğünü savunanlar ile Antifa destekçilerinin karşı karşıya geldiği "Sağı Birleştir" mitingi şiddetli çatışmalara sahne olmuş; hatta bölgede olağanüstü hal ilan edilmişti…
Dağıtmayalım…
Asıl mesele söz konusu oluşumun terör örgütü PKK/YPG ile bağlantısı!
Evet, ABD Başkanı Donald Trump’ın terör örgütü olarak tanımayı düşündüğü bu radikal grubun birçok mensubu terör örgütü YPG için savaşmak üzere Suriye'ye getirildi.
Polis Akademisi tarafından yayınlanan 54 sayfalık bir rapor, terör örgütü PKK ve Suriye'deki uzantılarının ABD, Kanada ve Avustralya'nın yanı sıra Avrupa ülkelerinde faaliyet gösteren Antifa grupları da dahil olmak üzere birçok aşırı sol örgütün üyelerini saflarına kattığını ortaya çıkardı.
Bazı Antifa üyeleri, PKK ve Suriye'deki uzantıları olan PYD, YPG ve YPJ ile ideolojik benzerlikler taşıyor.
Özellikle Suriye'de terör örgütü DAEŞ'in yükselişinden bu yana, Antifa unsurları da dahil olmak üzere birçok militanın terör örgütü YPG'ye yabancı terörist savaşçı olarak katıldığına dair haberler var.
Özellikle DAEŞ ile savaşma bahanesiyle terör örgütü YPG'ye yardım eden küresel aktörlerin koruması altında, bu yabancı terörist askerler çatışma bölgesinde önemli eğitim ve savaş deneyimi kazandılar.
Batı için sorun da tam olarak burada başlıyor…
Çünkü terör örgütlerinin kullanıp patlamaya hazır bir bomba haline getirdiği bu maşalar kendi ülke güvenlikleri için de büyük bir sorun teşkil ediyor…
Nitekim bu gruplar son yıllarda, özellikle aşırı sağcıların da yer aldığı protesto ve mitinglerde giderek daha aktif hale geldi...
Örneğin, Haziran 2016'da Antifa ve diğer protestocular, Kaliforniya'nın Sacramento kentinde düzenlenen bir neo-Nazi mitinginde en az beş kişi bıçaklanmıştı.
Ya da Şubat, Mart ve Nisan 2017'de Antifa üyeleri, Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley'deki aşırı sağcı göstericilere tuğla, boru, çekiç ve ev yapımı yangın çıkarıcı cihazlar kullanarak saldırdı.
Ya da Temmuz 2019'da kendini Antifa mensubu olarak tanımlayan William Van Spronsen, Washington'daki Tacoma'da bulunan ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Teşkilatı gözaltı tesisini bir LPG tankı kullanarak bombalamaya çalışmıştı.
Ve son vaka: Charlie Kirk…
Hülasa, belki de asıl tehdit Batı’nın ‘düşmanını’ yok etmek adına kendi içinde başka bir canavarı büyütmüş olduğudur…
Fatih Yoncalık / Haber7
Yorumlar3